O ayakkabılar Cumhuriyet’in artısı sayılan sembol olmalı

EKONOMİST Dergisi tarafından ’Yılın Bürokratı’ seçilen Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, başkanlığa atandığı dönemde evinin artı hanesine yazılacak bir sembol" diyen Durmuş Yılmaz, 3 üniversite öğrencisine ait ayakkabıların hikayesini anlattı.

Fotoğraf ve ödül

Bu yıl Kara Efe’nin sponsorluğunda İstanbul Conrad Oteli’nde gerçekleştirilen "Yılın İş İnsanları-2008" ödüllerinin verildiği gecede Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Durmuş Yılmaz’ın başkan seçildiği dönemde Akşam gazetesinde çekilen fotografı hatırlattı. Durmuş Yılmaz’ın eşi Duriye Yılmaz’ı gösterirken, kapınınönündeki 3 çift erkek ayakkabısını da gözler önüne seren fotoğrafın, kafalarda bir takım sorular yarattığını, pek çok insanın o fotografa bakıp ’oldu mu’ dediğini aktaran Özkök, "Bugün baktığımız noktada olduğunu gösteriyor, iyi ki böyle bir insan Merkez Bankası’nın başında. Bu ödülün çok hak edilmiş bir ödül olduğunu düşünüyorum" dedi. İş dünyasınının önde gelen temsilcilerinden oluşan 2 bin 700 kişilik büyük jüriye gönderilen anketten ’yılın bürokratı’ olarak çıkan Durmuş Yılmaz, ödülünü Doğan Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan’dan aldıktan sonra, ayakkabı konusuna açıklık getirdi. O dönem gazete manşetlerine konu olan bu fotoğrafın gündeme gelmesinden memnun olan Yılmaz, ayakkabıların hikayesini şöyle anlattı: "Bu ayakkabılar 3 üniversite öğrencisine aitti. Bu gençlerden 2’si hukukta, bir tanesi de maliyede okuyordu. Bugün bu 3 arkadaştan birisi hakim, diğeri savcı, öbürü de Maliye Bakanlığı’nda vergi denetmeni oldu. Bu ayakkabıların Türkiye’de sınıfsal yapının çok katı olmadığının işareti, bu ayakkabılar çalışan, gayret eden herkesin zorda olsa istediği yere gelebileceğinin bir örneğidir. O nedenle bu ayakkabılar Cumhuriyet’in artı hanesine yazılması gereken bir semboldür."

Gereken yapılacak

Bir kamu çalışanı olarak, görevini elinden geldiğinde en iyi şekilde yerine getirmeye çalışmasının ödüllendirilecek bir durum olmadığını, o nedenle bu ödül karşısında ’mahcup’ olduğunu dile getiren Yılmaz, "Ancak ödüller aynı zamanda sorumluluk da getiriyor. Verilen her ödül omuzlarımızdaki yükü artırıyor" diye konuştu. Yılmaz, kamuoyuna yönelik olarak da şu mesajları verdi: "Zor bir dönemden geçiyoruz, küresel kriz ülkemizi de etkiliyor. Merkez Bankası bu kritik dönemde kendisinden beklenen görevileri yerine getirecektir. Fiyat istikrarını sağlamaya yönelik temel amacımızla çelişmemek kaydıyla, finans piyasalarına ilişkin üzerimize düşün tedbirleri almaya devam edeceğiz."

Demirtaş’tan Eczacıbaşı’na ’büyükbaba’ jesti

EKONOMİST’in "Yılın İş İnsanı" ödülünü bu yıl Eczacıbaşı Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, 10 yıl aradan sonra ikinci kez aldı. Törende, Efe Rakı Yonetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş ödülünü verirken, Eczacıbaşı’na bir de jest yaptı. Demirtaş, şu anda başkanlığını yaptığı izmir Ticaret Odası’nın (İZTO) 113 nolu üyesi Süleyman Ferit’in, 1926 yılında İZTO’nun ilk başkanı olduğunu anlattı. Süleyman Ferit’in Eczacıbaşı’nın büyükbabası olduğunu açıklayan Demirtaş, Süleyman Ferit’e ait ilk imza sirkülerini, soyadı kanunu çıktıktan sonraki imza sirkülerini ve o dönemde İZTO’nun dergisinde yayınlanan yazısını hediye etti. Eczacıbaşı, "Ekonomist ve Efe ürünlerini heyecanla kullanıyorum" dedi. Eczacıbaşı, içinde bulunulan döneme ilişkin olarak da "Büyük bir buhran döneminden geçiyoruz" diye konuştu.

Hangi ödülü kim aldı

Yılın İş İnsanı:

Eczacıbaşı Topluluğu Başkanı Bülent Eczacıbaşı

Yılın Profesyoneli:

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince

Yılın Bürokratı:

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz

Yılın Kadın

Girişimcisi:

Koton Başkan Yardımcısı Gülden Yılmaz

Yılın Erkek

Girişimcisi:

Şölen Çikolata Başkanı İsmail Çoban

Yılın Sivil

Toplum Önderi:

Toplum Gönüllüleri Vakfı Başkanı İbrahim Betil