MÜSİAD’tan TÜSİAD’a çok sert eleştiri

Müslüman İşadamları Derneği Genel Başkanı Nail Olpak'tan, TÜSİAD'a sert eleştiriler geldi.

MÜSİAD’ın gelecek projelerini anlatmayı arzu ettiğini ancak 25 yıldır MÜSİAD’ı görmezden gelmeye çalışan birileri olduğunu söyleyen Olpak, “Hazımsızlıklarını, dışa vurmaya başladılar. TÜSİAD’ın yeni yönetiminin, başkan yardımcılarından birisi, MÜSİAD’a hakarete cüret etti. Başkanıyla görüştüm. Kurumsal bir tekzip gelir mi diye bekledim, gelmedi. Hukuk devletinden yanayız diyen, kişisel hak ve özgürlüklere dayalı düzen istediğini söyleyen, MÜSİAD’a böyle dertleri olmadığı iftirasını atan, bizi hükümeti desteklemekten başka iş yapmamakla itham eden, bundan dolayı bizimle işbirliği yapmayacağını açıklayan TÜSİAD’a söyleyeceklerim var” diye konuştu. Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 23. MÜSİAD Olağan Genel Kurul toplantısında konuşan Olpak, “Bazen, keskin ifadeler de kullanmak gerekiyormuş. Herşeyin bir ilki var, o da bugüne kısmetmiş” diyen Nail Olpak sözlerini şöyle sürdürdü: “Hükümeti desteklemekten başka iş yapmıyormuşuz. Allahın kendisine şükredilmesi emrinden hareketle, güzel yapılan herşeye teşekkür ettik ve etmeye devam edeceğiz. Tuzaktan çıkışın da, hızlı ve adil işleyen hukuk devleti ve eğitim ile mümkün olacağını söyledik. MÜSİAD, hukuk devletinden yana değil diyenlerin, herhalde haberi olmamış. Orta gelir tuzağı tesbitimiz doğruydu ve onlar geç kalmıştı. Bizim ifademizi kullanmamak için, önce ‘Orta halli ekonomi tuzağı’ dediler. Sonra, baktılar o ifade tutmadı, onlar da ‘Orta gelir tuzağı’ dediler. 6 ay sonra, yan kuruluşları vasıtasıyla, onlar da, ‘Orta gelir tuzağı raporu’ yayınladı. Şimdi, hak etmedikleri o teşekkürleri geri alıyor, üyelerimden, özür diliyorum. Çünkü, en azından bugünkü TÜSİAD’ın amacı, STK olmak değil, tekellerini sürdürecek kurumlar inşa etmekmiş. Bizi, hükümeti desteklemekten başka iş yapmamakla itham eden, TÜSİAD Başkan Yardımcısının bilmediği çok şey var. Medya önünde sayın cumhurbaşkanı, başbakan ve hükümet aleyhinde kahramanlık yapanların, basına kapalı toplantılarda, nasıl methiye düzdüklerinin de, canlı şahidiyiz” ifadelerini kullandı.

KADEH TOKUŞTURUYORLAR

Nail Olpak’ın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Türkiye’nin ekonomisinin büyümesine engel olmak isteyenlerin olduğunu ileri sürerek, “Kadeh tokuşturuyorlar. ‘İktidar partisinin iktidarı kaybı yakındır. Şerefine’ diyorlar. Bu millet size bu kadehleri tekrar tattırmayı Allah’ın izniyle nasip etmeyecek. Bu ülke, sermayenin yönettiği bir ülke olmayacak” dedi. Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 23. MÜSİAD Olağan Genel Kurul toplantısında konuşan Erdoğan, MÜSİAD’ın, Türkiye’nin ekonomisine, üretimine, istihdamına olduğu kadar demokrasisine de çok önemli katkılar yaptığını söyledi.

LÜKSEMBURG BAĞLANTISI
TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes’i da hedef alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kurumun başkanı, malum Demirbank ve Tarişbank olayında suç layihası aslında bayağı kabarıktır. Bunu ben geçenlerde de söyledim. Bunların Lüksemburg bağlantısını bilenler de zaten bu işin aslında geri planını, Bunların Lüksemburg bağlantısını bilenler de zaten bu işin aslında geri planını, MÜSİAD bunu aslında yapmalıdır, ki bu ülkede bu tür kurumların başlarında kimler var, bunları milletimizin bilmesi bakımından bunlar çok önemli. Ne olursa olsun elden ele dolaşan her maşa gibi bunlar da işe yaramaz hale gelince bir kenara atılacaklar” dedi.

BOL KESEDEN ATIYORLAR
Erdoğan 2002 yılından bugüne kadar olan Türkiye’nin büyüme oranlarını açıklayarak şöyle devam etti: “SSK’nın başında kim vardı? Şimdi bol keseden atıp tutuyor. Suçlu kim? Hemen uyduruyor. ‘Suçlu o zamanki siyasiler’ diyor. Yani o siyasinin genel müdürü olarak beyefendinin hiç suçu yok. Siyasetçi kiminle çalışır, bürokratıyla çalışır, teknokratıyla çalışır. Demek ki yanlış yapmış. Sizler gibi eksik, yanlış adamı bulmuş ve bundan dolayı da çok ağır bedel ödemiş, iktidar kaybetmiş. Burada bir ciddi değerlendirme yapmamız lazım. Şu anda bir panayır yeri açıldı. Bir veriyorsa, beş vereceğim diyenler, iki daire, iki anahtar dağıtanlar. Hep biz bunları, bu ülkede yaşadık değil mi? Ben şu anda herhangi bir partinin genel başkanı değilim ama sorumluluk makamında olan bir Cumhurbaşkanıyım. Gördüğüm yanlışlar varsa, bunları uyarma gibi de bir görevim var. Tarafsızlığım zaten bunu gerektirir.
Seçim sürecinde bu şekilde ortaya saçılan vaadleri nasıl olsa iktidara gelemeyeceğini bilenlerin sorumsuzluklarının ürünleri olarak görüyorum. Birisi çıkıyor bin 500 diyor. Birisi çıkıyor bin 600 diyor. Birisi diyor ki 5 bin. Eğer bu vaadlere oy verilecekse o zaman 5 bine oy vermek lazım. Böyle bir şeyin olması mümkün mü? Vaadlerine bakıyorum, emekliden ev kadınana kadar, öğrenciden kredi kartı borçlusuna kadar herkese bol keseden dağıtıyorlar. Halbuki bunlar yıllarca bizim sosyal yardım politikalarımızı eleştirdiler. Milletimize makarnacı dediler, bidon kafalı dediler.

FAİZ LOBİSİ VE IMF
GEZİ olaylarında faiz lobilerine nasıl çalışıldığını hep anlattıklarını söyleyen Tayyip Erdoğan, Hala IMF’nin sultası altında kalmayı arzu edenler de var. Davos’a son gidişimde hani malum bir IMF Başkanı vardı ya. Bir görüşmemiz olmuştu. O görüşmemizde dedim ki ‘Siz bize mali destek mi vereceksiniz yoksa bize idari, siyasi proje mi vereceksiniz? ‘Eğer mali destek verecekseniz verin, ülkemizi yönetmesini biz biliriz. Para noktasında da alacağınızı, hazırladığımız taksitler içerisinde Türkiye size şakır şakır öder.’ İşlerine gelmedi biliyor musunuz? ”