Güncelleme Tarihi:
MÜSİAD'dan yapılan açıklamada, MÜSİAD Genel Merkezinde dün yapılan 20. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda Vardan'ın kullanılan oyların tamamını alarak 4.kez başkanlığa seçildiği bildirildi.
Açıklamaya göre tüzük gereği son kez Genel Başkanlığa seçilen Vardan'ın Yönetim Kurulu Listesi'nde şu isimler yer aldı:
“Mehmet Nuri Görenoğlu (Genel Başkan Yardımcısı), Nail Olpak (Genel Başkan Yardımcısı), Mehmet Develioğlu (Genel Başkan Yardımcısı), Murat Kalsın (Genel Başkan Yardımcısı), Ali Reis Topçu (Genel Başkan Yardımcısı), Can Tülümen (Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı), Eyüp Akbal (Yurt Dışı Teşkilatlanma Komisyonu Başkanı), Adnan Bostan (Fuar ve Forum Komisyonu Başkanı), Nazım Özdemir (Bilim ve Teknoloji Komisyonu Başkanı), Kerim Altıntaş (Eğitim Komisyonu Başkanı), Abdurrahman Kaan (Teşkilatlanma Komisyonu Başkanı), Mehmet Zeki Kaldırım (Teşkilatlanma Komisyonu Başkan Yardımcısı), Eyüp Uğur (Teşkilatlanma Komisyonu Başkan Yardımcısı), Kemal Yamankaradeniz (Basın Komisyonu Başkanı), Hikmet Köse (Sektör Kurulları Komisyonu Başkanı), Ergun Kont (Araştırmalar ve Yayın Komisyonu Başkanı), Mehmet Yalçıntaş (Araştırmalar ve Yayın Komisyonu Başkan Yardımcısı), Ali Rıza Arslan (Kurumsal İlişkiler Komisyonu Başkanı), Necmettin Öztürk (Kurumsal İlişkiler Komisyonu Başkan Yardımcısı)”
Açıklamaya göre, genel kurulda konuşan Ömer Cihad Vardan'ın ekonomik ve siyasi gelişmelere değinerek, Türkiye'nin etkileri hala devam eden küresel ekonomik krizden başarıyla çıktığını, 2010 yılı büyüme rakamlarıyla dünyada Çin ve Arjantin'in ardından en büyük üçüncü gelişmeyi gösterdiğini ve AB ortalamasının 5 katı bir ekonomik büyüme hızı yakalayarak Avrupa'da birinci olduğunu belirttiği vurgulandı.
GSYH'nın ilk defa 1 trilyon lirayı aştığını, kişi başına milli gelir rakamının 10 bin doları geçtiğini, hatta bu dönemde, bütçenin 28 yıl sonra ilk defa ocak ve şubat aylarında üst üste 2 kere fazla verdiğine işaret eden Vardan'ın yıllık bazda bütçe açıklarının yaklaşık yüzde 64 oranında azaldığını, kamu borçlarının GSYH'ya oranının yine AB ülkelerinin ortalamasının yaklaşık yarısı kadar olduğunu, enflasyonun ise 6 yıldır üst üste tek rakamlı olmaya devam ettiğini belirttiği kaydedildi.
Vardan'ın ihracatın devamlı yükseldiğini ve bu yıl sonunda 2008'deki rakamları yakalama ümidinin belirdiğini vurgulayarak, konuşmasında şu görüşleri dile getirdiği belirtildi:
“2011'in ilk 3,5 ayında yaptığımız ihracat rakamı, 2002 yılının tamamında yapılan ihracat rakamı olan 36 milyar dolara ulaştı. Sanayi üretimi 15 aydır artarken, işsizlikte ise önemli bir düşüş yakalandı ve 2010 yılında 1,3 milyonu aşkın kişiye iş bulundu. Geçen yılın Ocak ayında yüzde 14,5 olan işsizlik rakamı, 2011 Ocak ayında yüzde 11,9'a düştü.”
Vardan'ın konuşmasında bütün bunların yanında Türkiye'de tasarrufların yeterli miktarda olmaması, enerjide ithalata bağımlı olunması ve enerji ve emtia fiyatlarının devamlı artıyor olması gibi nedenlerin cari açığı olumsuz etkilediğine işaret ederek, büyümenin sürdürülebilmesi için MÜSİAD olarak şu önerileri dile getirdiği kaydedildi:
“Türkiye halen çoğunlukla fason üretim anlayışı, yani tedarikçi bir üretim zinciriyle iş yapmaya devam etmekte. Eğer yakalanan büyümeyi sürdürebilir kılmak istiyorsak, hem ülke, hem de işletmelerimiz olarak bir an önce bu yapıdan kurtulmalıyız. Öncelikle sanayimiz, bir an önce yüksek katma değerli üretim anlayışına geçmelidir. Sanayimiz artık teknoloji üretmelidir ve tüm dünyaya satmalıdır. Fasonculuktan kurtulup markalaşmaya geçilmelidir. Bunlar için de mutlaka, her firma kendi içinde verimliliğe gitmeli, Ar-Ge ve inovasyona önem vermelidir. Bütün bunlarla beraber ulusal tasarruflarımız da arttırılmalı. Ara malı ithalatının önüne geçilecek tedbirler alınmalı. En ucuz enerji, tasarruf edilen enerjidir mantığıyla ülke genelinde enerjide tasarruf seferberliği ilan edilmeli. Nükleer enerji çalışmaları ile yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına yönelik çalışmalar da durmaksızın devam etmelidir.”
Vardan'ın Tunus'ta başlayıp Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Körfez'e sirayet eden olaylara ilişkin yaptığı değerlendirmede de, özellikle Libya'daki iç savaşın müteahhitlik sektörü başta olmak üzere birçok sektörümüzü olumsuz etkilediği, müteahhit firmalarının 1,5 milyar dolara yakın hak edilmiş alacakları tahsil edilemediği sürece, bunların ülke ekonomisine negatif etkisinin süreceğini, ayrıca konunun sadece 200'e yakın firmayı değil, birkaç milyon insanı etkilediğini kaydettiği belirtildi.