Nurettin Yay: Reklamcılığın ham maddesi içgörüdür
Güncelleme Tarihi:
DWT Mandalina Ajans Başkanı Nurettin Yay Kırmızı Jürisi tarafından ödüllendirmelerini şu şekilde değerlendirdi; "Reklamcılığın ham maddesi içgörüdür. Yaratıcı zihinlerin kabiliyetleriyle şekillenen saf bir içgörü; tüketicinin hislerine dokunan, kitleleri harekete geçiren, algıları ve tutumları değiştiren etkin bir iletişim fikri doğurabilir. Bu yaklaşımla ele aldığımız iki iletişim çalışmamızın da Kırmızı Jürisi tarafından ödüllendirilmesi doğru iş yaptığımızın en değerli göstergesi."
Bu yıl Kırmızı Bölge / En İyi Basın Kampanyası Kategorisi “The Cork Gastropub – Bardağın Altında Bırak” İşi ve ve En İyi Diğer Kategori Reklamı’nda ise “Matilla Ayakkabı – Erken Yaz İndirimi” çalışması ile Kırmızı kazandınız. Bu işler ile ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?
Reklamcılığın ham maddesi içgörüdür. Yaratıcı zihinlerin kabiliyetleriyle şekillenen saf bir içgörü; tüketicinin hislerine dokunan, kitleleri harekete geçiren, algıları ve tutumları değiştiren etkin bir iletişim fikri doğurabilir. Bu yaklaşımla ele aldığımız iki iletişim çalışmamızın da Kırmızı Jürisi tarafından ödüllendirilmesi doğru iş yaptığımızın en değerli göstergesi.
Konuklarına sosyalleşmeyi ve deneyimlemeyi vadeden The Cork Gastropub için hazırladığımız basın kampanyamızın ilham kaynağı; içinde yer aldığı grup tarafından onaylanmaya ihtiyaç duyan, arkadaş çevresiyle güçlü duygusal bağlar kuran, bireysel ekonomik güce sahip genç kuşağın içgörüleriydi. Hayatın özenle sunduğu dertleri, “bardağın altında bırak” söylemiyle karşılayan çalışmamız, seslendiği kitleyle samimi bir diyaloga geçerek, yeni bir anlatımla mesajını fısıldadı.
Matilla için erken yaz indirimini ilan ettiğimiz çalışmamız ise faydayı odağına alan, görsel diliyle fazlalıklarından arınan, az ve öz konuşan keyifli işlerimizden biri olunca oy birliğiyle Kırmızı’da sergilenmesine karar kıldık.
Kırmızı ile sizin ajans olarak ilk tanışmanız nasıl ne zaman oldu? Böylesi bir yarışmanın sektöre katkısı konusunda ne düşünüyorsunuz? Kırmızı gibi bir yarışma neden olmalı, neden önemli?
Bugün değişimin rengi olan Kırmızı ile 2010 yılında tanıştık. Mamül Eskişehir için hazırladığımız ilan çalışmamızın Basında En İyi Perakende ödülüyle onurlandırılması unutulmaz bir andı bizim için. Ondan sonraki yıllarda da ilişkimize ara vermeden devam etmeye gayret gösterdik.
Yetenekleri, üretkenliği ve yaratıcılığı besleyen ve her daim dinamik tutan böyle bir platformun var olması bizim için heyecan verici. İletişim sektöründe zamanın ruhunu yakalamak ve var olabilmek için sürekli kabuk değiştirmek gerek. Yaratıcılığın tetikleyicisi olan Kırmızı, işte tam da bu noktada önemini ve değerini ortaya koyuyor. Zekanın, becerinin ve yetkinliklerin birbirine meydan okuduğu bir arenada markalarımızla birlikte daha iyisini yaratmak için çabalıyor, emeklerimiz takdir edildikçe de beklentilerin üstüne çıkmayı hedefliyoruz.