Güncelleme Tarihi:
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) demografik gelişmelerin gelecek dönemde enflasyonu nasıl etkileyebileceğine dair projeksiyonlarının yer aldığı araştırmaya göre, enflasyonu düşürücü (deflasyonist) olarak nitelendirilebilecek çalışma çağındaki nüfusun toplam içindeki payı 2025'te zirve yapacak.
İktisat literatüründe önemli bir yer tutan ve hem piyasaları hem de reel ekonomiyi yakından ilgilendiren enflasyon ile ilgili yapılan araştırmalar, atılacak yapısal reform adımları için önemli bir rehber görevi üstlenirken, geleceğe de ışık tutuyor.
Bu anlamda enflasyonla mücadelede önemli bir oyuncu olan TCMB gibi kurumların araştırmaları, yakından takip ediliyor. Bu kapsamda TCMB tarafından açıklanan yılın dördüncü Enflasyon Raporu'nda da enflasyonun yapısal unsurlardan demografi ile ilişkisinin ortaya konulduğu bir araştırmaya yer verildi.
"Enflasyonun Yapısal Unsurlarına Bir Bakış: Demografi" başlıklı araştırmadan derlenen bilgilere göre, enflasyonun demografi, dışa açıklık, verimlilik gibi yapısal unsurlarla olan ilişkisi uzun dönemli eğilimleri anlayabilmek açısından önem taşıyor. Araştırma ile çocuk bağımlıların (çalışan başına düşen çocuk) ve erken çalışma çağındakilerin enflasyonist oldukları saptanırken, 26-30 yaş grubu ile deflasyonist etkiler gözlenmeye başlanıyor ve bu eğilim 56-60 yaş grubuna kadar devam ediyor. Çalışma çağının ortalarında yer alan ve esas tasarruf edici grup olarak bilinen yaş gruplarının ise en belirgin deflasyonist etkide bulunan grup oldukları gözleniyor. Yaşlı bağımlılar (çalışan başına düşen yaşlı) enflasyonist olarak saptanan diğer grup olurken, 80-yaş ve üstü grubun deflasyonist oluşu ilgi çekiyor.
"DEMOGRAFİK GELİŞMELER ENFLASYONU SINIRLAMAYA DEVAM EDECEK"
Elde edilen bulgular, Türkiye'de 1996 ve 2015 döneminde, yüksek enflasyondan düşük enflasyona geçiş olarak nitelendirilen dezenflasyon sürecinde, demografik unsurların da önemli etki yaptığını ortaya koyuyor.
Projeksiyonlara göre, deflasyonist olarak nitelendirilebilecek çalışma çağındaki nüfusun toplam içindeki payı 2025'te zirve yaptıktan sonra oldukça yavaş bir şekilde gerilemeye başlayacak. Enflasyonist etkisi bulunan iki yaş grubundan çocuk bağımlıların payı düşüş eğilimine devam ederken, yaşlı bağımlıların payı 2020 sonrası dönemde daha belirgin olmak üzere artış eğilimini koruyacak.
Tüm yaş gruplarının toplam etkisi dikkate alındığında, incelenen ikinci yirmi yıllık dönemde demografik etkilerin önemli ölçüde azalan bir deflasyonist yapı arz etmeye devam edeceği öngörülüyor.
Öte yanan demografik gelişmelerin enflasyonu sınırlayıcı yönde etkide bulunmaya devam edeceği tahmin ediliyor.
DEFLASYON NEDİR?
Deflasyon, bir ekonomide mal ve hizmet fiyatları genel seviyesinin belirli bir zaman diliminde sürekli düşüşünü ifade eden ekonomi terimidir.
Enflasyonun tersi olarak da açıklanan deflasyon, ülkede para arzı, kamu harcamaları, tüketim talebi ve yatırım harcamalarında azalış olması sonucunda ortaya çıkıyor.
Deflasyon süreci, ekonomik büyümeye zarar verirken, şirketlerin karlarının baskı altında kalmasını, ücret kısıtlamalarının gündeme gelmesini ve tüketicilerin satın alma faaliyetlerini ertelemelerini beraberinde getiriyor.
Bu kapsamda enflasyonu düşürebilecek etkiye sahip unsurların her biri, "deflasyonist" olarak nitelendiriliyor.