Mortgage'ta vergi teşviği zor

Güncelleme Tarihi:

Mortgageta vergi teşviği zor
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2007 12:11

Devlet Bakanı Ali Babacan, Hükümet olarak, mortgage'da vergi teşviğine karşı olduklarını belirterek "Şu an içinde bulunduğumuz ekonomik ortam bu teşviğe müsade etmiyor. Eğer bu teşvik kabul edilirse ekonomik program olumsuz etkilenir, bedeli çok ağır olur" dedi.

Ali Babacan, ekonomideki son gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı. Mortgage (Tutsat) ile ilgili bir vergi teşviki unsurunun olduğunu ve bunun çok kritik bir unsur olduğunu vurgulayan Babacan, TBMM'ye gönderilen tasarıda böyle bir vergi teşvikinin bulunmadığını, şimdi ise Mortgage için ödenen faizlerin gelir vergisi matrahından düşmesinin istendiğini bildirdi.

Babacan, şöyle devam etti: “Komisyon aşamasında, Mortgage (Tutsat) konusunda vergi teşviki unsuru gündeme gelmiş. Biz hükümet olarak bu teşvik konusunun değişmesini arzu ediyoruz. Çünkü şuanda içinde bulunduğumuz makro ekonomik ortam böyle bir teşvike müsaade edecek bir ortam değil. Mortgage üzerindeki faizin gelir vergisinden düşmesi isteniyor, biz bunun doğru olmadığı kanaatine ulaştık. Bazı ülkelerde uygulandığı iddia edildi. Biz bunu uygulayan ülkelerin yetkilileriyle görüştük ve bize 'biz bir hata ettik, aman aynı hataya siz de düşmeyin' dediler.
Bu türden yükler ilk başta küçük gibi görünse de, Mortgage sistemi geliştikçe altından kalkılamayacak ve sürdürülemeyecek mali yükler getiriyor.

Bu vergi teşviki adil de değil. Yani geliri en yüksek olan en yüksek vergi teşvikini alacak. Örneğin Almanya bu teşvikleri basamak basamak kaldırmaya başladı.

Eğer bu teşvik, Komisyondan geçtiği şekliyle Meclis Genel Kurulundan da geçerse o zaman Türkiye'nin şu anda uygulamakta olduğu başarılı ekonomik programa tamamıyla ters, son derece olumsuz bir adım atılmış olur. Bunun sonucunu biz, daha yüksek enflasyon, dahayüksek faiz ve daha yüksek bir cari açık olarak görürüz ve Türkiye'ye çok ağır bir bedeli olur. Onun için sakın hiç kimse, seçim havasının rüzgarına kapılıp, gelecek nesillere bedel ödetecek bir adım atmasın. Bunu arzu ediyoruz.”

YASANIN YENİLİKLERİ

Mortgage'in (Tutsat) bir konut finansmanı yöntemi olduğunu ve Türkiye'de şuanda, 22 milyar YTL'yi aşan bir konut finansmanı hacmi söz konusu olduğunu belirten Babacan, yeni yasayla gelecek yenilikler konusunda şunları söyledi:
“Çıkacak olan yasa, konut finansmanıyla ilgili kredilerin ikinci el piyasasının oluşmasını sağlayacak. Mortgage (Tutsat), bankaların kaynak imkanlarını çeşitlendirecek ve kaynak maliyetlerini de azaltacak.

Yeni Mortgage (Tutsat) yasasındaki en önemli değişiklik, kredi kullanıcıları açısından, değişken faizli konut kredisi imkanı getirecek olmasıdır. Bu imkan çerçevesinde, faizler ileride daha da düşeceği için bu krediyi kullanan vatandaş, değişken faiz çerçevesinde, ileride daha düşük faiz ödeyebilecek. Kendi aramızda görüştük, Bakanlar Kurulunda görüşüldü, ancak bu öyle bir konu ki, Komisyonda konulmuş ve Genel Kurulda geri çekmek sanki vatandaşa sunulacak güzellikler engellenmiş oldu şeklinde algılanıyor. Teşvik ile en çok zengine, en çok gelir vergisi dilimlerine giren kişilere en çok yarar sağlanmış olacak. İçinde bulunduğumuz koşullar ve mali disiplinde kesinlikle böyle bir teşvik çok kötü olur.”

FİŞ TOPLAMA

Babacan, çalışanların fiş toplama alışkanlıklarının azalması sonucu vergi gelirlerinde bir azalma olup olmayacağı konusunda ise bunun olumsuz bir etkisinin olmayacağını vurguladı. Ali Babacan, “2006'da emekliler fiş toplamadı ve buna rağmen vergi gelirlerimizde bunun hiç bir olumsuz etkisi olmadı, bu yıl da olmayacak. Üstelik halka fiş toplatarak daha çok vergi toplamaya çalışmak artık 21. yüzyılın çağdaş vergileme anlayışı ile örtüşmüyor” dedi.

TARIM POLİTİKASI VE ENFLASYON

Devlet Bakanı Ali Babacan, enflasyon rakamları içinde işlenmemiş tarım ürünleri grubunun önemli payının olduğuna dikkat çekerek, bu konuda ciddi bir ikilem olduğunu söyledi.

Babacan, şöyle dedi: “İşlenmemiş tarım ürünleri grubu, Türkiye'de çiftçilerimizin ürettiği ürünler. Tarım ürünleri fiyatlarındaki düşüş sonrasında, çiftçimizin durumu kötü diyorlar, biz de zaman zaman buğdayda olduğu gibi ya da şeker pancarı alım fiyatını açıkladığımız gibi, açıklanan fiyatlarla çiftçimizin gelirinin artmasının tedbirini alıyoruz. Dolayısıyla bu ürünlerin fiyatları ortalama enflasyonun bir miktar üstünde arttığı zaman çiftçilerimiz memnun oluyor ama enflasyon yükseliyor. Bu yıl tabiat şartlarından dolayı tarım ürünleri fiyatları biraz yüksek. Buradaki politikamızı dengeli götürmemiz gerekiyor, bir yandan çiftçimizi korurken, en az bunun kadar önemli olan mali disiplini koruyarak enflasyonun yüksek çıkmasını önleyecek bir politika takip etmeliyiz. Bugün enflasyonun beklenenden yüksek çıkmasının bir bedeli, bir maliyeti var. Bundan sonraki dönemde tarım politikalarını belirlerken, enflasyon ve enflasyonun da reel faizler üzerindeki etkisine daha çok eğileceğiz. Çünkü bu konular toplumun tüm kesimini ilgilendiriyor.”

SİGARA ZAMMI

Babacan, sigaradan alınan maktu özel tüketim vergisinin (ÖTV) yüzde 16,67 oranında artırılmasına ilişkin olarak da, sigaradaki ÖTV artışlarında, ilk olarak piyasadaki fiyat dengesini oluşturacak bir ayarlamayı amaçladıklarını, ikincisinin ise bir yıldır sigara vergilerinde bir değişiklik olmadığını, devletin giderlerinin enflasyon oranı kadar arttığını, bu artışın da bunu telafi edici bir unsur olduğunu kaydetti.

HALKBANK'IN ÖZELLEŞTİRİLMESİ

Halkbank'ın özelleştirilmesi konusuna da değinen Babacan, Halkbank'ın, bu yıl, yüzde 25'e kadar olan kısmının halka açılacağını, burada önemli olanın özelleştirme metodu değil, özelleştirmenin zamanlaması olduğunu belirterek, ”bugün için doğru olan bir metot yarın için yanlış olabilir. Geçen sene özelleştirseydik belki farklı bir metot daha doğru olurdu. Biz zamanlama üzerinde daha çok duruyoruz, çünkü Türkiye ile dünyada piyasa şartları çok hızlı değişiyor, şimdi zamanlama daha önemli” şeklinde konuştu.

BONOZEDELER

Devlet Bakanı Babacan, imar bankasından bono alanlara yeni bir ödeme yapmak için bununla ilgili bir yasal düzenleme yapmaya karar verdiklerini, bununla ilgili yasal düzenlemenin kısa bir süre sonra çıkabileceğini kaydetti.
Babacan, İmar bankası olayında, ortada bono olmadığını, bunların hayali” bono olduklarını, paranın da banka kayıtlarında görülmediğini ve dünya bankacılık tarihinde eşine rastlanmayacak bir olay olduğunu vurguladı.
Babacan, bono alanlara yapılacak ödemeler konusunda TMSF, BDDK, SPK'nın ortak çalışma yürüttüklerini de ifade etti.

İŞSİZLİK DÜŞMEYE DEVAM EDECEK

Türkiye'de işsizliğin çözülmesinde eğitimin en önemli unsurlardan biri olduğunu belirten Babacan, genç nüfusa sahip Türkiye'de istihdamı kalıcı olarak artırabilmek için Dünya Bankası ile birlikte 3 yıllık bir çalışma yürüttüklerini söyledi.
Yürütülen çalışmanın ardından durum tespit raporları çıkarılacağını, bu durum tespit raporunda, yeni işe başlamanın maliyeti, okul müfredatları iş yerlerinin kapanmasının maliyetleri, işe alınma-işten çıkarılmaya kadar istihdamın genel bir analizinin yapılacağını vurgulayan Babacan, bunun aşamalı bir çalışma olduğunu kaydetti.

Ocak ayında da görüldüğü üzere işsizliğin düşmeye başladığının altını çizen Babacan, ekonomik büyüme devam ettiği sürece, istihdam piyasasının daha esnek hale getirilmesiyle birlikte ocak ayında başlayan işsizlikteki düşüş oranının süreceği görüşünde olduklarını vurguladı.

İstihdam maliyeti nedeniyle, işverenlerin yeni elaman almak yerine eski elamanları fazla mesai ile çalıştırma yoluna gittiğini ifade eden Babacan, istihdam maliyetlerini mali imkanlar ölçüsünde azaltmaya çalışacaklarını, asıl amaçlarının işi korumaktan öte çalışanı korumayı amaçladıklarını bildirdi. Bütçe imkanları elverdiği ölçüde istihdam yükünü azaltmaya gayret edeceklerini de vurgulayan Babacan, bütçe gelirlerinde beklenenden daha fazla bir gerçekleşme olursa, 1,7 milyar YTL'lik bir gelir fazlasıyla, iş gücü üzerindeki maliyetlerin 5 puan kadar hafifletilebileceğini söyledi.

TÜRKİYE'NİN TAHVİLLERİNE İLGİ BÜYÜK

Devlet Bakanı Babacan, Türkiye'nin daha güvenilir bir ülke olması nedeniyle dış borçlanmadaki faiz yükünün de düşmeye başladığına dikkat çekerek, uzun vadeli tahvillerin büyük rağbet gördüğünü, risk priminin de düşmesiyle, Türk Hazinesinin borçlanma faizi oranının, ABD Hazinesinin borçlanma faizine her geçen gün daha çok yaklaştığını vurguladı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!