Güncelleme Tarihi:
Ankara Sanayi Odası (ASO), Eğitim kapsamında 4’üncü Nükleer Santraller Zirvesi’nde Rusya ile ROSATOM, Sürekli Eğitim ve Öğretim Enstitüsü (CICE&T) adına Rektör Yury N. Seleznev, TCP NICS - SOJUZATOMSTROJ adına, Yönetim Kurulu Başkanı Victor S. Opekunov ve Çek Cumhuriyeti ile Çek Enerji Sanayi Birliği (CPIA) adına Yönetim Kurulu Başkanı Peter Bodnar ile iyi niyet anlaşması imzaladı.
“NÜKLEER SANTRALLERDE ÇALIŞANLAR İÇİN EĞİTİM MERKEZİ KURUYORUZ”
Eğtim merkezi kurma çalışması içerisinde olduklarını söyleyen ASO Genel Sekreteri Doç. Dr. Yavuz Cabbar, “Türkiye’nin nükleer sektörde en verimli ve en yüksek oranda yerli katılımını desteklemek amacıyla bu anlaşmaları imzaladık” dedi.Cabbar, “Rusya ile imzaladığımız anlaşmanın temel amacı, nükleer santraller de çalışacak işçiler dahil herkesin belli eğitimden geçmesi gerekiyor. Binlerce kişinin eğitime ihtiyacı var. İnsanların hepsini yurtdışında eğitemeyeceğimize göre yurtdışından ya birileri gelecek eğitecek ya da Türkiye’de kurduğumuz eğitim merkezleriyle bu işi yapacağız bizde buna talip olduk. Hem inşaatta çalışacak işçilerin eğitimi hem de ileri ki zamanda çalışacak teknisyenlerin eğitimi ayrıca biz sanayicilerin nükleer santrale parça üretir tedarikçi olabilmeleri için imzaladığımız bir anlaşma. Anlaşma kapsamında İşbirlikleri, ortak araştırma geliştirme ve ortak sempozyumlar yapmak var” diye konuştu.
Çekya (Çek Cumhuriyeti) Sanayi Birliği ile daha kapsamlı bir anlaşma imzaladıklarını söyleyen Doç. Dr. Cabbar, “Orada da ana amacımız eğitim olmakla birlikte özellikle Çek ve Türk firmaları eşleştirilmesi ile birlikte organizasyonlar yapmak. Çünkü Çekya’da, Rusların kurduğu santraller çalışır vaziyette orada da ciddi eğitim, araştırma çalışmaları devam ediyor. Eğitilmiş personelin sertifikasyonu konusunda da çeklerin ciddi tecrübeleri birikimleri var” ifadelerini kullandı.
“İKTİSADİ İŞLETMENİN TEK İŞİ NÜKLEER SANAYİYİ GELİŞTİRMEK OLACAK”
Ankara Sanayi Odası olarak İktisadi İşletme kurduklarını belirten Doç. Dr. Cabbar, “Bu işletme sadece Ankaralı sanayiciler değil Türkiye’deki bütün sanayicilere açık oradaki proje ortaklarımız İstanbul Sanayi Odası, Kocaeli Sanayi Odası, İstanbul Teknik Üniversitesi, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, Gedik Üniversitesi. Sanayi Bakanlığı ‘küme destek programından yararlanacağımız bir destekle projeyi yürüteceğiz. ‘Ankara Sanayi Odası Nükleer Sanayi İktisadi İşletmesi’ diye bir işletme kuruyoruz. Bütün işi nükleer sanayi geliştirmek olacak. Ortak laboratuvarlar ve üretim merkezleri gerekirse kuracağız. Nükleer vasıfta çelik üretiminden tutunda sertifikasyona, eğitime kadar geniş platformda bütün Türkiye’deki sanayilere açık bir işbirliği şirketi haline gelmiş olacak” dedi.
“GENİŞ KATILIMLI VE ÖNEMLİ BİR ZİRVE”
4’üncüsü yapılan bu zirvenin bu sene katılım biraz daha geniş olduğunu aktaran Doç. Dr. Cabbar, “Nükleer santralde söz sahibi olan ülkelerin hem üst seviyeleri hem de firmaları burada. Bu zirve Türkiye için önemli. Türkiye nükleer santraller için önemli bir pazar o yüzden ülkeler buraya geliyor. Türkiye ‘nin barajları var hidrolik güçten enerji elde diyoruz. Ama önemli bir kısım enerjiyi doğalgazdan sağlıyoruz. Bunu çeşitlendirmemiz gerekiyor. Nükleer santrallerin öneminde hem ülke çeşitlemesi hem teknoloji çeşitlemesi hem de tek kaynağa bağlı olmamak yatıyor. Dolayısıyla nükleer santrallin önemi Türkiye için dışa olan enerji bağımlılığımızı mümkün olduğunca azaltmak. Sadece dışa bağımlılık değil tek kaynağa ya da birkaç kaynağa bağlı olmayı da azaltarak çeşitlendirmek. Bu anlamda nükleer enerji bizimi için önemli” şeklinde konuştu.
“NÜKLEER SANTRALLERİNDE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ÜST SEVİYEDE”
Güvenlik noktasında bütün tedbirlerin alındığının o yüzden maliyetin de artığını söyleyen Doç. Dr. Yavuz Cabbar, “Tüm dünya nükleercileri Fukuşima’yı dönüm noktası olarak aldı. O nükleer kazasından sonra güvenlik tedbirleri yeniden gözden geçirildi. Yeni sıkı bir güvenlik ekipmanları, prosedürleri ve teknikleri uygulanmaya başlandı. Maliyetleri artıran önemli unsurlardan biriside o zaten. Güvenlik inanılmaz öneme çekildi. Şimdi en ufak ihtimali bile bırakmamak için bütün güvenlik tedbirlerini alıyorlar. Nükleer santralin çalıştırılmasında güvenlik olarak pek problem yok gözüküyor. Atıklarla ilgili sıkıntı devam ediyor o önemli bir problem atıkları alıyorsunuz havuzlarda bekletiyorsunuz uzunca süre 5-7-10 yıl gibi oradan sonra alıp sahalarına götürüyorsunuz bildiğim kadarıyla çok emin olmamak birlikte Akkuyu için yapılan anlaşmada Türkiye atık bırakılmayacak alıp götürecekler” diyerek sözlerini tamamladı.