Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz hafta hemen hemen ülkenin tamamında yaşanan elektrik kesintileri tartışılmaya devam ediyor. Gazetecilerle bir araya gelen Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir’e, TEİAŞ Genel Müdürü Kemal Yıldır’ın istifası sorulunca, “Kemal Bey’e üzüldüm. Kemal Bey işini iyi yapıyordu. Hem TEİAŞ, hem EÜAŞ, Ankara’daki bütün o ekip çok kalifiye, çok değerli insanlar” yorumunu yaptı. Enerji sektöründe üretim, dağıtım ve perakende alanında faaliyet gösteren Limak Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, elektrik kesintisinden sonra herkesin ders çıkarması gerektiğini düşünüyor. Elektrik kesintilerini üçe ayıran Özdemir, “TEİAŞ’tan enerji alamazsam kesildiği durumlar var. Bu benim suçum değil. Ama benim de suçum olan kesintiler var. Bunlar planlı kesinti ve arızi kesintiler. Vatandaş haklı. Kesintiler var. Sistem eski, trafolar eski, anormal yüklenmeler veya tabiat şartlarından dolayı kesintiler olabiliyor. Elektrik kesintileri ile ilgili basın toplantısında Enerji Bakanı’nın değindiği bir nokta vardı, kurulu güç 35 bin MW’tan 70 bin MW’a çıktı acaba trafo sistemi buna ayak uydurabildi mi? Devlet yatırım yapmalı, bize de görev düşüyorsa devlet bizi yönlendirmeli ve biz onu yapmalıyız” diyor.
ŞİKAYETLER DEVLETTEN AZ
Ortakları Cengiz ve Kolin ile İstanbul Boğaziçi (BEDAŞ), Uludağ, Akdeniz, Çamlıbel bölgeleri ile 11 şehirde, elektrik dağıtımının üçte birini yöneten Özdemir, son dönemde elektrik dağıtımında artan tüketici şikayetleriyle ilgili olarak, “Şikayetlerin devletten az olduğuna inanıyorum. Devletten kat be kat iyi idare ediyoruz” yorumunu yapıyor. Özdemir, yönettikleri dört bölgede oluşacak sorunların önüne geçmek için çalışma başlattıklarını, 2017’de entegre bilişim sistemine geçeceklerini şöyle anlatıyor: “Bu sistemi kurmak için uluslararası bir ihale yaptık. Şu anda 120 kişi çalışıyor. 200 milyon dolarlık bir yatırım. Sistemin şöyle faydaları olacak: Örneğin size her zaman 200 TL fatura geldi, 350 lira gelirse sistem ikaz edecek ‘Böyle bir fatura var, bir daha kontrol edin’, yollamayacak onu. Uzaktan sayaç okuma sistemine geçilecek. Sayaç okuma otomatik olacak, biri gelip sizin sayacınızı okuduğunda yanlış yazabilme riski var. Arızalar anında bildirilecek. Sorunların hakkından geleceğiz. Ben işin başındayım, dakika dakika kaç bin tane ev kesilmiş şudur budur, kriz anlarında her dakika bana geliyor. Biz devletten kötü mü idare ediyoruz? Mümkün değil. Devletten kat be kat iyi idare ediyoruz. Devletten daha çabuk cevap veriyoruz ancak beklentiler çok fazla. Şikayetler ve arıza durumları, kesinti durumları, faturalardaki hatalar bizde kaç tane olmuş, devlette kaç tane olmuş, o istatistikleri alıp bakalım. Madem özelleşmiş bir anda burası Danimarka, İspanya gibi olsun gibi bir beklenti var. Zamana ihtiyacımız var.”
ŞEBEKEDE % 7 KAYIP
FATURALARDAKİ kayıp-kaçak bedelini kalıcı hale getirecek tasarı, Meclis’ten çıkmadı, bir sonraki döneme kaldı. Mahkemelerde bu konuda karar alındıkça dağıtım şirketlerinin de gereğini yapacağını dile getiren Özdemir, şöyle konuşuyor: “Yargıtay Genel Hukuk Dairesi’nin aldığı bir karar var. Dağıtım şirketleri Türkiye’de yargı kararlarına uyuyorlar ve uyacaklar. Özelleştirme öncesi her bölge için hedef kayıp-kaçak oranları belirlendi. Dağıtım şirketlerinin sorumluluğu hedefi tutturmak. Kimse Yargıtay’ın söylediği gibi kayıp-kaçak sıfır olacak ya da ne olursa olsun senin cebinden çıkacak demedi, bu normal çünkü teknik olarak mümkün değil. Şebekede asgari yüzde 7 kayıp var. Elektriği iletirken kaybolan enerji bu. Bunu Yargıtay bilmiyor mu? Karara bakarsanız biliyorlar ama diyor ki bu da dağıtım şirketinin sorumluluğu. Dünyada Türkiye dışında böyle bir uygulama olmadı, olmayacaktır da.”
BİR NUMARALI SORUN İSTİHDAM
Türkiye’de seçimlerin ardından siyasi istikrar istediğini söyleyen Özdemir, 2015’in ikinci yarısından itibaren Türkiye’nin büyümeye daha iyi bir başlangıç yapacağını düşünüyor. Enerjide arz fazlası oluşması nedeniyle elektrik fiyatlarının beklentilerinin altında seyrettiğini söyleyen Özdemir, şunları kaydediyor: “Ancak seçim sonrasında talebin artacağını ve yıl toplamında talebin yüzde 5 artacağını öngörüyorum. Türkiye’de şu anda 4000-5000 MW arz fazlası var ancak bu 2017’den sonra terse dönecek. Projeksiyonlarımıza göre 2017 sonrasında enerjide arz açığı ortaya çıkacak. 2014 ve 2015 gibi iki büyük yılı, seçimle geçirdik. İster istemez tüketicide de, yabancı-yerli yatırımcıda da, bankacıda da ‘hele bir dur bakalım’ şeklinde bir beklenti vardı. Ben 2015 seçimleri sonrasında Türkiye’nin büyüme hedeflerini yakalayıp geçeceğine inanan bir yatırımcıyım. Dört sene seçim olmayacak. Türkiye büyümeye daha iyi bir başlangıç yapacak. Türkiye’de bir numaralı sorun istihdam. Onu da çözmek zorundayız.”
2 MİSLİ FİYATA SATILDI
Dağıtım özelleştirmelerinin genelinde toplamda ödenen 13.5 milyar doların da bedelin iki katı olduğunu söyleyen Özdemir, “Olmayan fiyatlara yerler satıldı, Özelleştirme İdaresi bunları müthiş fiyatlara sattı” diyor. Enerjide mevcut kurulu güçlerinin 3 bin MW olduğunu söyleyen Özdemir, gelecek 3-4 yıl içinde 5 bin MW’lık kurulu güce ulaşmayı hedeflediklerini kaydediyor. Güneşte 13.1 MW’lık lisans aldıklarını söyleyen Özdemir, hedeflerinin 30 MW’a ulaşmak olduğunu vurguluyor.
3.HAVALİMANI İÇİN KREDİ GELECEK AY
3'üncü havalimanının ilk etabı için 750 milyon Euro köprü kredisi aldıklarını ve 4.5 milyar Euro tutarında kredi anlaşmasının mayıs ayı içerisinde imzalanacağını hatırlatan Özdemir, “Kredi 4 yılı geri ödemesiz toplam 16 yıl vadeli olacak ve yedi Türk bankasından sağlanacak” diyor. İlk etabın maliyetinin 5.5-6 milyar Euro olacağını ve bunun yaklaşık yarısının altyapıya gideceğini söyleyen Özdemir, toplam 10.5 milyar Euro’luk yatırım ile tamamlanacak havalimanının planlandığı gibi etabının 29 Ekim 2017’de hizmete açılacağını belirtiyor. Türkiye’nin gündeminde Kanal İstanbul, üç katlı tüp geçit ve üçüncü köprü bağlantı yollarının yapımı gibi çok büyük altyapı projeleri olduğunu söyleyen Özdemir, “Bunların hepsiyle ilgileniriz, ihaleye girip girmeyeceğimiz ise yaptığımız fizibilite sonrası belli olur” diyor.
AFRİKA’DA ÇİMENTO ÜRETİMİ
Çimento sektöründe yurtiçindeki pazar paylarının yüzde 12 olduğunu ve gelecek üç yıl içinde mevcut fabrikalardaki kapasite artış yatırımları ve yeni satın almalarla yüzde 20’ye çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Özdemir, Afrika’da iki çimento tesisi kuracaklarını anlatıyor. Özdemir, “Fildişi sahilinde 50 milyon dolarlık yatırım ile bir çimento üretim tesisi kuracağız. Mozambik’te ise 150 milyon dolarlık yatırım ile çimento fabrikası kuracağız” diyor.