Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Şanlıurfa’da gerçekleştirilen İş’le Buluşmalar toplantısında kısa dönemli, sadece kurum çıkarlarını öne alan politikaların uzun dönemde kimseye kazandırmadığını hatırlatarak “Bunu, bir endüstri standardı olarak yerleştirmek ve doğru örnek, doğru rol modeli olmaya devam etmek için aynı samimiyetle çalışmayı sürdüreceğiz” dedi. Bali, bundan sonraki dönemde de milli bankacılığın önderi olma vasfını sürdürmeye devam edeceklerini belirtti. 2008’den bu yana KOBİ’lere bilgi ve danışmanlık desteği sağlamak amacıyla düzenlenen İş’le Buluşmalar toplantısının 31. durağı Şanlıurfa oldu. Genel Müdür Bali, İş Bankası’nın ekonomiyi desteklemek, üretimi teşvik etmek için var olduğunu ifade ederek, “Türkiye’nin Bankası olarak hep sahada, hep müşterimizin yanında olduk” dedi.
TÜRKİYE’NİN BORÇLARI GERİLEDİ
Dünya ve ülke ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bali, dünyada ve Avrupa’daki krize rağmen Türkiye’nin ayrışan ekonomisiyle dikkat çektiğinin altını çizdi. Bali “Türkiye ekonomisinin bu yapısıyla bakıldığında, temel ayrışma nedeni büyüme performansıdır, temel ayrışma nedeni bütçe istikrarıdır, kamu ekonomisi disiplinidir ve Avrupa ekonomilerinden çok ciddi oranda farklılaşan borçlanma istatistikleridir. Bugün Türkiye’de borçların Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla’ya oranı yüzde 40’ında altına gerilemiştir” dedi.
DÖRT BİR YANA ULAŞIYORUZ
Adnan Bali, İş Bankası’nın bu yılki 9 aylık performansına bakıldığında 166.8 milyar TL aktif büyüklük ile Türkiye’nin en büyük bankası olmanın yanı sıra, öz kaynak, nakdi kredi, nakdi ticari kredi, gayrinakdi kredi, net kar ve özel bankalar arasında da mevduat kalemlerinde birinci olduğunu, esnaf ve KOBİ’ler başta ticari kesimin finansmana erişiminin kolaylaştırmada önemli bir rol oynadıklarını belirtti. Bali, yaygın şube ağı ve yoğun saha temasıyla Türkiye’nin dört bir yanına ulaşmaya, müşterilerin sorunlarını yakından dinleyerek en etkili çözümleri üretmeye çalıştıklarını ifade etti.
NOT İÇİN ÇOK ÇALIŞTIK
Türkiye’nin 1994 yılında kaybettiği ‘yatırım yapılabilir ülke’ notunu yeniden kazanmak için çok çalışmak zorunda olduğunu da ifade eden Bali, “Rating notunun artmasının sonra enteresan gelişmeler yaşanıyor. 1 ay önce uluslararası piyasada 1 milyar dolarlık 10 yıl vadeli ana paranın da tamamı dönem sonu ödemeli bir borçlanmaya 3 kıtadan 10 kat talep geldi” şeklinde konuştu. Bu rekor talebi bir kurumun tek başına başarısı ile izah etmenin mümkün olmayacağını söyleyen Bali “Ekonomik istikrarın ve iyileşmiş temel göstergelerin sonucunda hikayesine güvenilen bir ülkenin içinden bir kurum olarak, kendi faaliyetinizi başarılı yönetebildiğiniz için ortaya çıkan sonuçlar bunlar.”
1.3 milyar lira krediyi yeniden yapılandırdık
İŞ Bankası’nın Türkiye’nin hem aktif büyüklükte hem de kredi hacminde en büyük bankası olduğunu hatırlatan Adnan Bali şunları kaydetti: “Nakdi ticari kredi portföyümüzün reytingine bakıldığında öyle bir krema, tabaka olmadığını görürsünüz. Yani biz Türkiye’nin meşakkat gerektiren işlerine de talipli olarak bu performansı gösteriyoruz. Ödeme niyeti olduğu halde öngörülemeyen nedenlerle ödeme güçlüğüne düşmüş olan müşterilerimize yapıcı, yardımcı yaklaşmak suretiyle. Bunun en önemli örneğini 2008-2010 süreci sırasında verdik. İş Bankası, 10 bini aşan ticari müşterinin 1.3 milyar Türk Liralık kredisini yeniden yapılandırmıştır” değerlendir-mesinde bulundu.
Lambaya ‘lüks’ diyorduk
ADNAN Bali, İş Bankası’nın Şanlıurfa’da 66 yıldır hizmet verdiğini belirterek,e “1947 yılında Şanlıurfa şube müdürümüzün genel müdürlüğe yazdığı bir mektup var. Müdürümüz Ekim 1947’de kuraklık nedeniyle köylünün elinde mahsul kalmadığını, para darlığı yaşandığını ve elektrik aydınlatmasının da bozuk olduğunu anlatıyor. Gece mesaisine bir lüks lambası alınması için izin istiyor. Bu cihaza yıllarca lüks dedik. 1959’da Başkan Nixon Rusya’yı ziyaret ettiğinde düzenlenen bir fuarda ortalama gelire sahip bir Amerikalı işçinin evini tasvir ediyorlar. Duvardan duvara halı, televizyon, çamaşır-bulaşık makinesi ve buzdolabı. Türkiye şimdi bu farkları kapatıyor.”
Şanlıurfa’nın potansiyeli yüksek
ADNAN Bali, Şanlıurfa’nın 11 bin yıllık dünya tarihinde medeniyetlerle anıldığını ve dinler tarihinde de özel bir yere sahip olduğunu kaydetti. Şanlıurfa’nın çok önemli bir kent ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin üssü olduğunu vurgulayan Bali, “Şanlıurfa gelişen tarım ve sanayisiyle Türkiye’nin güçlü illerinden birisi olacak. Sulanabilir tarım arazilerinin yüzde 10’undan fazlası Şanlıurfa’da. Bu da katma değerin belirli bir vizyonla nasıl artabileceğinin en güzel örneği” diye konuştu. Bali, Şanlıurfa’da 4’ü ilçelerde olmak üzere 10 şubesi ile hizmet verdiklerini anlattı.
Hedef yılda yüzde 20 büyüme
ŞANLIURFA Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Eyyüp Sabri Ertekin, Şanlıurfa’yı Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü yılı olan 2023’e önemli hedeflerle taşıyacaklarını ifade etti. Son dönemlerde iç karışıklık yaşanan Suriye ile ilişkilerin azalmasıyla Şanlıurfa’nın ihracat gelirlerinde önemli düşüş yaşandığını anlatan Ertekin, “GAP projesi ve sulanabilir arazilerimiz ile hedefimiz tarım kenti olan Şanlıurfa’yı daha ilerilere taşımak. Yılda 80 milyar dolar ihracat yapan tarım ülkesi Hollanda’nın tarım arazisi varlığı Şanlıurfa’dan daha az. Yıllık yüzde 20 büyüme ile 2023 yılında Şanlıurfa’nın gelirlerini önemli ölçüde artıracağımıza inanıyoruz” diye konuştu.
Şanlıurfa’ya 100 milyon dolar yatırım
İŞ’le Buluşmalar kapsamında Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde ‘Medeniyetler Beşiği Şanlıurfa’dan Geleceğe Bakış’ paneli düzenlendi. Panelde, Coca Cola Avrasya ve Afrika Grubu Danışmanı Cem Kozlu, Pınar Süt Başkan Yardımcısı Ergun Akyol, Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği Başkanı Kerem Köfteoğlu, Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Berksoy ve Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt, birer konuşma yaptı. Panelde, Türkiye’nin büyüyüp güçlenmesinde temel görevin ve katkının kent liderlerinin hayal, vizyon, plan ve aksiyonları ile mümkün olacağını ifade eden Cem Kozlu, “Ülkelerin gelişiminde kent çok önemlidir. 19’uncu yüzyılın başında dünya nüfusunun sadece yüzde 3’ü kentlerde yaşarken, geçtiğimiz yüzyılın başında bu oran yüzde 15’e çıkıyor. 2020 yılında dünya nüfusunun yüzde 50’sine ulaşması öngörülüyor. Dünyada nüfusu 1 milyondan fazla kentlerin sayısı 500’e ulaşmış durumda. Artık kalkınma ve gelecek denildiğinde kentlerin performansı ön plana çıkacaktır” diye konuştu. Ergun Akyol da, Yaşar Grup bünyesinde hizmet verdiklerini ve süt sektöründe 100 milyon lira tutarında yatırım yaptıkları Şanlıurfa’da 2013 yılında faaliyete başlayacaklarını ifade etti.
Şanlıurfa’nın geleceği aydınlık
ŞANLIURFA Valisi Celalettin Güvenç, kentin ciddi potansiyeline rağmen hak ettiği yerde bulunmadığını ifade etti. Güvenç, “sulanabilir arazimizin 2 milyon 70 bin dekarını modern usullerle suluyoruz. 2-3 yıl içerisinde bu rakamı 3 ile çarpıp 6 milyon dekara çıkaracağız. Sorun tarımın sanayiye çevrilememesi. Türkiye’de pamuğun, fıstığın yüzde 50’sini biz üretiyoruz, buğday ve mercimekte lideriz. Ürettiğimiz tarımsal ürünlerin kaymağını civar iller yiyor. Tarımsal sanayinin gelişmesi ve turizm gelirlerinin artırılmasına yönelik çalışmalar ile Şanlıurfa’nın geleceğinin aydınlık olduğunu ve Türkiye ekonomisine katkı sunan çok önemli bir kent olacağına inanıyoruz” dedi.