Militan gazeteciler için zafer günü
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2002 01:59
90'lı yıllar, Türk basınına yabancısı olduğu bir konuyu da birlikte getirmişti. Petrol.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, zengin enerji kaynaklarına sahip Hazar bölgesinin petrolü, bağımsız devletler tarafından dünya piyasalarına pazarlanacaktı.
Enerji yollarını sadece Rusya'ya bağımlılıktan çıkartacak cazip bir alternatif olan Bakü-Tiflis-Ceyhan projesi, Türkiye'yi çok yakından ilgilendiriyordu.
Türkiye'yi bir enerji koridoru haline getirecek olan bu projeyi anlamak ve onunla ilgili gelişmeleri yazmak ekonomiden siyasete, ülkelerin stratejik çıkarlarından, dev petrol şirketlerinin taktik savaşlarına kadar çok değişik ve geniş ilişkiler ağını yakından izlemeyi gerektiriyordu.
Sabah Gazetesi'nden Zeynep Göğüş, Sedat Sertoğlu, Hürriyet'ten Ferai Tınç, Cumhuriyet'ten Lále Sarıibrahimoğlu Bakü-Ceyhan projesini en yakından izleyen gazeteciler oldular.
Azerbaycan'da, Türkiye'nin petrol şirketi TPAO'nun da pay sahibi olduğu yataklardan çıkartılacak petrolün batı pazarlarına taşınmasında ilk anlaşma, erken petrol ile ilgili olanıydı.
Bu karardan önce büyük bir çatışma yaşandı. Erken petrol boru hattı için karar gerekli miydi? Erken petrol Rusya'dan gitse, bu tüm Hazar petrolünün Rusya'ya kaçması sonucunu mu doğururdu? Yoksa erken petrol, biri Rusya üzerinden Novorosiisk'e diğeri Gürcistan'ın Supsa limanından Karadeniz'e mi indirilmeliydi?
ALTÜST OLDU
Bu proje, ilgili olan tüm ülkelerin siyasileri tarafından iç politika malzemesi olarak da kullanıldı.
Yoğun tartışmalar ve pazarlıklar yaşandı, suikastlar Gürcistan ve Azerbaycan'da darbeler, darbe girişimleri oldu. Ermenistan ile Azerbaycan'ın birbirine düşmesinde de petrol savaşının parmağı vardı.
Ferai Tınç, Zeynep Göğüş, Sedat Sertoğlu, Lále Sarıibrahimoğlu, bütün bu gelişmeleri Bakü- Tiflis-Ceyhan projesinin bağlamında değerlendirdip, bu projenin hayata geçmesi gerektiğini ısrarla savundular. Reytingi son derece az olduğunu bile bile bu konuyu sütunlarına taşıdılar, gelişmeleri izlediler ve konuyu kamuoyunun gündeminde tuttular.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, zengin enerji kaynaklarına sahip Hazar bölgesinin petrolü, bağımsız devletler tarafından dünya piyasalarına pazarlanacaktı.
Enerji yollarını sadece Rusya'ya bağımlılıktan çıkartacak cazip bir alternatif olan Bakü-Tiflis-Ceyhan projesi, Türkiye'yi çok yakından ilgilendiriyordu.
Türkiye'yi bir enerji koridoru haline getirecek olan bu projeyi anlamak ve onunla ilgili gelişmeleri yazmak ekonomiden siyasete, ülkelerin stratejik çıkarlarından, dev petrol şirketlerinin taktik savaşlarına kadar çok değişik ve geniş ilişkiler ağını yakından izlemeyi gerektiriyordu.
Sabah Gazetesi'nden Zeynep Göğüş, Sedat Sertoğlu, Hürriyet'ten Ferai Tınç, Cumhuriyet'ten Lále Sarıibrahimoğlu Bakü-Ceyhan projesini en yakından izleyen gazeteciler oldular.
Azerbaycan'da, Türkiye'nin petrol şirketi TPAO'nun da pay sahibi olduğu yataklardan çıkartılacak petrolün batı pazarlarına taşınmasında ilk anlaşma, erken petrol ile ilgili olanıydı.
Bu karardan önce büyük bir çatışma yaşandı. Erken petrol boru hattı için karar gerekli miydi? Erken petrol Rusya'dan gitse, bu tüm Hazar petrolünün Rusya'ya kaçması sonucunu mu doğururdu? Yoksa erken petrol, biri Rusya üzerinden Novorosiisk'e diğeri Gürcistan'ın Supsa limanından Karadeniz'e mi indirilmeliydi?
ALTÜST OLDU
Bu proje, ilgili olan tüm ülkelerin siyasileri tarafından iç politika malzemesi olarak da kullanıldı.
Yoğun tartışmalar ve pazarlıklar yaşandı, suikastlar Gürcistan ve Azerbaycan'da darbeler, darbe girişimleri oldu. Ermenistan ile Azerbaycan'ın birbirine düşmesinde de petrol savaşının parmağı vardı.
Ferai Tınç, Zeynep Göğüş, Sedat Sertoğlu, Lále Sarıibrahimoğlu, bütün bu gelişmeleri Bakü- Tiflis-Ceyhan projesinin bağlamında değerlendirdip, bu projenin hayata geçmesi gerektiğini ısrarla savundular. Reytingi son derece az olduğunu bile bile bu konuyu sütunlarına taşıdılar, gelişmeleri izlediler ve konuyu kamuoyunun gündeminde tuttular.