Güncelleme Tarihi:
TELEVİZYON reklamında izlediği ve bir arkadaşının tavsiye ettiği ‘bitkisel ilaç’ı, telefonla evine sipariş eden 87 yaşındaki Ahmet Öztürk kutuyu açınca dolandırıldığını anladı. Gelen etiketsiz 12 plastik şişede hap vardı. Öztürk kuşkulanıp bu sözde ilaçları içmedi ama onun gibi televizyon reklamlarında görüp ya da arkadaş tavsiyesiyle benzer ürünleri alan yüzlerce kişiden sadece biri.
BAŞKALARI DA SİPARİŞ ETTİ
Ayak, bacak ağrıları çeken Öztürk’e sözde ilacı, önce 90 yaşındaki bir cami arkadaşı tavsiye etti. Öztürk’e, “Merdiven çıkamıyordum, içmeye başlayınca çıkmaya başladım” demiş, hatta bir kutusunu da denemesi için vermişti. Ürünün bazı televizyon kanallarında reklamı sık sık dönüyordu. Üstelik kamuoyunun iyi tanıdığı üç isim Canan Karatay, İbrahim Saraçoğlu ve Ahmet Maranki’nin adları ve görüntüleri kullanılarak, onlar tavsiye ediyor gibi sunuluyordu. Öztürk, “Yıllardır ağrılarım için doktorlara gidiyorum. Ağrı kesici veriyorlar ama her gün içmem lazım. Ağrı kesiciler için de böbreklere zararlı diyorlar. Ben hem arkadaşıma inandım hem de Karatay, Saraçoğlu, Marankiye. Zaten bu doktorları (sadece Karatay doktor) televizyonlarda çoktandır izliyordum, tanıdıktı. Başka arkadaşlarım da sipariş etti” dedi.
İNSANIN İNANASI GELİYOR
Televizyonda ilacın tepeden tırnağa her şeye iyi geldiğinin söylendiğini anlatan Öztürk, “Kalp, şeker, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanmasını iyileştiriyormuş. ‘İçen dinç kalkar’ diyorlardı. ‘Tam bana göre’ diye düşündüm ve bir deneyelim dedim” diye anlattı. Öztürk’ün en çok hoşuna gidenin ise sözde ilacın hiçbir zararının bulunmadığının söylenmesiydi. Öztürk ilaç tecrübesini şöyle anlattı: “Aslında sağlıklı bir adamım. Bacaklarımın ağrıması, yürüyememesi dışında sorunum yok. Sağlamım ama camiye zar zor gidip geliyorum. Nasıl olsa zararı yok, belki faydası olur, içerim dedim. TV’ye çıkardıkları hastalar ‘Yerimden kalkamazdım, anamdan doğmuş gibiyim, hiçbir şeyim kalmadı’ diyorlar. İnsanın inanası geliyor. Ücretle tutulmuş onlar. Herkesin gözü önünde bir şey olmayacağını düşündüm. Kuşkulanmadım da... Kutusuna 59 lira, kargo ücreti için de 10 lirayı kapıda ödeyeceğim söylendi ve telefonla siparişim alındı.”
İSTEDİĞİNİZ YERE ŞİKÂYET EDİN
Öztürk’ün arkadaşının verdiği kutunun üzerinde bir etiket var. Ancak hangi bakanlığın izniyle üretildiğine dair hiçbir işaret bulunmuyor. Öztürk, “Arkadaşımın ilacından 9’unu içtim, hiçbir şey hissetmedim. Gelen paket çok şaşırttı. Kuşkulandım. Çocuklarım da içmeme engel oldu. Kullanma talimatı yok, tarih yok, bakanlık izni yok. Paketi alıp arkadaşıma gittim hemen aynı mı diye bakmak için. Onunkinin tek farkı ilaç kutusunun üzerine etiket vurulması ve hapların yuvarlak olması” dedi.
Öztürk’ün kızı Fatma Denizci, “Allahtan ilaç geldiğinde babamın yanındaydık ve gördük. İnsanları kandırıyorlar. Hem büyük paralar kazanıyor hem de insanların sağlığıyla oynuyorlar. Siparişin verildiği telefonu aradım, istediğimiz yere şikayet edebileceğimizi söylediler. İlgili, olabilecek her kuruma başvuracağız” dedi.
‘SAĞLIĞIMIZA LİMON SIKIYORLAR’
HÜRRİYET yazarı Sefer Levent, 28 Nisan’da “Vatandaşın Ekonomisi” köşesinde, “Sağlığımıza limon sıkıyorlar” başlığıyla sağlık tacirlerinin oyununu gündeme getirmişti. Yazıda, “Limon, maydanoz ve sarmısak kürünü kapsül haline getirdiğini iddia eden sağlık tacirleri İbrahim Saraçoğlu ve Canan Karatay’ın montaj görüntüleriyle ürün pazarlıyor. Kalp, karaciğer gibi hastalıkları bitirdiği, cinsel sorunları giderdiği, kanseri önlediği iddia edilen ürünler, hukuki girişimlere karşı onlarca TV kanalında farklı isimlerle satışta” denilmişti.
‘DOĞALSA ZARARSIZDIR’ YALANI
GAZİ Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarkan Karakan, “Bitkiler doğal ürünlerdir ve insanlarda doğal olan ilaçtan daha güvenlidir” algısının her zaman doğru olmadığını hatırlattı. “Doğal eşittir güvenli” düşüncesinin yanlış olduğunu belirten Karakan, “Örneğin maydanoz kürü, soğan kürü gibi tamamen zararsız görünen tedavilerde karaciğer hasarı oluşabilir. Birçok bitkinin dozuna bağlı olarak karaciğer ve böbrek hasarı görülebilir ve bu öldürücü olabilir” dedi. Bitkisel ürünlerin genellikle medyadan duyularak veya arkadaş, komşu tavsiyesiyle alındığını belirten Karakan, “Doktor tavsiyesi olmadan alınan bitkisel ilaçlarda aslında sağlığımızla kumar oynuyoruz. Şehir efsanesi şeklinde mucizevi etkiler dilden dile dolaşıyor ve ‘kendi kendine tedavi etmenin gururu’ hastayı riske atıyor” diye konuştu.
Farmakognozi ve Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ömür Demirezer, ‘tamamen doğal’ diye satılan bazı bitkisel ilaç ve ürünlerin ölümlere yol açabildiği uyarısında bulunuyor. Bitkisel ürünlerin kimyasal içermediği, yan etkisinin bulunmadığı iddiasıyla satışı pek çok kimseye cazip geliyor. Oysa bu iddia çoğu kere yalandan ibaret. Yaygın kanaatin aksine, bitkisel ürünlerin farklı yapılarda, çok sayıda kimyasal madde içerebildiğini belirten Prof. Dr. Demirezer, “Tamamen doğal olduğu öne sürülen ürünlerde, tek başına ilaç olarak kullanılan sentetik kimyasal maddelere rastlanıyor” dedi. Demirezer, içinde hiç bitki ekstresi bulunmadan, tamamen dolgu maddesi olarak piyasaya çıkan ürünler olduğuna dikkat çekiyor. Bazen de daha ucuza benzer bitkilerle karıştırılarak ürün hazırlanıyor ya da bitki ekstresi ürünün içinde bulunması gereken miktardan daha farklı miktarda bulunuyor.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR