Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz nisan ayında MÜSİAD Genel Başkanlığına seçilen Olpak, göreve geldikten sonra ilk kapsamlı röportajını Anadolu Ajansı'na verdi.
Olpak, özel yaşamında bilinmeyenlerden, siyaset ve ekonomiye ilişkin görüşlerine kadar pek çok alanda değerlendirmelerde bulundu.
Olpak, “MÜSİAD hükümetin bütün politikalarını destekliyor” şeklindeki iddialara değinerek, bu konuda kendileri hakkında böyle yanlış bir algı oluşmuşsa düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.
Kendisinden önceki başkanlar dahil olmak üzere böyle bir faaliyet içerisinde bulunmadıklarını söyleyen Olpak, MÜSİAD'ın çizgisinin hükümeti eleştirmek ya da eleştirmemek üzerine kurulmadığını dile getirdi.
Olpak, MÜSİAD'ın güzel olanları destekleyip, yapılmamış, eksik kalmış olanları kendi üslubu ile her zaman eleştirdiğini belirterek, “Örneğin, Türk Ticaret Kanunu (TTK), Çek Kanunu yeni yürürlüğe girdi. Biz burada olumlu yönünü de söyledik, olmaması gereken değişikliklerden de bahsettik. Belki üslup olarak çok kavgacı bir üslup kullanmıyoruz. Ama hiç bir zaman ifadelerimizde her yere çekilecek lastik gibi ifadelerimiz olmamıştır” diye konuştu.
MÜSİAD'ın doğru bildiğini söylediğini ifade eden Olpak, “Bundan sonra da aynı şeyi MÜSİAD'da devam ettireceğim. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır. Biz eleştirilmesi gereken bir şey varsa eleştireceğiz. Bunu bir yıkıcı üslup ile yapmayacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Olpak, şöyle konuştu:
“Yaklaşık 2,5 ay kadar önce bizim çek kanunumuz değişti. Bizim çek kanunumuzda yasa yapıcı TBMM dedi ki; 'Çek ekonomik bir araçtır. Bu araçla ilgili bir suç varsa bunun sonucu da ekonomik olmalıdır, hürriyeti bağlayıcı ceza olmamalıdır. Ben bundan sonra hapis cezasını kaldırıyorum.' 1 Temmuz'da yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu'nda (TTK) dedik ki; 'Burada bir yanlışlık var. Benim malımı alan bir kişinin benim malımla ilgili ödeme yapmaması eğer ekonomik bir suç ise, benim kendi şirketimde yaptığım ya da yapmadığım bir takım faaliyetlerin de sonucu ekonomik olmalıdır.' Çok net bir şekilde bunu ortaya koymuşuz ama, biz muhalefet partisi veya siyasi parti değiliz. Hükümetle bir alıp veremediğimiz yok. Yanlışları bu üslupla söyledik. Söylemeye her zaman devam ederiz.”
-“Kıdem Tazminatı fonunu destekliyoruz”-
Kıdem Tazminatı Fonu'nun olması gereken bir fon olduğunu düşündüklerini, bu konudaki bir takım teknik düzenlemelerin tartışılabileceğini ifade eden Olpak, “Prensip olarak bakıldığında MÜSİAD olarak biz kıdem tazminatını destekliyoruz. Hem de istihdama da katkısı olacak bir şekilde kullanılabileceğini düşünüyoruz. İstihdama katkı sağlayacak bir fon şeklinde kullanılabilir. Çalışanın hakkından fedakarlık yapmadan ne şekilde formüle edilir, karşılıklı oturup konuşulacak, formüle edilecek. Ben bulunabileceği kanaatindeyim. Bir hak kaybı olmadan sistemin rehabilite edilebileceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Türkiye ekonomisinin büyümeyi sürdürdüğünü, sadece büyümenin hızının küçüldüğünü dile getiren Olpak, Türkiye'nin yıllık yüzde 4 civarında büyüyeceği yönündeki tahminlerini koruduklarını anlattı.
Olpak, cari açıkta da iyileşmenin olduğuna işaret ederek, “Belki biraz pembe yaklaşıyoruz ama, 60 milyar dolara kadar cari açık rakamının düşebileceği
-“Siyasetin bilançosu da sandıkta görülür”-
Yeni anayasa çalışmalarına da değinen Olpak, Anayasa Komisyonu'nun çalışmasına başlamasının önemli olduğunu, komisyonun toplumun bütün kesimlerinin taleplerini aldığını ve ondan sonra çalışmalarına başladığını kaydetti.
Anayasa Komisyonu'nun çalışmaları başlayana kadar toplumda da umutsuz bir hava olduğuna işaret eden Olpak, komisyonun çalışmalarına başlamasını ve 8-10 maddelik bir kısmında anlaşılmış olmasını pozitif olarak değerlendirdiğini belirtti.
Olpak, son genel seçimlerde bütün partilerin anayasa değişikliği ile ilgili seçmene söz verdiğini anımsatarak, şunları söyledi:
“Bu sözü seçmenin hatırlayacağı kanaatindeyim. Hepimize düşen görevler var. Biz de 78 maddelik anayasa önerisi hazırladık. Kendi adımıza görevimizi yaptık. Siyasilere düşen görev de sağduyulu bir şekilde hareket edip bunu uzatmadan, yıllara yaymadan götürmektir. İşverenler bilanço ile kendilerini değerlendirirler, siyasetin bilançosu da sandıkta görülür. Seçmene vereline sözlerin nasıl değerlendirileceğini bizim siyasetçilerimiz çok iyi bilirler ve ona göre hareket ederler.”
Babayiğitler MÜSİAD'ta...
Olpak, kamuoyunda sıkça tartışılan yerli otomobile ilişkin de “Biz 2,5 yıl önce yerli otomobili gündeme getirmiştik. İçten yanmalı motorlu otomobillerde markalaşmak da mümkün... onun da hala yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Ama 100 yılı aşkın bir süreçte dünyadaki rakiplerimizin yol aldığını düşündüğümüz zaman oradaki markalaşmanın daha zor olduğunu düşünüyoruz. Ancak elektrikli otomobil konusunda diyoruz ki, 100 yılı aşkın süredir otomotiv sektöründeki firmalar da henüz yolun başında... Türkiye için bu noktada fırsat var. Gelin markalaşmayı elektrikli yerli marka otomobil üzerinde yapmaya çalışın, çok daha güzel olur” değerlendirmesinde bulundu.
MÜSİAD üyelerinden birisinin elektrikli otomobil konusunda çalışma yaptığını bildiren Olpak, “Bir kaç gün önce yaptığımız görüşmede izinlerin aşağı yukarı tamamlandığını söylemişti. Bundan sonraki süreç izinlerden herhalde yavaş yavaş sahaya inmek şeklinde olacaktır. Öyle babayiğitler de MÜSİAD'da var. Üretimlerini Türkiye'de yapmayı düşünüyorlar. Yazılımlar dahil hepsini kendileri gerçekleştirdiler” diye konuştu.