Güncelleme Tarihi:
“Olağan demokratik işleyişten uzaklaşılması, önce yabancı sonra yerli iş insanlarını yatırımlardan soğutuyor; yaratıcılıktan, girişimcilikten uzaklaştırıyor” diyen Özilhan, “Bu nedenle, bir an önce yeniden olağan düzene geçilmesini ümit ediyoruz. Normalleşmenin getirisi çok yüksek olacaktır” dedi. Türkiye’nin geçtiğimiz 10-15 yılda altyapıda önemli bir atılım yaptığını vurgulayan Özilhan, “Ama Türkiye nicelik meselesini çözmeye çalışırken nitelik meselesini göz ardı etti” diye konuştu. Şehir hastaneleri kurulduğunu dünyada ise teknolojideki gelişmeler çerçevesinde ihtisas hastanelerinin önem kazandığını kaydeden Özilhan, şöyle devam etti: “En sorunlu alan ise eğitim. Üniversite sayısı 77’den 185’e çıktı; ancak kalite tutturulamadı. Bu sene ilk yerleştirmede 370 bin kontenjan boş kaldı.”
ACI TECRÜBELERLE DOLU
Riskleri yönetmek için “doğmayla değil bilgiyle hareket edilmesi, değişen koşullara uyum kabiliyetini ve esnekliği artırırken, devlet geleneklerini ve kurumsal düzeni korumayı ihmal etmemek” ve kuralları herkese eşit uygulamak gerektiğini vurgulayan Özilhan, “1990’lar piyasa dinamiklerinin gözetilmemesinin acı tecrübeleri ile doludur. Bunlardan çıkartılan dersler aynı hataların tekrarlanmasını engelleyecektir. Bir kez daha kur, faiz, enflasyon sarmalına yakalanmamak için, kurumların araç bağımsızlığının önemini hafızalarda tazelemekte yarar görüyoruz” diye konuştu.
“Üretimi desteklemeyen bir sistem, verimsiz yatırımlar, uzun dönemli üretim artışı sağlayan sanayi yerine inşaata dayalı büyüme ile gidilebilecek yolun sonunun refaha çıkmayacağını” belirten Özilhan, “Yüksek teknolojili üretimi merkeze koyan yeni bir vizyona ihtiyacımız var. Demokrasi ve hukuk devleti yolunda ilerlemenin bir koşulu da herkesin kanun önünde eşit olmasıdır. Keyfiyetin, kayırmacılığın arttığı bürokraside sağlıklı yönetim yapılamaz” dedi.