Nükleer enerjide gizli el kuşkusu

Güncelleme Tarihi:

Nükleer enerjide gizli el kuşkusu
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 08, 2007 00:00

Türkiye’nin 1970’lerde, 1980’lerde nükleer enerji üretimine başlamış olması gerektiğini söyleyen Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Selahattin Hakman, "Rahmi Bey’in (Koç) söylediği gibi, bunu gizli bir el engelliyor mu, bu işte bir komplo var mı? Bilmiyorum ama nedense bir türlü nükleer enerji üretimine geçilmedi, geçilemiyor" dedi.

Elektrik üretimine yatırımın cazip hale gelmesi için maliyet, fiyat sorununun aşılması ve sektörün liberalleşmesi gerektiğini söyleyen Hakman, Türkiye’de nükleer enerji üretimi konusunda da şöyle konuştu: "Rahmi Bey’in (Koç) söylediği gibi gizli bir el engelliyor mu? Bu işte bir komplo var mı? Bilmiyorum ama nedense bir türlü olmadı, olmuyor. Oysa Türkiye olarak nükleer enerji konusunu 1970’lerde, 1980’lerde çözmüş olmalıydık. Bugün şu andan itibaren bu konuda yola çıksak bir nükleer enerji santralını ancak 10 yıl sonra devreye alabiliriz. Üç defa ihaleye çıkıldı olmadı. En sonuncusunda ben de oradaydım. İster yanlış zamanlama deyin, ister yanlış yaklaşım deyin. Her neyse, yine olmadı. Engellendi gibi geliyor. Ben komplo olduğunu söylemiyorum ama sonuç böyle ve bana göre ciddi bir kayıp."

ELEKTRİKTE İDDİALIYIZ: Dün Sabancı Center’da, Sabancı Holding’in enerji sektörüne dönük stratejilerini anlatmak için basın toplantısı düzenleyen Enerji Grup Başkanı Selahattin Hakman, "Sabancı Holding olarak elektrik enerjisi sektöründe 2015’e kadar yüzde 10 pazar payı hedefledik. Bunun için de linyite dayalı 450 megawatt’lık Tufanbeyli Termik ve 762.6 megawatt’lık hidroelektrik santrallarının lisanslarını aldık. Toplamda 2 milyar dolarlık yatırım yapacağız. Ayrıca doğalgaz santralı yatırımımız da 700 milyon doları bulacak" dedi.

KÁRLI LİBERAL PİYASA: Hem Sabancı Grubu’nun hem de diğer yatırımcıların projelerini gerçekleştirmesi için "yatırım bedelleri dahil toplam gerçek maliyetleri yansıtan ve serbest rekabette oluşan fiyatlara dayalı, öngörülebilir ve sürdürülebilir bir liberal piyasanın bir an önce derinleşmesi gerektiğini" söyleyen Selahattin Hakman, dağıtım bölgeleri özelleştirmelerinin de en kısa zamanda yapılmasını beklediklerini anlattı. Bu liberalleşme adımları atılmadığı için uzun süredir ciddi enerji yatırımı yapılmadığına dikkat çeken Hakman, Avusturyalı ortakları Verhund ile 2015’e kadar 5.000 megawatt’lık bir kapasiteyi devreye almayı planladıklarını söyledi. Hakman, 2015’e kadar Türkiye’de yaratılması gereken yeni kapasatinin 25 bin megawatt’lık bir kapasite olduğunu belirtti.

ELEKTRİK FİYATLARI UCUZ: 1 Ağustos 2006’dan beri uygulanan Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinin (DUY) getirdiği sistemle özel sektör elektrik üreticilerinin ’maliyet-fiyat’ krizini bir ölçüde aştığını anlatan Selahattin Hakman, şöyle devam etti: "Şimdi bu sistemle ortalama 15 kuruşa satabiliyoruz. Tüketiciye 12 kuruşa yansıyor, toptan fiyat 10 kuruş. Zararı devlet üstlenmiş oluyor. Türkiye’de elektrik fiyatları, Avrupa ülkeleri ortalamasına göre sanayide yüzde 20, konutlarda ise yüzde 50 daha ucuz. Aradaki farkı da birileri ödemiş oluyor."

Türkiye elektrikte bıçak sırtında

SABANCI Holding Enerji Grubu Başkanı Selahattin Hakman, farklı kurumların farklı verileri baz alarak yaptıkları Türkiye’nin enerji ihtiyacı perspektifinde yanılmalar olduğunu söyledi. Hakman şunları söyledi: "TEİAŞ, elektrik ihtiyacında yıllık yüzde yüzde 8.4 artış öngördü. Ancak Temmuz 2006-2007 arası artış fiilen yüzde 9.4 oldu. Devletin bazı önemli santrallarının bakımları gerekiyor ve bu da uzun sürebilir. Bunları dikkate aldığımızda ’şu andan itibaren Türkiye’de elektrik arzında sıkıntı başladı. Elektrikte bıçak sıntındayız’ diyoruz. Önümüzdeki günlerde sıkıntı var. Bu nedenle 800-1000 megawatt’lık bir doğalgaz santralı için gerekli lisans müracaatımızı yaptık. Çünkü en kısa sürede devreye alınabilecek tesis doğalgaz santralıdır."

Devletin akaryakıt dağıtımına girmesi süreci geri döndürür

PETROL Sanayi Derneği (PETDER) Başkanı ve Shell Türkiye Genel Müdürü Canan Ediboğlu, devletin akaryakıt dağıtım işine bir işletmeci olarak girmesinin, ileriye doğru giden bir süreci geriye döndürme riski taşıyacağını bildirdi. Devletin, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) bağlı Turkish Petroleum International Company’nin (TPIC) alt kuruluşu olan Türkiye Petrolleri Petrol Dağıtım (TPPD) şirketi ile akaryakıt dağıtım işine girdiği yönünde haberlere ilişkin konuşan Ediboğlu, Türkiye’de politika üreticilerinin enerji alandaki en büyük başarılarından birinin de akaryakıt sektörünün liberalizasyonu olduğu görüşünü aktardı. Ediboğlu, "Devletin akaryakıt dağıtım işine bir işletmeci olarak girmesi, korkarım ki, ileriye doğru giden bir süreci geriye döndürme riski taşıyacaktır" dedi. Petrol Ofisi’nin özelleştirilmesinin, sağlıklı ve adil bir rekabet ortamına, serbest piyasa ekonomisine geçiş politikasının hayata geçirilmesi yönünde atılan önemli bir adım olduğunu ifade eden Ediboğlu şöyle konuştu: "Politikalarda tutarlılık ve devamlılık çok önemlidir. İç ve dış yatırımcıya güven vermede de başlıca faktörlerden biridir. Yetkililerin bu girişimi bu açıdan değerlendireceğini ve gözden geçireceğini umuyorum." Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası (TABGİS) Genel Başkanı Atıf Ketenci de hiç bir suretle devletin dağıtım şirketiyle piyasalara dönmesinin uygun olmadığını bildirdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!