Güncelleme Tarihi:
Son 1 yıldır özellikle pandeminin başlaması ile birlikte kargoya olan ilgi de talep de arttı. Ancak büyüklüklerinizi çok fazla bilmiyoruz. Kaç dağıtım üssünüz, kaç çalışanınız, kaç şubeniz var? Geçen yıl ne kadar ürün dağıttınız? Bize rakamlarla anlatır mısınız?
Bizim yaklaşık olarak 850 şubemiz, 12 bin çalışanımız var. Türkiye sathına yayılmış 14 bölge müdürlüğümüz aracılığıyla bu süreci yönetiyoruz. 9’u teknolojik olmak üzere 27 Transfer Merkezi Aktarma dediğimiz hub’larımız var. Geçen sene yaklaşık 110 milyon paket teslim ettik. Yani Türkiye nüfusunun biraz daha fazlası... Bunun bir alım, bir de teslim tarafı var. İki taraflı düşünebilirsiniz.
TALEP TAVAN YAPTI
Bizim evlere kapanıp dolaşımı durdurduğumuz noktada, e-ticaretin artmasıyla siz hiç durmadınız. Eleştiriler de aldınız. Bu dönem sizi nasıl etkiledi?
Tüm kamuoyu yaptığımız işin öneminin farkına vardı, popüler kıldı. Pozitif yönde işimizin ne kadar değerli olduğunu, ne kadar kamusal bir iş yaptığımızı ve Türkiye’deki ticaretin döngüsünü gösterdi. Ama işin tabii ki olumsuz yönde de popüler kısmına oturduk. Çünkü yapmış olduğumuz hizmet hataları nedeniyle tüketicinin beklentisini karşılayamadığımızda da aslında memnuniyetsizlik de yarattık. Sektör adına da bunlar bize bir ödev olarak geldi. Aslına bakarsanız önce yüzde 30 işlem hacmimiz küçülürse ne yaparız, yüzde 50 küçülürse ne yaparız diye olumsuz senaryolar yaptık. Mart ayında kısmen bir şaşkınlık oldu. Ama nisandan itibaren insanlar evde sıkılmaya başlayınca yavaş yavaş, başlangıçta hobi malzemeleri kitaplar, sonra spor malzemeleri, küçük mobilya ve ev eşyalarının değiştirilmesi, tekrar kıyafet ve benzeri şeyler... Mayıs ayında talep neredeyse tavan yaptı. Tabii biz sektör olarak buna hazırlıksızdık. Çok fazla bizim iş modelimiz buna uygun değildi.
Neden hazırlıksızdınız?
Belki biliyorsunuzdur biz sektör olarak 40 yıl önce kurulduğumuzda B2B ağırlıklı bir sektördük. Çünkü Türkiye’de bayilik teşkilatı, acente sistemi oldukça yaygın. Yıllarca işimizin yüzde 80’ini B2B işler oluşturdu. Zaman içerisinde bu e-ticaret firmalarının yavaş yavaş devreye girmesiyle, yani son 10 yıl içerisinde bir B2C’de devreye girdi. Ama her zaman işinizin yüzde 75- 80’inin B2B işler oluşturdu. Bütün organizasyonumuz da operasyon yapımız da müşteri kitlemiz de buna göre dizayn edilmişti.
Başlangıçta yaşadığınız bu belki memnuniyetsizlikler ve hizmet kalitesindeki sıkıntılar da bundan kaynaklandı. O dönemlerde bizim kapasitemiz 300- 350 bin adet civarındaydı. Bu kapasitenin üzerine çıkmak da çok kolay değildir. Çünkü Türkiye’nin tamamında bu kapasiteyi büyütmeniz gerek.
İSTİHDAMI ARTTIRDIK
Pandeminin yoğun yaşandığı, size de ilginin en çok arttığı dönemde talep nasıldı?
Şöyle söyleyeyim; özellikle e-ticaret tarafında talep bir anda 3 kat arttı. Sonuçta 350 bin adetlik işlem kapasitemize rağmen, bize 600-700 bin adet kargonun geldiği bir noktaya geldik.
Ne yaptınız peki?
Kota koyduk mecburen. Çünkü günlük bizim bir kapasiteniz var ve bu kapasiteyi bir anda yükseltmek mümkün değil. Yani sadece bir yere bir hub açarak bunu yapamazsınız. Çünkü bu kargo Türkiye’nin her tarafına yayılıyor. Araç filonuzu arttırmanız lazım, çalışan sayınızı arttırmanız lazım… Çıkış ve varış aktarmalarını büyütmeniz gerekiyor. Kapasiteyi zorladığınızda da problem oluyor. Belki o dönemde tüketici olarak siz de bu sıkıntılar yaşamışsınızdır.
Personel tarafında bir artış oldu mu? Pandemi öncesine göre istihdamda nasıl bir değişim yaşandı?
Normalde pandemi öncesinde personel sayımız 9 binlerdeydi. Şu anda ise 12 bin kişiyiz. Yani neredeyse 3 bin kişi, yani yüzde 33 civarında bir artış oldu. Bu süreçte günlük taşıma kapasitemizi de yaklaşık iki kat artırarak 650 binlere ulaştırdık. Altyapımıza yatırım yaptık. 27 aktarma merkezinin yarısından fazlasının kapasitesini büyüttük. Daha büyük alanlara geçtik. İstanbul’a iki tane büyük hub açtık. Şubelerimiz önemli bir kısmının yerlerinin değiştirerek daha büyük metrekarelere geçtik. Şube sayılarımızı artırdık. Aslında sadece MNG Kargo olarak değil, sektör olarak kapasitemizi e-ticaretin ve pandeminin yarattığı büyümeye uygun hale getirdik ve şu anda hacimlerimizi daha doğru yönetiyoruz diyebiliriz.
TÜKETİCİ NE YAPMALI
Kargonun doğru şekilde ve doğru zamanda ulaşması için tüketiciler olarak bizlerin neler yapması gerekiyor?
Önce kargoculuk sektöründeki taahhütleri bilmemiz gerekiyor. Biz 600 kilometreye kadar olan yerler için bir iş günü, 600 kilometre ile 900 kilometre arasında 2 iş günü, 900 kilometrenin üzerinde ise 3 iş günü olarak zaman taahhüdümüz var. Tüketiciler de buna göre bir beklentiye girmelidir. Birincisi bu… İkincisi bir ürünü teslim etmek için adres bilgilerinin özellikle ve karşı tarafındaki kişinin telefon bilgilerinin çok net yazılmış olması lazım ki biz doğru yere götürebilelim. Türkiye’de adres konusu çok zor… Çünkü bir sürü Cumhuriyet Caddesi var, isim benzerliği olan çok sayıda cadde, sokak, apartman var. Bu nedenle adreslerin açık ve net bir şekilde yazılmış olması gerekiyor. Üçüncüsü ise kargo ağırlığının mutlak suretle ölçümünün doğru yapılmasıdır. Bunu tüketicilerin mağdur olmaması için söylüyorum. Çünkü bizim kargolarımız hem mesafeye hem de hacme göre fiyatlandırılır. Son olarak ambalajının mutlak suretle raf ambalajı değil, taşıma ambalajıyla yapılması gerekiyor.
TEMAZSIZ TESLİMAT
Pandemi döneminde kargo dağıtan arkadaşlara dönem dönem canlı bomba muamelesi yapıldı. Kapılar ya hiç açılmadı, ya yarım açıldı. Hatta bazen azarlandılar. Çalışanlarınızın size bu konuda yaptığı bildirimler var mı?
Önce pozitif taraftan bakalım. Kapısına teşekkür mektubu asanlar, puzzle kitabı geldi diye resim yapıp kargocu amcalarına teşekkür eden çocuklarımız oldu. Tabii tersi durumlar da oldu maalesef… Bunu hem şirket hem sektör olarak söylüyorum. Arkadaşlarımız için hijyen koşullarının olduğu ortamlar hazırladık. Ama tabii ki bu bir algı yönetimi, biz sonuçta elimizden gelen çabayı gösterdik Bununla ilgili temassız teslimat ürünlerimizi geliştirdik. Kapının önüne bırakılmasını isteyenlerden sadece kodu isteyerek, kapı önlerine bıraktık. Biz pandemi koşullarına göre kendimizi geliştirmeye çalıştık. Ben hem sessiz ama önemli bir kesimin hem de bize teşekkür eden kesimin emeğimizin karşılığını gördüğünü düşünüyorum. Pandemi süreci doğal olarak herkesin bazı konularda daha hassas davranmasına neden oldu. Ben kırılmadan dökülmeden işimizi yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
KOBİ’ler için de bir ürün geliştirmişsiniz. Anlatabilir misiniz?
Türkiye’nin belkemiği olduğuna inandığım KOBİ’ler bizim en önemli, uzun vadeli ve kalıcı iş ortaklarımızdır. KOBİ’ler pandemi ile birlikte e-ticarette de hem iyi bir modeli geliştirdiler hem de ticari hayata ciddi oranda katkı sağladılar. Biz e-ticarette binlerce yerden kargo alıp teslimatını gerçekleştiriyoruz. Biz böyle zor bir dönemde KOBİ’lerimize şirket olarak yardımcı olmak, onlara katkı sağlamak istedik. Onların önemli maliyet girdilerine destek olmak istedik ve birlikte çalıştığımız kurumlarla bu anlamda işbirlikleri yaptık. Bunların içerisinde akaryakıt, araç kiralama, bankacılık, telekomünikasyon, sigorta sektörlerinde işbirliklerimiz oldu. Kargo tarafında zaten biz varız. Bunun dışında perakende dediğimiz ihtiyaç malzemelerini karşıladıkları yerler var. Oralardan indirimli, avantajlı hizmet alabilmeleri için bir ortam sağladık. Tüm bunları da bir paket haline getirdik. Bundan yararlanmak için çok da ekstra bir şey yapmak gerekmiyor açıkçası. Bizim kobivitamin.net diye bir sitemiz var. Oradan kayıt formunu doldurmak yetiyor. Şu ana kadar 100 binin üzerinde ziyaret oldu bu siteye ve binlerce arkadaşımız da bu paketten yararlanmak üzere başvuru yaptı ve halen aktif olarak devam ediyorlar.
KARGO NASIL BİR YOL İZLİYOR
Biz paketi size teslim ettikten sonra, paket gideceği noktaya ulaşana kadar nerelerden geçiyor, nasıl bir yol izliyor?
Siz paketi bir kurye arkadaşımıza verdiniz. Bu arkadaşımız öncelikle çalıştığı şubeye getirir. Bu şubeler akşama kadar hem bireysel, hem kurumsal hem esnaf ve KOBİ’lerden gelen paketleri toplarlar ve gün sonunda bağlı oldukları hub dediğimiz Merkezi Operasyon Center dediğimiz büyük lokasyonlara getirirler. Orada paketler ayrıştırılır ve her paket gideceği ilin anahat araçlarına yerleştirilir. Araç o ildeki hab’a ulaşır, orada da şube bazında dağıtım yapılır.
‘YENİ MODEL GELİŞTİRDİK’
Dağıtımdaki özellikle e-ticaretteki problemler neler, bunları çözmek için neler yapıyorsunuz. Spesifik örneklerle anlatabilir misiniz?
E-ticaretin dinamikleri biraz farklı. İşlem hacmimiz büyüdü diyoruz, ama işlem hacmimiz konut alanlarında büyüdü. Eskiden konut alanlarına 10 kargo geliyorsa, bir anda e-ticaret ile birlikte oraların kargoları belki işte 50’lere 60’lara çıktı. Biz burada e-ticarete uygun işte mini hub’lar açtık mesela. Şu anda 35 tane mini hub’ımız var ve yılsonuna kadar bu rakamı 45’e ulaştırmayı hedefliyoruz. Biz kargoyu şubeler aracılığıyla değil, doğrudan mini hub’lar üzerinden konut alanlarına teslimat yoluna geçtik. Doğrudan bu işe konsantre olmuş, sabahtan akşama kadar sırf bu işi yapan girişimci kurye dediğimiz bir model geliştirdik. Bu girişimci kurye arkadaşlarımızın işi tamamen e ticaret kargosu dağıtmak. Bunları son bir yıl içinde yaptık. Bu arada temassız teslimatı geliştirdik.