Çiğdem TOKER / Sefa KAPLAN
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 2005 00:00
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, AB’yle başlayan müzakere sürecinin Türkiye’nin büyümesine çok olumlu katkı yapacağını söyledi. Vorkink, Türkiye’nin ekonomide yeni çıpasının AB olduğunu, müzakere sürecinin uzun sürmesiyle yabancı sermaye akışının artacağını belirterek, ‘AB fonlarının eksik kaldığı yerde biz Dünya Bankası olarak devreye gireceğiz’ dedi.
DÜNYA Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, Türkiye için, müzakere sürecinde Avrupa Birliği (AB) ile her zamankinden daha yoğun bir mesai içinde olacaklarını belirterek, AB’nin fon sağlamadığı alanlarda mali destek sağlamaktan, ‘liderlik, seminerler, teknik desteğe’ kadar geniş bir programın içinde olacaklarını açıkladı. Vorkink, soruları şöyle yanıtladı:
AB’NİN VEREMEDİĞİ FONU BİZ VERECEĞİZ:
AB ile çok yakın koordinasyon içindeyiz. Burada aynı binadayız. Brüksel’de de yoğun ilişki içindeyiz. AB’nin odaklandığı ama finanse edemediği çevre gibi bazı alanları biz finanse ediyoruz, edeceğiz. Çevre konusunda öyle çok paraya ihtiyaç var ki, her yıl 1 milyar
Euro alsanız bile yetmez.
AYRINTILARDA DESTEK BİZDEN:
Müktesebat ayrıntı içermiyor. Standartları koyuyor ama işleyiş detaylarını içermiyor. İşte buralarda bizim uzmanlığımız devreye girecek. Sözgelimi hukuk alanında, yargının iyi ve etkin işlemesi önemlidir. Burada biz destek olabiliriz.
PROJE HAZIRLAMA ÇOK ÖNEMLİ:
Kurumlarınızın, sağlanacak fonları kullanabilecek, iyi proje hazırlayacak kapasiteye erişmesi gerekiyor. Türkiye’nin örneğin sulama, tarım, belediye alanında iyi proje nasıl hazırlanır bunları öğrenmesi gerekiyor. AB’ye daha önce üye olan bazı ülkelerin en büyük hatası, sağlanan paraların nasıl kullanılacağını bilmiyor olmalarıydı. Bu nedenle hazırlıksız yakalandılar ve AB’nin ayırdığı kaynakları kullanamadılar.
LİDERLİK VE DENEYİM:
Bu alanda deneyimli kişilerin, uzmanların oluşturacağı liderlikler müzakere sürecinde önem taşıyacak. Biz bu konuda seminerlerle destek olacağız. Ama Türkiye konusunda AB’nin de liderliğe ihtiyacı var. Pek çok ülke müzakerelere başladığında bugüne göre çok farklıydı, dramatik değişimler gerçekleştirdiler. Türkiye Avrupa standartlarına ve değerlerine daha yakın bir ülke. Gelecekte o da liderlik yapacak.
İSPANYA ÖRNEĞİ UNUTULMAMALI:
İspanya örneği unutulmamalı. İspanya 10 yıl boyunca müzakere yaptı. İlk algılanışı bugüne göre çok farklıydı. Almanya ve İngiltere’ye göre yoksul bir ülke olarak görünüyordu. Keza İrlanda da öyle. Ama İrlanda’nın 15 yılda geliri, AB ortalamasının yüzde 60’ına ulaştı. İşin sırrı kararlılıktadır. Kararlılık anahtardır, morallerin bozulmaması lazım.
YENİ ÇIPA AB OLACAK:
Yeni çıpa AB’dir. Kesinlikle böyledir. Romanya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti’Nde de böyle oldu. AB süreci ekonomiyi korumak için çok sağlam bir çıpa oldu. Müzakerelerin 10 yıllık bir süreye yayılması, Türkiye’yi yatırımlar açısından daha cazip bir hale getirecek.
MÜZAKERE BÜYÜTECEK: Müzakere sürecinin Türkiye’de büyümeyi olumlu etkileyeceği kanısındayım. Çünkü reformlar, yatırımları arttırıyor. Bu da Türkiye’ye olan güveni gösteriyor. Geçen yılı düşünün, bir de bugüne bakın. Abu Dabi’den gelen son yatırım. Son özelleştirme ihalelerinde Tüpraş’a, Erdemir’e verilen fiyatlara bakın. Beklediğimin çok üzerinde fiyatlar geldi.
Parayı dershaneye değil, üniversiteye harcayınANDREW Vorkink, eğitim sorunu ile ilgili şu yorumu yaptı: ‘Türkiye’nin en önemli sorunu eğitim. Üniversite sınavı, insanların bilgisini mi yoksa test becerisini ölçmek için mi iyi düşünmek lazım. Bence üniversite sınavları Türkiye’de öğrencinin bilgisini sınamıyor. Oysa dershanelere harcanan para, üniversite kapasitesinin geliştirilmesine harcansa, tablo çok farklı olur. Türkiye AB ülkelerinde yetişmiş üniversite mezunlarıyla rekabet edebilecek bir altyapıyı hazırlamak zorunda. Müzakere süreci boyunca, eğitim ve sağlık alanında atılacak adımlarla Türkiye çok büyük değişimler yaratabilir. bu da Avrupa’nın Türkiye’ye dönük bakışını değiştirecektir.’
110 ülke arasında en çok size ve Hindistan’a destek veriyoruz
DÜNYA Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, ‘Türkiye ile iyi ilişkilerimizin sırrı dinlemek ve anlamakta. Türkiye, Dünya Bankası’nın desteklediği 110 ülke arasında Hindistan ile birlikte bu kadar yüksek
kredi desteği sağladığımız iki ülkeden biri. 1.7 milyar
dolar. Dinliyoruz, güveniyoruz. Ne istendiğini, ihtiyaçları anlamaya çalışıyoruz’ dedi.
Ziraat Bankası’na büyük ilgi olacak
ANDREW Vorkink, kamu bankalarının özelleştirilmesi çalışmalarını şöyle değerlendirdi: ‘PFPSAL (Program Amaçlı Mali ve Kamu Sektörü Uyum Kredisi) programında Bankacılık Yasası ve kamu bankalarının özelleştirilme stratejisi olmak üzere iki önemli alan kaldı. Kamu bankalarında son aşamaya getirildi. Piyasa bir yandan gelişirken, bankaların iyileştirilmesi açısından çok belirgin adımlar atıldı. Özellikle Ziraat Bankası konusunda çok iyimserim. Özellikle Doğu’daki şube ağı ve durumu yatırımcılara cazip geliyor. Kamu Bankaları Yol Haritası’nın kasım ya da aralıkta tamamlanmasını bekliyoruz. Gecikmeler beni kaygılandırmıyor. Çünkü bu arada piyasa gelişiyor.’
AB’de sizden yoksullar var ama onlar sizi yoksul biliyor
ANDREW Vorkink, AB’de Türkiye hakkında düzeltilmesi gereken önyargılar olduğunu belirterek, şunları söyledi: ‘Bunların başında Türkiye’nin yoksul ve tarıma dayalı bir ülke olduğu geliyor. Oysa milli gelirin sadece yüzde 12’si tarımdan geliyor. Türkiye AB’nin sandığı gibi ne yoksul, ne de ekonomisi tarıma dayalı bir ülke. Yalnızca tarım da değil. Yaşam standartları konusunda, Türkiye’nin hiçbir zaman Avrupa modernliğine erişemeyeceğine dair bir algı da var. Oysa Orta ve Doğu Avrupa’da öyle şehirler var ki, yoksulluk oranı Türkiye’deki pek çok yerden daha yüksek.’
1022 sayfalık AB ansiklopedisi Türkiye için yenilendi
AVRUPA Birliği ile müzakere sürecine girilmesiyle birlikte bugüne kadar farkında bile olmadığımız pek çok konu gündeme gelecek. Füzyon Antlaşması’ndan Piyasa Erişim Stratejisi’ne, İstikrar ve Büyüme Paktı’ndan Avrupa Yolsuzlukla Mücadele Ofisi’ne kadar pek çok kavram gündelik hayatımıza girecek. Desmond Dinan’ın editörlüğünde uluslararası bir danışma kurulu tarafından hazırlanan ansiklopedinin amacı, bütün kurum ve kuruluşlarıyla Avrupa Birliği’nin genel bir portresini ortaya koymak. Hale Akay tarafından Türkçe’ye çevrilen ve Avrupa Birliği’nin desteğiyle yayımlanan 1022 sayfalık ansiklopedinin kimi maddeleri Türkiye için güncelleştirildi. Ansiklopedinin en ilgi çekici bölümlerinden birisi ise yedi sayfalık kısaltmalara ayrılmış durumda. Bu kısaltmalardan bazı şöyle:
AB-LAK: AB-Latin Amerika-Karayip Zirvesi
ACUSE: Avrupa Birleşik Devletleri için Eylem Komitesi
AKÇT: Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu
AKL: Avrupa Kadınlar Lobisi
CEDAG: Avrupa Gönüllü Örgütler Konseyi
CIREA: İltica Konusunda Bilgi Değişim ve Paylaşım Merkezi
COFACE: Aile Örgütleri Komitesi
ECIR: Avrupa Endrüstri İlişkileri Merkezi
ERASMUS: Üniversite Öğrencilerinin Değişimi İçin Topluluk Eylem Programı
EUREKA: Avrupa Araştırmaları Koordinasyon Ajansı
ITU: Uluslararası Telekomünikasyon Birliği
LINGUA: Avrupa Toplululuğu Yabancı Dil Eğitimini Teşvik Eylem Programı
MINERVA: Yeni Eğitim Teknolojileri Eylem Planı
SOCRATES: Eğitim Konusunda Şemsiye Eylem Programı