Güncelleme Tarihi:
Moody's'in FETÖ'nün darbe girişimi sonrası ülke notunu negatif izlemeye alarak, 23 Eylül'de Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviye olan "Baa3"ten "Ba1"e indirmesi ve not görünümünü "durağan" olarak belirlemesinin ardından gözler cuma günkü Türkiye değerlendirmesine çevrildi.
Ekonomistler, Moody's'in cuma günkü Türkiye değerlendirmesini pas geçebileceğini belirtirken, aradan yeterli süre geçmemesi ve kuruluşun aceleyle bir aksiyon almak istememesini buna en büyük gerekçe olarak görüyor.
Türkiye ekonomisinin 15 Temmuz şokunu atlatabilecek esneklik ve dinamizme sahip olması, her şeye rağmen kamu bütçesinin düşük açık vermesi ve kamu borçluluğunun düşük oranlarda seyretmesinin ülkenin güçlü yanları olarak görüldüğünü ifade eden ekonomistler, dış yükümlülükler, cari açık ve jeopolitik gelişmelerin ise zayıf yanlar olarak takip edildiğini dile getiriyor.
Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Ziraat Bankası ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu değiştirdiğinde görünümü "durağan" belirlediğini anımsatarak, "Bizim düşüncemize göre kredi notlarındaki değişimler yıllar mertebesinde gerçekleşmekte. Farklı bir konjonktürde 'durağan' görünüm kredibilite açısından pozitif kabul edilebilir ancak mevcut durumda 'durağan' görünümün kredi notumuzun kalıcılığını yansıttığı görüşündeyiz." dedi.
Yatırım yapılabilir seviyeye yükselebilmek için ilk aşamada görünümün "pozitif"e dönmesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, 2017 yılı sonu 2018 yılı başından önce kredi görünümünde yukarı yönlü bir güncelleme beklemediklerini ifade etti.
Yılmaz, özellikle olası anayasal referandumunun, kredibilite için birinci öncelikli konu olduğuna işaret ederek, "Devletin yasama ve yürütme organlarının şekillenip, yapısal reformların uygulanmaya başlaması belirli bir zaman diliminde ülke kredibilitesinde artış sağlayacaktır. 'Durağan' görünüm nedeniyle Moody's cuma gününü açıklama yapmadan pas geçebilir." tahmininde bulundu.
Türkiye'nin son dönemdeki en güçlü yanının ekonominin 15 Temmuz şokunu atlatabilecek esneklik ve dinamizme sahip olması olduğunu vurgulayan Yılmaz, otoritelerin hızlı karar alabilme becerisinin de Türkiye'nin basiretli bir yönetime sahip olduğunu gösterdiğini söyledi.
Yılmaz, Avrupa'da süren toparlanmanın ülkenin dış ticareti açısından pozitif görünüm sağladığına ve en zayıf yanın ise kur istikrarının yakalanamaması olduğuna dikkati çekti.
"GÖZDEN GEÇİRMENİN PAS GEÇİLMESİ İHTİMALİ YÜKSEK"
AA Finans Analisti, ekonomist Haluk Bürümcekçi ise Moody's tarafından yılın son gözden geçirmesinin sonuçlarının cuma günü açıklanacağını belirterek, kuruluşun 23 Eylül'de Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir kategorinin altına indirdiğini ve not görünümünü ise durağan olarak belirlediğini hatırlattı.
Aradan yeterli süre geçmemesi nedeniyle, kredi notunda değişiklik beklenmediğini ifade eden Bürümcekçi, "Gözden geçirmenin pas geçilmesi ihtimali de yüksek durmaktadır. Ancak, son gelişmelerle beraber not görünümünün negatife çekilme ihtimalinin düşük de olsa bulunduğunu düşünmekteyim." dedi.
Bürümcekçi, Moody's'in de diğer tüm küresel analistler gibi ABD seçimleri ve olası Fed kararı nedeniyle gelişmekte olan piyasaların finansman açısından sıkıntılı bir süreç yaşayacağını düşündüğünü söyledi.
Özellikle faiz düzeyindeki yükselişin ve para birimlerindeki değer kaybının bu ülkelerdeki şirketler kesimini zorlayacağını ve dolayısıyla bankaları da olumsuz etkileyeceğini dile getiren Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin son dönemde zayıf yönleri ağır basıyor görünse de her şeye rağmen kamu bütçesinin düşük açık veriyor olması ve kamu borçluluğunun düşük oranlarda olması en güçlü yönü olarak öne çıkmaktadır. Ancak reyting kuruluşları açısından ülkenin dış yükümlülüklerine bakıldığında, cari açık ile beraber her yıl yaklaşık 200 milyar dolarlık bir dış finansmanın döndürülüyor olması en büyük risk olarak dikkate alınacaktır. Bu bağlamda, Merkez Bankası döviz rezervlerinin yetersiz düzeyde olması da negatif bir faktör olarak öne çıkabilir."
"ACELE BİR AKSİYON ALMA OLASILIĞI DÜŞÜK"
Odeabank Ekonomik Araştırma ve Stratejik Planlama Müdürü Şakir Turan, Moody's'in cuma günü herhangi bir açıklama yapmadan geçebileceğini ifade etti.
Son gözden geçirme ve not değişikliğinin ardından yurt içinde ve yurt dışında birçok önemli gelişme yaşanmış olsa da kurumun aceleyle bir aksiyon alma olasılığının çok düşük olduğunu belirten Turan, bununla birlikte kurumun, Türkiye açısından bazı pozitif noktaları öne çıkarabileceğini öngördüklerini söyledi.
Turan, burada ilk olarak, TCMB'nin beklentilerin ötesinde şahin bir faiz artırımına gitmesinin, bankanın bağımsızlığının altını çizdiğine ve kredibilitesini artırdığına yönelik olumlu bir gönderme olabileceğini vurguladı.
Ayrıca maliye politikası ve makro ihtiyati tedbirlerdeki gevşeme ile büyümenin toparlanabileceğine yönelik değerlendirmelere de yer verilebileceğini kaydeden Turan, dünya genelinde görülen faiz yükselişlerinin kalıcı hale gelip gelmediğini ve Fed'in buna ne tepki vereceğini görmek gerektiğinin altını çizdi.
TURAN, ŞÖYLE DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU:
"Burada belirsizlik azaldığında, yükselen faizlerin kalıcı olmaya başlaması halinde, kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin kırılganlıklarına daha çok dikkati çekmeye başlayabilir. Bununla birlikte, belirsizlikler azaldıktan sonra eğer Türkiye, dayanıklılığını koruyabilir ve büyüme performansını yeniden yükseltebilirse, bu süreçte çok da olumlu bir noktaya taşınabilir. Diğer bir ifadeyle, küresel belirsizliklerin azaldığı bir dönemde Türkiye de kırılganlıklarını azaltmayı başarmış olursa kredi derecelendirme kuruluşları ve uluslararası yatırımcılar nezdinde yeniden artan bir ilgi bulabilir.
Türkiye'nin yaşanan bunca şoka rağmen dayanıklılığını koruması aslında tek başına güçlü bir yan olarak görülmelidir. Bankacılık sektörünün sağlıklı yapısının ve yaşanan çalkantıya rağmen tahsili gecikmiş alacaklardaki artışın sınırlı kalmasının ülkemizin güçlü yanları arasında sayılabileceğini düşünüyoruz. Öte yandan, jeopolitik sorunlardan dolayı dış talep koşullarındaki kırılganlıkları halen Türkiye'nin zayıf noktaları arasında tutmak gerektiğini düşünüyoruz."
"MOODY'S'İN YENİ KARAR AÇIKLAMASI MUHTEMEL GÖZÜKMÜYOR"
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvcı Tokalı da Moody's'in yaklaşık iki ay önce yatırım yapılabilir kredi notunu indirirken, gerekçelerinin arasında ülkenin dış finansman ihtiyacı ile büyüme başta olmak üzere güçlü temel dengelerde görülen zayıflamayı ön plana çıkardığını anımsattı.
Arada geçen dönemde, özellikle ABD seçimleri sonrasında yeni ekonomi politikaları yaklaşımının gelişen ülkeler üzerinde yarattığı baskının da ek bir risk unsuru haline geldiğini söyleyen Tokalı, uluslararası değerlendirme kurumlarının gelecek yıl büyüme oranına yönelik aşağı yönlü revizyonları ile AB üyelik görüşmelerinin görünümünde de belirsizlikler söz konusu olduğunu ifade etti.
Tokalı, geçmiş dönem kararlarına bakıldığında birkaç ay gibi kısa sürede de görünüme yönelik yeni karar açıklamasının muhtemel gözükmediğine dikkati çekti.
Böyle bir kararın en son 2001 kriz yılında gerçekleştiğini aktaran Tokalı, "Ekonomi yönetiminin büyümeyi destekleyici önlemleri ve reform programını canlandırma konusundaki kararlılığını da göz önüne aldığımızda, bu hafta görünümde yeni bir aşağı yönlü revizyonun olasılığını düşük görüyoruz." dedi.
DenizBank Özel ve Yatırım Grubu Yönetmeni Orkun Gödek ise Moody's'in yaşanan son gelişmelerin, yerel para değer kaybının ve büyümede artık resmi kurumlar tarafından da kabul edilen üçüncü çeyrek yavaşlamasının olası etkilerini kısa bir not halinde değerlendirmek isteyebileceğini ifade etti.
Ülke kredi notuna dair ise güncelleme olması beklentisinde olmadıklarını dile getiren Gödek, "2017 yılının en azından ilk yarısı gözlenmek istenecektir. OVP'de belirtilen kamu harcama artışlarının gerek bütçeye, gerekse ekonomiye olası pozitif/negatif etkileri izlenecektir. Keza referandum süreci, sonucu, geleceğe dair beklentiler yine yılın ikinci yarısında değerlendirilmek istenebilir." diye konuştu.