Güncelleme Tarihi:
Mehmet Bayrak, dünyanın her yerinden mermer, yarı değerli taş, granit, traverten alan, bunları dünyaya pazarlayan Stone Line şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı. Aynı zamanda da Türkiye’nin de her bölgesinden çıkan taşları değerlendirip dünyaya ihraç ediyor. Aslında bir bankacı, bankacılığı bıraktıktan sonra bu işe girip, uzmanlaşmış bir isim. İstanbul’daki merkezinde buluştuk.
KRİZDE İŞSİZ KALDI
Siz nasıl girdiniz bu işe?
- İlk 7 yılımı Samsun’da geçirdim. Sonrasında hep İstanbul’daydım. Paris’te Ekonomi üzerine okudum. Finans dünyasında ve bankacılıkta çalıştım uzun yıllar. Aslında bankacıyım. Mermer işiyle bir ilgim yoktu. Sonradan oldu.
Neden bıraktınız bankacılığı?
- 1994 yılında çıkan ekonomik krizden sonra işsiz kaldım. 1 yıl işsizdim. Türkiye’nin önde gelen sanayicilerinden Ahmet Eren’i tanıyordum, baba dostumdur kendisi. Bize abilik yaptı. Eşinin yeğeni Hakan Saka 13 yaşında gittiği Amerika’dan 30’lu yaşlarında dönmüştü. Ahmet Eren de bana “ortaklık yapın, iş kurun” dedi. Bizi destekledi ve ortak oldu Ahmet Eren bize. Başta Ahmet Eren’in fabrikalarının ürünlerini yurt dışına pazarlamak için kurmuştuk. Tamamen tesadüfen bir mermerci kendisine başvurdu ve mermerleri yurtdışına satmamız istendi.
Hiç aklınızda böyle bir iş yoktu...
- Hiç bilmiyordum. İşsiz bir maden mühendisi tanıdığı olduğu söylenen biri getirildi bana, ben aslında baştan sağmak için ‘fizibilite yapıp gelsin’ dedim. Doğrusu iyi bir fizibilite yapabileceğini tahmin etmemiştim. Çok güzel bir fizibilite raporuyla geldi. Hemen işe başlattım. Sonra mermerler gidip gelmeye başladı. Baktım iş farklı ve ben de o işle ilgilenmeye başladım. 2004 yılında Hakan Saka yurtdışına dönmeye karar verdi. Ben şirketi Ahmet Eren’in de desteğiyle aldım.
SANAT ESERİ GİBİ
Kaliteli mermer nasıl anlaşılır?
- Türkiye’nin farklı bölgelerinden sanat eseri gibi taşlar çıkıyor. Erzurum’dan blue jean dediğimiz gece mavisi mermer geliyor örneğin... İş aslında pazarlama. Aynı şekilde Türkiye’de çıkan birçok taş İtalya’da olsa 3-4 kat fiyatla satılır.
Kısacası Türkiye elindeki taşın değerini bilmiyor, pazarlayamıyor diyorsunuz…
- Türkiye hızla ilerliyor. Bugün bu alanda 2 milyar dolar civarında ihracata ulaştı. İleri gitmek için markalaşmamız ve Türk mermerini korumamız lazım.
Nasıl koruyacağız?
- Mesela bir ülkede bir araba yapıldığında devlet katındaki kişiler o ülkenin araçlarını kullanırlar. Ben Fransızları çok iyi bilirim. Fransızlar devlette yalnızca Fransız arabaları kullanır. Türkiye mermer zengini bir ülke. Biri yurtdışından geldiğinde ilk havaavalına iner. Sabiha Gökçen’de de Atatürk Havaalanı’nda da Türk mermeri kullanılmadı. Bildiğim kadarıyla Sabiha Gökçen Hindistan taşlarıyla yapıldı, Atatürk Havaalanı ise İspanyol taşlarıyla yapıldı.
Yeni Havaalanı’nda ne kullanılacak?
- Maalesef Türk mermeri kullanmıyorlar. Büyük olasılıkla Brezilya taşı kullanacaklar. Dünyanın en büyük mermer ülkesiyiz, dünyanın en iddialı havaalanı projelerinden birini yapıyoruz, üstelik şu günlerde marka olmaktan, yerel ürünleri desteklemekten bahsediyoruz ama 3’üncü havaalanında da Brezilya mermeri kullanıyoruz.
Cumhurbaşkanı aslında birçok konuşmasında bu konunun da altını çiziyor...
- Söylüyor ama gerçekler de bu. Bakın Madrid Havaalanı’na inin, çok kötü taşlar kullanılmıştır, bej renkli. Onlar kendi taşları kötü olsa da kullanıyorlar. Sonra nasıl marka çıkaracağız? Ülkede üretici güçlenmeli ki dünya markası olsun. Pratikte maalesef birçok konu söylemde kalıyor. Her yerde Türkiye’de olmasına rağmen çok fazla yabancı malı kullanılıyor. Kendi ürününü destekleyeceksin, bunun küreselleşmeyle ilgisi yok. Bunla ilgisi olsaydı Almanlar, Fransızlar böyle mi yapardı? Onlar kendi mallarını koruyorlar. Biz korumuyoruz.
Aslında şirketler çok dertli...
- Evet. Vestel’in sahibi Ahmet Zorlu da “devlet dairelerine gidince yabancı TV’leri görüyorum içim sızlıyor” dedi. Çok haklı. Vestel ve Beko ürünlerini Türkiye’de devlet kullanmıyor. Milliyetçilik lafta kalmamalı.
AFRİKA’YA AÇILMAYA KARAR VERDİK
Şimdi Çin’den Brezilya’ya kadar her yerden mermer alıyorsunuz ve dünyaya satıyorsunuz. Otel, AVM vs yapıyorsunuz...
- Biz lüks ve orta segmentte iş yapıyoruz. Toptan taş alıyoruz her yerden, blok ve plaka olarak. Yurt içi ve yurtdışı projelerde kullanılıyor taşlarımız. Mimarlarla çalışıyoruz. AVM’ler, lüks evler, yalılar, şirketler, oteller yapıyoruz. Bu projelerin birçoğunda Türkiye’nin farklı bölgelerinden çıkan mermerler kullanılıyor. Yurtdışından da çok mermer alıyoruz. Ciromuzun yüzde 30-35’i yurtdışından geliyor. Yurt dışında da iş yapıyoruz. İtalya’da, Erbil’de, Moritanya ve Azerbaycan’da şirketimiz var.
Moritanya’yı seçmenizin nedeni nedir?
- Biz Afrika’ya, Fransız Sahrası’na girmeye karar verdik. Moritanya çevre ülkelere göre daha stabil bir yer. Hedefimiz Tunus, Fas, Cezayir, Senegal, Mali, Fildişi gibi yerler. Yavaş yavaş Kenya’ya da girerek Afrika’da güçlenmek istiyoruz. İhracat departmanımız İzmir’de. Biz dünyadan blokları alıp işleyip dünyaya satıyoruz. Türkiye ve İran’dan çok taş alıyoruz. Bu iki ülke zaten taş hammaddesi olarak çok zengindir. Amerika’dan Avusturalya’ya kadar da taş satıyoruz.
2017’DE YÜZDE 20 BÜYÜME HEDEFİ VAR
Türk mermeri ünlü diyoruz. Niye bir markamız yok dünya çapında?
- Türkiye dünyanın en zengin mermerine sahip. Ancak bunu pazarlarken eksideyiz. Dünyada mermerle uğraşan herkes Türk mermerini bilir ancak pazarlamada hatalar çok yapılıyor. Klasik mermer ihracatında sorunlar var ne yazık ki. Çünkü çoğu şirket verdiği siparişten memnun olamıyor. A malı parası veriyor, Türkiye’den C-D malı gönderiliyor. Türkiye’de üretim bir yere geldi.
Bu yıl nasıl başladı? Nasıl gidiyor?
- Biz bu yıl yüzde 20-30 büyüme bekliyoruz. İşlerimiz iyi. Şu anda devam eden Çiftçi Towers projesinde varız. Yooistanbul projesinde de varız. AVM’ler var. Yurtdışında oteller yapıyoruz, Maldiv’lerde hastane yapıyoruz. Hilton’un dünyadaki tedarikçisiyiz. Tüm Hiltonları biz yapıyoruz.
MEHMET BAYRAK KİMDİR?
Mehmet Bayrak İstanbul Saint Joseph Lisesi’nin ardından Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Üniversite sonrasında Paris’teki Poitiers France Dess okullarında iş yönetimi yüksek lisansını tamamladı. New York, Series 7 Exam (General Securities Representative Exam) hakkını 1990 yılında kazandı ve Bankacılık – Finans sektöründe uzun seneler çalıştıktan sonra 1997 yılında şirketini kurdu.