Güncelleme Tarihi:
Tarımda destek programlarıyla genç çiftçiler ve kadınların sayısı artıyor. Yeni nesil çiftçiler şehirden kaçıp köy hayatını tercih ediyorlar. 33 yaşındaki Bade Bilgen de bu genç çiftçilerden. Aromaterapi, organik tarıma merak sarıp Foça Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ni hayata geçiren Bade Bilgen’le ilham veren hikayesini ve girişimini konuştuk.
FESLEĞENLE SOFRALARI SÜSLEYEREK BÜYÜDÜM
- İzmir’de doğup büyümüşsünüz. Bitkilere ilginiz nasıl başladı?
1987 yılında, İzmir’de kadının ön planda olduğu, el üstünde tutulduğu bir aileye doğdum. Ailemde fikirlere saygı duyulur ve herkes birbirini dinler. Ben denizin içinde, su kenarında büyüdüm. Çeşit çeşit çiçeklerin olduğu, büyük sofraların kurulduğu, limon yoksa salatalara, bahçeden toplanmış korukların sıkıldığı, annemin “Git bahçeden fesleğen kopar süsleyelim” diye kız kardeşimi ve beni koşturduğu bir evde büyüdüm. Yasemen ve hanımeli kokularının altında yazarların, şairlerin bu sofralar da ağırlandığı, hoş sohbetli her düşüncenin tartışılabilir olduğu bir ailede yetişmek bana bugünkü hayata bakış açımı kazandırdı. Bir de tabiatı, doğayı tanıyıp, sevip; doğayla birbirimize iyi bakmayı bu yaşlarda öğrendim. Büyürken iki tutkumdan biri doğa diğeri ise sanattı.
Sanata olan sevgim beni önce küçük yaşlarda başlayan atölye eğitimlerine İstanbul Avni Akyol Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde yöneltti. Kendimi zaten empresyonist ressam Claude Monet'in tablolarında hayal ediyorum. Sanıyorum her şey bir hayale inanmakla başlıyor.
- Çok doğru. Her şey bir hayalle başlar ama gerisini getirmek de çaba ve çalışkanlık istiyor... Genç Çiftçi Hibe projesine katılmanız, lavanta yolculuğu nasıl başladı?
Mezun olduktan sonra çeşitli galeriler ile çalışıp, birçok sergi açtım. Ancak bir diğer tutkum, doğaya olan özlemim her geçen gün daha da büyüdü. Tam bu sırada 2016 Kasım ayında gazetede gördüğüm; köyüne dönen gençlere tanınacak “Genç Çiftçi Hibe Projesi” ilanı benim için hayatımın dönem noktası oldu. Bu sayede; ailemin asırlardan beri gelen bereketli topraklarında doğayla ilgilenme hayalim, bir projeye dönüştürme fırsatına dönüştü. Bu süreçte kendi toprağımın florasını araştırmaya ve konuya ilişkin okuyup, bilgi edinmeye başladım.Yetiştiricilik için başlangıçta gerekli olan damlama sulama, arazinin çit ile çevrilmesi gibi demirbaş ihtiyaçlarımı bu hibe desteği sayesinde karşıladım.
Aile topraklarımızın florasında hakim olan karabaş otu beni lavanta ile tanıştırdı. Köklerine döndüm ve doğru fideleri Isparta'da bir aile dostumuzun yardımı ile yurtdışından getirerek ekmeye karar verdim. Hibe almam bu süreci hızlandırdı.
- Ve bu lavanta yetiştiriciliği bir marka doğurdu. İon… Odağınızda lavanta var değil mi?
Aroma Terapi bahçesi bitkileri odaklı İon Province, öncelikle bölgenin toprak tarihi geçmişinde ön plana çıkan lavantaya odaklanıyor. Tabiatıyla meşhur Foça yöresinde; lavantanın atası sayılan, yerel halkın ‘Karabaş Otu’ adını verdiği bitki, projenin başladığı bölgenin yöre insanı tarafından güzel koku vermesi ve vücudu dinlendirip rahatlatması ile biliniyor. Bu bitkinin modern akrabası olan Lavanta “lavandula angustifolia sevtopolis” ekerken projemizin önceliği; lavantayı doğduğu topraklara geri getirerek asırlar öncesinin köklerini yeni nesillerle buluşturmak. Organik tarımın tüm gerekliliklerini yerine getiren bu proje, verimli hasatlara sahip. İon bölgesinde yetişmeyen hiçbir bitkiyi toprakta deneyimleyip, gözlemlemeden devam etmiyoruz. Toprak florasına dokunmadan; doğaya saygı ve hürmet ile hammaddede yakalamış olduğumuz kalite standartlarını koruyarak bilimin ön planda olduğu bir üretim ile büyümeyi hedefliyoruz.
BALKONDA HER ŞEY YETİŞTİRİLİR
- Evde aromaterapik bitki yetiştirme mümkün mü?
Elbette mümkün! İzmirli kadınların balkonları veya apartmanların bahçeleri tıbbi aromatik bitkiler ile süslüdür. Yemeklerimizde mutlaka bir bitki vardır. Süsleme amaçlı veya geleneklerden gelen, ritüellerin olduğu çeşitliliğe göre kullanılır. Rahmetli dedem bahar geldiğinde papatyalardan taç yapardı mesela bana ya da anneannem atölyeme geldiğinde kapının üstüne mutlaka adaçayı asar...Bitkinin büyüme şartlarına göre; iklimi ve hava şartları göz önünde bulundurulduğunda; doğru toprak seçimi, biraz bakım, ilgi ve konsantrasyon ile yetiştiremeyeceğimiz bir bitki olduğuna inanmıyorum. Bitkinin çeşidine göre gözlemleme ve empati geliştirme çok önemli.
-Kadın girişimci olarak kadınlarla üretim yapıyor musunuz?
Üretimimiz ile devam ettiğimiz bu süreçte kadınların desteği önemliydi çünkü topraklarımızda çoğunluğu kadın olan emekçilerle çalışıyoruz, onların özeni ve bereketi çok değerli. Toprakta çalışmak büyük bir ekip işi; bu vesile ile tarımdaki kadını düşünerek “Foça Tarımsal Kalkınma Kooperatifini” kurarak ilk yıl başkanlığını üstlendim. Onun dışında Türkiye genelinde katıldığım eğitimlerde kadınların çoğunlukta olduğunu gördüm. İnandığım bu yolculukta, tanıştığım yol arkadaşlarım, dostlarım oldu. Tanıştığım bu kadınlar da ortak paydada bilgi ve deneyimlerini birbiriyle paylaşıyorlar ve dayanışma içinde birbirlerine destek oluyorlar.
- Kagider’in tarımla uğraşan kadınlara yönelik çalışmalarında da yer aldınız değil mi?
Kagider’in 8-9’ta Şubat tarihlerinde düzenlediği ‘‘Tarım Kampı’’nda yaklaşık 70 kadın arasından girişimciden desteklenmek üzere seçilen 21 kadından biri oldum. Bu motivasyon, işimi geliştirmek ve büyütmek için çok etkili oldu. Bu süreçte bir yıl boyunca koçluk ve eğitim desteği sağlıyor Kagider. 21 kişilik online eğitimlerin yanında, kendi aramızda iletişimi devam ettirdiğimiz 13 kadın ile yine farklılıklarımızı birleştirdiğimiz yepyeni bir oluşum olan “tarımda kadın” platformunu doğurdu. Corona sürecinde yüzyüze görüşememiş olsakta, online buluşmalarımız ve fikir alışverişlerimiz sayesinde çok değerli ortak hedeflerimiz olduğunu gördük. Her hafta bir araya gelerek; online kooperatif yapısını araştırmaya başladık. Birlikten kuvvet doğar diyerek; ortak dert ve değerlerimizi topladığımız, üretimlerimizi birleştirdiğimiz, kadının kadına destek olduğu bu platform gelişim sürecinde...
LAVANTA DANIŞMANLIĞI YAPIYORUM
- İon nasıl hazırlanıyor? Hangi ürünleri yapabiliyorsunuz?
İon Province florasında 1 metre kare ortamda, 7 ayrı cins tıbbi aromatik bitkiye rastlayabiliyorsunuz. Bu konuda benzersiz topraklara sahip olmak bizim için büyük bir şans oldu. Üretilen lavanta buhar distilasyonu yöntemi ile damıtılarak, tamamen doğal işlemlerden geçtikten sonra, ion province yağ ve ion hidrosol ürünlerine dönüşüyor.Sonunda tarlamızın lavantalarının çiçeklerinden damıtılan lavanta bu uçucu yağ, bu özen sayesinde farmakope standartlarına uygun analizler ile değerlendirildiğinde Türkiye’nin en iyi uçucu yağ ve hidrosol sonuçlarına sahip oldu. Bu dönemde butik olarak tasarladığımız “İon Buhurdan” fonksiyonel kullanımı sayesinde ürettiğimiz yağın en iyi şekilde yağın kokusu ve iyiliği yaşam alanında hissetmenizi sağlıyor. İon Province yolculuğunda edindiğim bilgi ve tecrübeleri, benim gibi toprağa yatırım yapmak ve lavanta yetiştirmek isteyenlerle, lavanta yetiştiriciliği danışmanlığı olarak paylaşıyor, danışmanlık veriyorum. Ürün kalitemiz bize toptan ve perakende alanlarında yeni bağlantılar, işbirlikleri ve satış kanalları kurmaya çalışıyorum. Yakın zamanda aile topraklarımızda yaşayan bitkileri, aromaterapide kullanılan uçucu yağlar temeli olan ürünleri ile çeşitlendirmek ve diğer tıbbi aromatik bitkileri de ürün ailesine kazandırmak da hedeflerimden biri.