Güncelleme Tarihi:
Ve gözler, Akkuyu ve Sinop nükleer santral projelerine çevrildi. Akıllarda “Ya kaza olursa” sorusu var. Türk yetkililer, örneklerin incelenerek santrallerin en ufak riske yer vermeden inşa edileceğini söylüyor…
SOMA maden ocağı faciasında açığa çıkan ihmaller zinciri, gözleri yapımı için hazırlıkların başladığı nükleer enerji santrallerine çevirdi. Eleştiriler, madende insan eliyle yapılan hatalar sonucu yüzlerce canın gittiği, nükleerde en küçük ihmalde bile çok daha büyük bir felaketin yaşanabileceği yönünde. Güvenlikle alakalı soruları Moskova’da düzenlenen nükleer santral forumunda, Enerji Bakanlığı nükleerden sorumlu Müsteşar Yardımcısı İlker Sert ile Nükleer Enerji Proje Uygulama Daire Başkanı Necati Yamaç’a yönelttik. Yamaç, Akkuyu ve Sinop nükleer santralleri için “üç kritik tedbir” aldıklarını ve söz konusu tedbirler alınmış olsaydı Çernobil ya da Fukuşima kazasının yaşanmamış olacağını söyledi.
3 KTİRİK TEDBİR
Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen “VI. Uluslararası ATOMEXPO-2014 Forumu”nda sorularımızı yanıtlayan Yamaç, Akkuyu ve Sinop santrallerinde uygulanacak üç tedbiri şöyle sıraladı:
1) Pasif güvenlik sistemi. Yani dışarıdan müdahale ile reaktörü soğutmasanız bile reaktörün kendi kendini soğuttuğu sistem. Bu sistem her şeyin yedeği de düşünülerek inşa edilecek.
2) Fukuşima’da yakıt aşağıdaki kabını delerek, sızmıştı. Bizim santrallerde yakıtı tutmak için altında kor kabı denilen başka bir komponent daha olacak.
3) Çernobil’de olmayan dış muhafaza kabı. Akkuyu ve Sinop’ta iki tane dış muhafaza kabı olacak. Bir metre kalınlığında bir duvar, ortasında bir metre boşluk ve 1.2 metre kalınlığında ikinci bir duvar olacak. O yüzden 400 tonluk uçak çarpmasına dayanıklı olacak.”
Soma maden ocağı faciası ve buradaki derin ihmaller zincirini hatırlatarak, “Böyle bir kaza nükleer santralde yaşanmayacak diyebilir misiniz?” sorusu yönelttiğimiz İlker Sert ise şu yanıtı verdi: “Nükleer santrali inşa ederken en ufak riske yer vermiyorsunuz. Ama kaza olur mu? ‘Bunun garantisini veriyorum’ demek ne kadar makul olur sizce? Ardahan’a 30 kilometre yakında Metsamor nükleer santrali, Bulgaristan’da İstanbul’a 370 kilometre uzaklıkta bir santral, Romanya’da yine benzer mesafede başka bir santral, yani etrafımızda pek çok santral var. Bizim etrafımızda herkes bir şeyler yapmış ve işletiyor. Biz bunu yapmayarak çok mu kendimizi korumuş olacağız? Ya kaza yaparsa diye arabaya binmemek gibi. Tüm insanlık bunların riskini çok iyi biliyor ve kazanın olmaması için insan beyninin üretebileceği tüm çözümleri üretiyor. Bir kaza ihtimali varsa, nükleer santral kazası en son ihtimaldir çünkü onu durdurmak için tüm önlemler alınıyor.”
UAEA RAPORU
Sert, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) Türkiye’de bir yıl süren çalışma yaptığını ve bir rapor hazırladığını söyleyerek, “11 kişilik uzman ekipler gelerek iyi ve zayıf olduğumuz yönleri sıraladılar. Bu rapor kamuoyu ile paylaşılacak” dedi.
TÜM GÜVENLİĞİ KARŞILAMALI
GREENPEACE’in eleştirilerinden biri, “Nükleere verilen alım garantisi nedeniyle Rosatom’un güvenlik maliyetlerinden kısacağı” endişesi. Sert, yapılan hükümetlerarası anlaşma uyarınca kamu kurumlarının güvenliğe dair tüm ilave tedbir taleplerini ilgili firmanın karşılamak zorunda olduğunu belirtti. Maliyetlerin artmasından dolayı Türkiye’nin zarar etmeyeceğini de ekleyen Sert, “Üretilen elektriğin yarısını 15 yıl boyunca 12.35 dolar/cent’ten alacağız. Alt limiti var, üst limiti var. En fazla 15.33 dolar/cent, en az da 9.6 dolar/cent. Fiyatta onlara taahhüdümüz bu” dedi.
İki ayrı fon kurulacak
60 yıl ömrü olan nükleer santralin nasıl söküleceği konusunda İlker Sert, “Metodunu biz belirleyeceğiz. İki ayrı fon oluşturulacak. TETAŞ’a satacağı kısımdan kilovatsaat başına 0.15 cent atık yönetimi, 0.15 cent sökme için ayrılacak. Satılacak kısımdan ise Türk mevzuatının belirlediği miktarı fona yatıracak” dedi.
YA DEPREM...
HER ikisinin de yakınında fay hattı bulunan santrallerde deprem riskine yönelik ise Sert, “Nükleer santral inşa ederken, bir numaralı öncelik olabilecek en yüksek güvenlik tedbirlerinin düşünülüp gerçekleştirilmesi. Akkuyu’nun kuruluş maliyeti 22 milyar dolar. Niye bu kadar yüksek? Bir numaralı sebebi ileri düzeydeki güvenlik tedbirleri. Santraller 9 şiddetinde depreme dayanıklı inşa ediliyor” dedi.
‘Fukuşima’dan ders aldık’
AKKUYU’DA kullanılacak reaktörün tasarım mühendisi Mikhail Maltsev, “Fukişima’daki kazayı çok iyi analiz ettik, kendi teknolojimiz üzerinde birçok stres testleri gerçekleştirdik ve bütün olumsuzlukları göz önüne alarak yeni güvenlik önlemleri aldık. Ayrıca kaza durumunda nükleer santral otomatik olarak 24 saat çalışabiliyordu biz bunu 72 saate çıkarttık. Yine bu 3 günlük süre zarfında santralin daha güvenli bir şekilde çalışabilmesi için önemli faktörleri dâhil ettik” dedi.
Atıklar ne olacak?
NÜKLEER atıklara ne yapılacağı konusunda ise Yamaç, “Bu konuda uluslararası sözleşme imzaladık, TBMM’de onay bekliyor. Atık denilen şey kullanılmış yakıttır, onu zenginleştirdiğinizde tekrar kullanabilirsiniz. Anlaşma, ‘Kullanılmış yakıtlar, tekrar kullanılmak üzere Rusya’ya gönderilebilir’ diyor. Akkuyu sahasından çıkan yakıtlar 10 yıl oradaki ıslak havuzlarda bekletilecek. Radyoaktivitesi düştükten sonra Ruslar bunu Rusya’ya gönderip, tekrar zenginleştirip, Akkuyu’ya geri getirebilir. Ya da taze yakıt getirebilirler. Atık konusu şimdiki ÇED’de yer alacak” dedi.