Güncelleme Tarihi:
KOÇ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç tam bir deniz tutkunu. 35 yıldır dalıyor. İyi bir dalgıç olmanın yanı sıra sualtı fotoğrafçılığı da yapıyor. Mustafa Koç önceki gün Urla’da ‘Ankara Üniversitesi Mustafa V. Koç Deniz Arkeoloji Merkezi’ni açtı. Vehbi Koç Vakfı, TİNA Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı, Urla Belediyesi ile Ankara Üniversitesi Sualtı Arkeolojik ve Uygulama Merkezi’nin (ANKÜSAM) işbirliğiyle hayata geçen merkez, M.Ö 7 bin yılına kadar uzanan tarihe sahip Liman Tepe’de kara ve su altı kazıları yürütüyor. Bu vesileyle görüştüğümüz Mustafa Koç’la hem gündemi hem de deniz tutkusunu konuşma fırsatı bulduk.
Mustafa Koç, Koç Holding’in davetlisi olarak gittiğimiz Urla’da her ne kadar siyasi gündemle ilgili yorum yapmak istemese de seçim sonuçlarıyla ilgili bazı değerlendirmelerde bulundu.
KOALİSYONA ‘HAYIR’ DOĞRU DEĞİL
Koç, ‘Erken seçim ihtimali görüyor musunuz?’ sorusuna, “Siyasi partiler anlaşmalı. Ortak payda Türkiye ise belli ilkeler çerçevesinde koalisyon için anlaşıyor olmaları lazım. Açıkçası ben koalisyona yekten hayır demeyi doğru bulmuyorum” yanıtını verdi.
ERKEN SEÇİMİ KALDIRAMAZ
Koç, aralarında Ali Koç’un da olduğu TÜSİAD Yönetim Kurulu üyelerinin Ankara’da parti liderleriyle yaptıkları görüşmelerde “erken seçim olmasın, partiler anlaşsın” mesajının verildiğinin hatırlatılması üzerine de, “Düşünebiliyor musunuz 2 ay sonra Türkiye yeniden bir seçim atmosferine girecek. Türkiye bunu kaldıramaz. Kaldırmaması da lazım” dedi.
DEVLET KUŞU KONMUŞTU AMA...
Mustafa Koç, “Seçim sonrası rahatlama oldu, tüketim canlandı” şeklindeki yorumlarda da “erken” davranıldığını düşünüyor. “Bunları konuşmak için daha çok erken. 2-3 ay beklemek lazım. Çok şükür şimdilik rakamlar iyi. Allah korusun bir belirsizlik olursa...” diyen Koç, dövizin yükselişiyle ilgili olarak da, “Tabii ki dolar bütün para birimlerine karşı yükseldi ancak gelişmekte olan ülkeler içinde parası en çok değer kaybeden ülke de biziz. Unutmayın ki bir varil petrol 40-45 dolar bandında gezerken, Türkiye’nin cari açığında bu durum 10 milyar dolar artı yazdı. Bu çok büyük bir hadise. O kadar büyük bir devlet kuşuydu ki başımıza konan, daha da avantaja çevrilebilirdi diye düşünüyorum. Bunun bütçe açığını kapatmaya daha çok katkısı olurdu. Bütçe açığına müspet etkisi de olurdu. Seçim atmosferi ve konjonktür nedeniyle bu fırsat yeterince değerlendirilemedi. Yine de Türkiye’nin şu andaki makro ekonomik parametreleri sağlıklı görünüyor” dedi.
Ankara Üniversitesi
ile bağımız eski
KOÇ ailesinin Ankara Üniversitesi ile işbirliği çok eskilere dayanıyor. Vehbi Koç 1951 yılında öğrenci yurdunu yaptı üniversite için. Daha sonra 1974’te Göz Bankası’nı kurdu. 2000’li yılların başında da yurt yenilendi. Mustafa Koç Türkiye’de 4 üniversitede sualtı arkeoloji eğitimi olduğunu hatırlatarak, sudan çıkan kalıntıların korunması için Urla’nın ideal bir yer olduğunu, su altından çıkan kalıntıların da Urla’da sergilenmesinin doğru olacağını söyledi.
Sığacık’ta az kalsın
vurgun yiyordum
AİLECE denizci olduklarını hatırlatan Koç, Türkiye’de en çok Sığacık’taki batıktan etkilenmiş. Sığacık’ta 3-4 batık yan yana duruyor. Bu batıkların hemen yanında bir modern zamanlar batığı olan kuru yük gemisi var. Sığacık’ta Osmanlı dönemine ait İnayet Batığı da bulundu. Koç, “Sığacık değirmen taşları, anforaları, kuru yük gemisiyle milli park olmalı” görüşünde. Urla’daki merkezin açılışında Mustafa Koç’un dostları Ayhan Sicimoğlu ve Jeff Hakko da vardı. Koç, 1998 yılında Sığacık’ta Ayhan Sicimoğlu ile dalış yaparken yaptığı bir dikkatsizlik sonucu ölümden döndüğünü anlattı. Koç, tüpünü kontrol etmeden boş tüple 40 metre derinliğe inmiş. Ve havası kısa sürede bitmiş. Ayhan Sicimoğlu’nun havasını paylaşarak yavaş yavaş yukarı çıkarak vurgun yemekten kurtulmuş. Koç, o günü anlatırken, “O sırada batığın içinde olsaydım vurgun yerdim. Dalışlarda asla yalnız olmamak şart. Allah korudu. Ben o günden sonra hep yedek havayla daldım” diye anlattı.
Kızlarım
da dalıyor
DENİZ tutkunu Koç, kızları Aylin ve Esra’yı da dalgıç yapmış. Kızlarını ilk tropik yerlerde daldırdığı için biraz pişman. Daldıklarında derinlere inmeden görsel bir şölenle karşılaşmaya alışılan kızlarının Ege’de dalamadıklarını söyledi.
Koç’un bileğinin üstünde balık şeklinde EMAC yazıyor. Esra, Mustafa, Aylin ve Caroline’nin baş harflerinden oluşan dövmeyi büyük kızı tasarlamış. Diğer kolunda da mercan rengi bir balık var Koç’un.
Dalmak benim
için meditasyon
KOÇ, Ege’de sık sık dalıyor, yılda 2-3 kere de dalmak için seyahate çıkıyor. Mısır, Endonezya, Filipinler, Tayland ve Maldivler de dalmaya gidiyor. 2000’e yakın dalış yaptığını söylerken, “Üç boyutlu bir dünya orası. Dalmak benim için resmen meditasyon gibi. Oradaki dinginlik, huzur ve deniz canlıları çok etkileyici. Dalmayınca özlediğim oluyor” diyor. Koç, bir su altı fotoğraf sergisi veya kitap hazırlamayı da planlıyor.
Göcek’te koylarda
çöpler toplanmıyor
MUSTAFA Koç 35 yıldır dalıyor. İlk dalışını Marmara’da Sivriada’da yapmış. “Ege’de anfora görmediğiniz yer yok. Korkunç bir zenginlik var” diyen Koç, denizlerimize yeterince sahip çıkılmadığından dertli. TURMEPA’nın denizleri temizlemek ve farkındalık yakalamak için çalıştığını ancak bunu “okyanusta bir damla” olarak değerlendirmek gerektiğini anlatan Koç, 19 Mayıs tatilinde Göcek’te tekne tatli yaptıkları sırada koylardaki çöplerin 6 gün boyunca toplanmadığını gördüklerini, bir hafta önce Göcek’te olan kardeşi Ali Koç’un da aynı kötü manzaranın devam ettiğini gözlemlediğini anlatarak, “Ne yazık ki denizlerimizi pisletiyoruz ve temizleyen de yok. Göcek’te belediye 6 gün çöp toplamadı. Guletler ve günlük teknelerin koylardan çıkmayı beklemeden sintine bastıkları bariz görünüyor. Bu pisliği yapanlara karşı doğru dürüst bir yaptırım olsa yapanlar 10 kere düşünür. Yurtdışında bunu yapsalar, başlarına neler geleceğini görürler. Türkiye’de sembolik para cezası veriliyor. TURMEPA bu işi gönüllü yapıyordu, şimdi belediye aldı sorumluluğu durum böyle oldu. Şimdi telefonlar geliyor, TURMEPA gelip çöpleri toplasın, diye. Çok yazık” diyor.
Ruanda Afrika’nın
İsviçresi gibi
MUSTAFA Koç son yurtdışı tatilini Ruanda’da yaptı. İzlenimleri şöyle: “Ruanda’ya bir ay önce goril çekmeye gittim. Ruanda, iç savaştan sonra yeniden yapılanmış. Ekonomisi düzelmiş, barış var. O bölgenin İsviçre’si gibi. Oradakilere konuşunca yatıp kalkıp her uyandığımız güne dua ediyoruz, diyorlar. O ülkede korkunç şeyler oldu. Yan yana yaşayan insanlar birbirini öldürdü. Orada da Yugoslavya’daki gibi soykırım yaşandı.”
Instagram
hesabı açtı
KOÇ, Urla seyahatimiz sırasında ilk kez kendisine Instagram hesabı açtı ve albümündeki fotoğrafları yüklemeye başladı. Twitter’a da girdiğini ancak kendi kullanıcı adıyla açtığı hesabın girdiği dakikada 60-70 takipçi aldığını görünce, girmekten hızla vazgeçtiğini, bunla baş etmekte zorlanacağını düşündüğünü anlattı. Koç, twitter’ı farklı bir isimle açtığı hesaptan takip ediyor.