Güncelleme Tarihi:
Son dönemlerde gündemin ana gündem maddesi birçok üründe yaşanan fiyat artışları oldu. Gıdadan sanayi hammaddelerine kadar neredeyse her üründe yüzde 100’e varan fiyat artışları oldu. Gıdada; ayçiçek yağı, süt ürünleri ve sebze-meyveye, sanayi tarafında ise alüminyum, çelik, plastik ve porselen hammaddelerinde yaşanan zamlar dikkat çekti. Bu fiyat yükselişleri sebebiyle tüketiciler, mutfak alışverişleri için artık daha yüksek ücretler ödüyor. Vatandaşın direkt olarak cebine dokunan zamların, ekonomi yönetiminin de düşürmek için çaba gösterdiği enflasyona büyük etkisi oluyor. Ticaret Bakanlığı fiyat denetimleriyle durumu kontrol altına almaya çalışırken, Tarım ve Orman Bakanlığı da özellikle tarım ürünlerinin üretimi noktasında sıkıntı yaşanmaması adına planlamalar yapıyor.
Yaşanan fiyat artışları sonrası hem gıda üreticileri hem sanayiciler ardı ardına açıklamalar yaparak süreç hakkında değerlendirmelerde bulundu. Gıda üreticileri ve sanayicilerin ortak noktası ise hammadde fiyatlarındaki artış ve yükselen maliyetler oldu. Biz de konunun muhataplarına ulaşarak yükselen fiyatların nedenlerini araştırdık. Fiyat artışlarının nasıl engelleneceğini, neler yapılmasını gerektiğini konuştuk. Çözüm önerilerini dinledik.
5 MADDEDE 'FİYATLAR NEDEN YÜKSELDİ?'
1- Pandemi nedeniyle ülkeler ürettiğini stoklama yoluna gitti.
2- Pandemi etkilerini azaltmak için uygulanan ‘bol para’ politikası nedeniyle hammadde fiyatlarında yükseliş yaşandı.
3- Döviz kurlarında-ki artış fiyat yükselişinde etkili oldu.
4- Üreticinin artan girdi maliyetleri, son ürünlere zam olarak yansıdı.
5- Spekülatif hareketler ve stokçuluk.
FİYAT ARTIŞINI ÖNLEYECEK 5 ÖNERİ
1- Özellikle üretim konusunda çok kapsamlı plan hayata geçirilmeli.
2- Süt ve et fiyatlarını direkt olarak etkileyen yemde, dışa bağımlılık azaltılmalı.
3- Temel gıda maddele-rinde KDV oranları gözden geçirilmeli gerekirse düşürülmeli.
4- Spekülatif hareketlere karşı denetimler arttırılmalı, haksız rekabetin önüne geçilmeli.
5- Çiftçi desteklen-meli, daha çok üretime teşvik edilmeli.
‘BOL PARA’ SPEKÜLATİF HAREKET GETİRDİ
İlk olarak geçtiğimiz günlerde sanayide kullanılan hammadde fiyatlarında yaşanan artışlar ilgili olarak “anlamlandıramadığımız fiyat artışları yaşanıyor” açıklmasını yapan İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan ile konuştuk. Hürriyet’e özel açıklamalarda bulunan Bahçıvan, “Özellikle son 2 aydır farklı sektörlerden, sanayicilerden talepler geliyor. Tarımdan tekstile, demir-çelikte orman ürünlerine kadar hammaddelerde dolar bazında yüzde 30 ile yüzde 100 arasında zamlar yaşandığı belirtiliyor. Bu durum sanayici olusuz etkiliyor. Piyasalarda pozitif anlamda bir hareketlilik var, verimlilik yüksek ancak hammadde tedarikinde büyük sıkıntyı yaşanıyor. Tedarik sıkıntısının yanında yüksek fiyat da olumsuz etkiliyor. İthalat ve ihracatlarda kullanılan konteyner konusunda da büyük propblem yaşanıyor. Fiyatlar konsunda global bir sorun var aslında. Arz ve taleple açıklanmayacak bu fiyat yükselişinin en büyük nedenlerinde biri ise ekonomiler canlansın diye ortaya dökülen bol ve ucuz para. İşte bu noktada bollaşan para sayesinde spekülatif hareketler oldu. Hammaddelere, emtialara, madenlere, tarım ürünlerine ilgi arttı. Aşırı şekilde bir fon ve finans hareketi yaşanmaya başladı. Bu durum herkesi etkiledi. Yaşanan fiyat yükselişleri enflasyonla mücadele verirken, enflasyonun düşmesine de engel oluyor” ifadelerini kullandı.
KDV İNDİRİMİ VATANDAŞA YANSIR
Yine geçtiğimiz günlerde, “Et ve sütte KDV oranları gözden geçirilsin” çağrısı yapan SETBİR Başkanı Tarık Tezel’den görüş ve önerilerini aldık. Tezel, şunları söyledi: “Bizim sektörümüzde kayıtdışılık söz konusu. Sektörde kayıtlı sanayi işletmelerinde işlenen süt ortanı yüzde 45 seviyelerinde. Kayıtdışı çalışanlar sebebiyle sektörde haksız rekabet yaşanıyor. Bu izlenebilirliğin önün geçiyor. Şu anda sütte yüzde 8 KDV uygulanıyor. Temel gıda maddeleri için yüzde 8 KDV’nin çok olduğunu düşünüyoruz. Eğer bu oran düşürülürse sektördeki kayıtdışı çalışan işletme sayısı düşerken, KDV indirimi kaynaklı son ürünlerde de fiyat düşüşü olacaktır. Ancak bunun dışında orta vadade hayvancılığın en büyük girdileri arasında yer alan yem konusunda çözümler üretilmeli. Yem hammaddesinin neredeyse yüzde 50’si dövize endeksli. Eğer yem üretimi konusunda yapılan planlamalar hayat geçirilirse, en büyük sorunlardan biri olan yem maliyetleri orta vadede çözüme kavuşacaktır.”
YEM FİYATLARI ARTTI ET VE SÜTÜ ETKİLEDİ
2020 yılının normal bir yıl olmadığını ifade eden Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş, “Pandemi yılında Türkiye olarak hiç bir gıda ürününde yok demedik. Hem bitkisel hem hayvansal ürünlerde tüketicinin ihtiyacına cevap verildi. Çünkü Türkiye’nin üretim altyapısı müsaitti. Bu, özel sektörün dinamizmi ile başarıldı. Türkiye’de mamül madde sıkıntısı yoktur, hammadde sıkıntısı vardı. Dünyada pandemi nedeniyle belirsizlik yaşandı. Ülkeler hammadde stoklama yoluna gitti. Üretimde dünyada aslında bir sıkıntı olmadı 2020’de. Tahıl ve yağlı tohum üretiminde sorun yaşanmadı. 2020’de devir stokları tarihi rekorlardaydı. Özellikle Çin başta olmak üzere, spekülatif hareketler oldu. Yem, yumurta ve diğer birçok üründe fiyat artışları yaşandı. Hammadde de inanılmaz fiyat yükselişleri oldu. Şu anda da fiyatlar düşmüş değil. Bu da kadar herkesi etkiledi. Dövizde de artış olunca yem fiyat artışları kaçınılmaz oldu. Bu durum çiftçinin maliyetini yükseltti. Eğer yem üretimi konusunda kapsamlı bir plan yapılırsa ve üretim artarsa fiyatların düşmesine yardımcı olacaktır” diye konuştu.
TİCARET BAKANLIĞI’NDAN GIDA FİYATI DENETİMİ
Ticaret Bakanlığı özellikle bebek maması, ayçiçek yağı, yumurta, beyaz et, peynir gibi temel gıdalar başta olmak üzere gıdada hem üretim hem de toptancı ve market satışlarını mercek altına aldı. Tüketicilerden gelen fiyatlardaki fahiş artış şikâyetleri üzerine harekete geçen bakanlık, Türkiye genelinde fiyat ve stokçu denetimlerini arttırdı. Bakanlıktan yapılan açıklamada arz-talep dengesiyle uyuşmayan fiyat artışlarının tespiti amacıyla 19-20 Ocak 2021 tarihlerinde Türkiye genelinde temel ihtiyaç ürünlerine yönelik fiyat denetimleri yapıldığı ve yapılmaya devam edildiği bildirildi. Bakanlık açıklamasında, “Denetimler sonucunda 562 işletme bazında 9 bin 870 ürün incelenmiştir. İnceleme sonucu elde edilen veriler Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından değerlendirilecek ve firmaların savunmalarının alınmasının ardından haksız fiyat artışında bulunduğu tespit edilenler hakkında 10 bin liradan 100 bin liraya, stokçuluk faaliyetinde bulunduğu tespit edilenlere ise 50 bin liradan 500 bin liraya varan idari para cezası yaptırımı uygulanacaktır” denildi. Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, bugüne kadar 3 bin 208 dosyayı karara bağlayarak, gıda, temizlik, hijyen ürünleri gibi temel ihtiyaç maddelerinde fahiş fiyat artışı yaptığı değerlendirilen 375 firmaya toplam 11 milyon 885 bin lira para cezası kesti.
BİTKİSEL ÜRETİM YÜKSELDİ
Türkiye’de gıda arzında ise bir sorun yaşanmıyor. Dünya piyasalarında pandemi ve Çin’in alım politikası kaynaklı bir fiyat artışı yaşanıyor. Türkiye kendi ihtiyacını karşılayacak gıdaya sahip, bu da 2020 yılında bitkisel üretim rakamlarından görülüyor. Üretim 117 milyon tondan 124 milyon tona yükselirken, geçtiğimiz günler bir açıklama yapan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, ilkbaharla birlikte üretimin artmasıyla, fiyatlarda düşüş yaşanacağını ifade etmişti.