Güncelleme Tarihi:
AMERİKA Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçisi John Bass önceki gün İstanbul’a gelerek Anadolu Yakası’ndaki inovasyon alanında çalışan şirketlerini gezdi. Bass’ın ilk durağı Gebze’deki Generel Elektric (GE) Marmara Teknoloji Merkezi’ydi.
Burada Genel Müdür Aybike Molbay’dan tesis ve çalışmalarla ilgili bilgi alan Bass, daha sonra Kartal’da yer alan SANLAB Simülasyon’a, oradan da Ford
Son olarak Türk-Amerikan ortak projesi Ford Otosan’a gideceğim. Ziyaret ettiğim üç şirket farklı modellerde çalışıyor ama ortak yanları hepsi iki ülke arasında daha kuvvetli bağlar kurulmasına katkı sağlayarak şirketlerin global ekonomide daha verimli rekabet etmesine yardımcı oluyor”açıklamasını yaptı.
BAŞARININ ÜÇ SIRRI
İnovasyon ve girişimcilik denince akla ilk gelen şirketlerin çoğu ABD veya Batı Avrupa’da. Büyükelçi Bass, Türkiye’den neden bu tür girişimlerin çıkamadığına ilişkin ise şu açıklamayı yapıyor: “Çok farklı alanlardan genç Türk girişimciler ve kanaat önderleri Türkiye’de daha küçük ölçekte olmakla beraber benzer modeller inşa etmeye başlıyorlar. Ama eğer ABD’de bu konuda neden daha iz bırakan şirketlerin çıkabildiği soruyorsanız bu, üç şeyin işlemesiyle gerçekleşiyor...
Öncelikle tüm dünyadan uzmanlık ve katkıya çok açık bir ekonomimiz var. Bu sayede ABD’ye eğitim veya kariyer için gelen zeki insanlardan faydalanbiliyoruz. İkincisi iyi kapital modelimiz iyi fikirlere daha hızlıca yatırım sağlamaya olanak veriyor. Son olarak ABD’de çok açık bir entellektüel sistemim mevcut. İfade, basın ve akademik özgürlüğe olan kuvvetli bağımızdan dolayı insanlar inanlar daha çok düşünüp yapmak istedikleri her şey üzerine çalışabiliyorlar. Bu bileşenlerin bir çoğunu Türkiye’de de görüyorum. Bence global ekonomide pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de en büyük zorluk Türkiye’ye uygun kombinasyonu bulmak. Yatırımcıların önünde pek çok imkan ve tercih var. Ülkeler de global pazara girmek istiyorsa yatırımcılar için çekici olmalı.”
EKOSİSTEMDE ORTAKLIK
Bir ülkenin ‘Milli gemi’ veya ‘Milli uçak’ sahibi olmasının önemi hakkındaki soruyu ise Bass şöyle cevapladı: “ABD’de artık ürün ve hizmetler tek bir ülke veya şirketin elinden çıkmıyor. Global ekonomide, özellikle de bilgi alanında, dünyanın neresinde olduğundan bağımsız olarak şirket ve ülkeler bir ekosistem içinde ortak hareket ediyor. Ürün ve hizmetler için milli sınırlar artık ülkelerin ekonomik gelişmişliği açısından daha az önem arz ediyor. Çağdaş dünyada başarılı ekonomilerde farklılaşma var. Bunun Türkiye’de de geliştiğini görüyorum. Örneğin Sikorsky ortak bir girişimle bütün olarak helikopterleri Türkiye’de üretecek. Bu tür ortaklıklar hem ekonomik büyümeye katkı sağlıyor hem de Türk endüstrisisinin bilgi ve uzmanlık kazanmasına yardım ediyor.”
Bu denklemde gördüğüm şirketler tahmin edilebilirlik, şeffaflık ve 5-10 yıl sonraki iş iklimini tahmin edip ona göre yatırım yapmalarına imkan verecek yasal çerçeveler ile kabiliyetlere kolay erişime ihtiyaç duyuyor. Şu an GE gibi şirketler Türkiye pazarında olmnaktan memnunlar. Türkiye pazarının çekiciliği veya üç bölgeye yayılmış coğrafi pozisyonu sebebiyle pazara isteyen başka Amerikalı şirketler de var.” Büyükelçi Bass, hem iş dünyasında hem de ABD’deki daha geniş toplum içinde terör ve güven iklimi sebebiyle endişe olduğunu ama şirketlerin daha uzun vadeli perspektif yatırımlara baktığını da belirtiyor.