Güncelleme Tarihi:
AMERİKA’nın Chicago şehrinde 1962’de 17 bin dolar sermaye ile Gordon-Carole Segal çifti tarafından kurulan mobilya devi Crate&Barrel, Türkiye’de büyüyecek. İstanbul ise markanın Avrupa’daki ilk operasyonu konumunda. İstanbul’da Zorlu Center, İstinyepark ve Akasya AVM’de 3 mağazası olan Crate&Barrel yakında Ankara’da da mağaza açacak. Türkiye’ye Doğuş Holding tarafından getirilen Crate&Barrel’in Türkiye ve Rusya’nın da içinde olduğu 9 ülkelik operasyonun başında da deneyimli isim Nur Akgerman var.
Gordon Segal ve Nur Akgerman markanın Türkiye’deki ve bölgedeki yolculuğunu da anlattı.
Gorgon Segal söze başlarken, “Perakendede sürekli insan öğreniyor. Perakendenin keyfi sürekli değişimden geliyor. Hep aynı ürünü satmıyorsunuz. Sürekli daha güzel işler yaratmanın peşinde koşuyorsunuz” diyor.
KASALARDA SATIŞLA BAŞLADI
Markanın kurucuları 77 yaşındaki eşi Gordon Segal ve Carole Segal de çok uzun bir zamandan beri koşuyor.
Hikayelerine gelince; daha evliliklerinin başında balayında 23 yaşındalarken evlerini döşerken uygun fiyatlı dekoratif ev mobilyaları ve aksesuarları bulamayınca bir mağaza açmaya karar verirler. Çıkış noktalarında yalnızca iyi bir fikirleri vardır. Karayip Adaları’nda iyi fiyatlı İskandinav tasarımlı ürünlere rastlayınca, Chicago’ya döndüklerinde 17 bin dolar sermayeyle ilk mağazalarını açarlar.
Crate&Barrel adı da aslında ‘yokluktan’ geliyor. Kasa ve fıçılar üzerine ürünlerini yerleştirirler ve mağazanın adı da bir arkadaşlarının önerisiyle Crate&Barrel olur.
İKİ MAĞAZA İLE BÜYÜDÜLER
Zaman içinde el yapımı cam objeler ve dekoratif ürünler için Avrupalı üreticilerle anlaşırlar, “Hiç iş gibi düşünmedik hep daha iyisini yapmak istedik” diyor, Gordon Segal tüm bunları anlatırken. 1975 yılında Chicago ve Boston’daki iki mağaza ile büyüme sürecine giren Crate&Barrel’in 1998’e kadar başında kalan Gordon Segal, 1998’de markanın 3’te 2’sini Otto Grubu’na satar. 2008 yılında 70 yaşına geldiğinde ise emekliliğini ilan eder. Ancak kendisinden sonra gelen CEO başarılı olamayınca markanın yönetimine bu kez danışman olarak döner. 2014 yılından bu yana da Gordon Segal markasının ‘danışmanı’. Yeni CEO’sunun da başarılı olduğunu ve markanın hedeflerini büyüttüğünü anlatıyor.
Ülkeye özel üretim yapmalısınız
Gordon Segal Türkiye’yi seviyor. Birçok kez Türkiye’ye gelmiş. 1970’li yıllardan beri Paşabahçe’nin de müşterisi. “Paşabahçe ile rakip değiliz. Bir işi yapmaktaki tutku fark yaratır” diyor. ”Microsoft ya da Apple değilim” diyor gülerek ve özellikle de ev eşyaları ve mutfak gereçlerinde intertten satışların kendilerine “iyi rakip” olduğunun altını çiziyor. Amazon ve Alibaba’nın satışlarını örnek gösteriyor, “Onlar da çok satıyor, çok çeşit koyuyor, o zaman biz her yıl yaptığımızdan daha iyisini yapmalıyız, bu da tasarımla ve kaliteyle oluyor” diyor.
Crate&Barrel’in neden Amerika sınırlarından uzun yıllar çıkmadığını Segal, şöyle anlatıyor: “Ikea Philadelphia’ya geldiğinde ilk 10 yıl kar etmedi. Çünkü nereye giderseniz gidin o yere göre de üretim yapmalısınız. Yataklar, yastıklar, örtüleri v.s Amerika’ya uymuyordu. Ikea daha sonra Amerikalı bir kadın yöneticiyi işe aldı ve Amerika’da da atak yaptı.”