Güncelleme Tarihi:
İbrahim Yetkin, yaşanan kuraklık için "doğal afet" ifadesi kullanıyor. Yetkin “Tüm Türkiye’den gün-gün bilgi alıyorum. Nerede durum nedir doğrudan yerinden bilgi alıyorum. Geldiğimiz aşamada durum kaygı verici. Bazı ürünler için toprağın belli zamanlarda yağış alması gerekir. Bir başka ifade ile toprağın nemli olması gerekiyor. Bakın şu sıralar şeker pancarı, ayçiçeği, mısır, soya gibi ürünlerin ekilmesi gerekiyor. Ancak toprak ekime elverişli halde değil. Yine patates nisanda hasat edilecek... Bu süreçte şayet toprak nemli olmazsa verim alınamaz” şeklinde konuştu.
BU ÜRÜNLERİN FİYATI ARTACAK
Meyvecilikte de benzer sorunların yaşandığına işaret eden Yetkin, üretim düşüşü beklediği ürünlerden bazılarını şöyle sıraladı: Kiraz, elma çeşitleri, dut, ayva, vişne çilek, kayısı… İçanadolu, Niğde, Nevşehir, Karaman, Isparta Eğridir’in meyvecilikte önemli bölgeler arasında yer aldığına işaret eden Yetkin, buralardan aldıkları haberlerin kötü olduğuna işaret etti.
Yetkin, meyvede, en iyimser tahmin ile yüzde 25-30 arası düşüş beklediğini ifade ederek bu durumun fiyatlara asgari yüzde 20 artış şeklinde yansıyacağını kaydetti. Yetkin, iç pazarın yanı sıra ihracatın da bu durumdan etkileneceğini kaydetti.
GÜBRE ELDE KALDI
Yetkin, ekim yapılamadığı için çiftçinin gübre kullanımını da azalttığını işaret ederek “Gübre kuruluşlarının elinde ürün kaldı. Bu da bir başka sorun olarak ortada duruyor” dedi.
'ÖNLEM ALALIM' UYARISI
Kuraklık ile ilgili bir uyarı da Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis'ten geldi. Reis "Önlem alınmadığı takdirde, gelecek yıllarda susuzluk ve temel gıda maddelerinin eksikliğinden, kuraklık ve artan fiyatlardan, bugünkünden daha sık ve çaresizlikle bahsedeceğiz" şeklinde konuştu.
Mart ve nisan ayı yağmurlarının beklendiğine işaret eden Reis açıklamasının devamında "“Ülkemiz genelinde, yağışların mevsim normallerinin altında, sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi üreticilerimizi endişelendiriyor. Türkiye’nin buğday, arpa ve kırmızı mercimek ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayan Güney Doğu Anadolu bölgesinde Ekim, Kasım ve Aralık aylarında ekim yapıldı. Ülkemizin tahıl ambarı olarak bilinen İç Anadolu bölgesinde de aynı dönemde buğday ekimi yapıldı. Her iki üretim bölgesinde, Ocak ve Şubat ayı başındaki yağışlarla durumun iyiye gittiği düşünülse de, mahsulün alınabilmesi için Mart ve Nisan aylarında da yağmurun yağması gerekiyor.
'KURAKLIK NEDENİYLE BUĞDAY REKOLTESİNDE DÜŞÜŞ BEKLENİYOR'
Her ne kadar çimlenme dönemi iyi geçse de, kuruma ve çürüme riski ile kalite problemi yaşanmaması ve verim kaybı olmaması için beklenen yağmurun yağmasını, çiftçiler umutla ve heyecanla bekliyor. Mayıs ayında çeltik, fasulye ve nohut ekimi yapılacak bölgelerdeki üreticilerde; ürün ekememe riski ile karşı karşıya kalmamak için merakla Nisan yağmurunu bekliyor. Buğdayda, Türkiye’nin iç tüketim rakamı yaklaşık 19 milyon tondur. Buğday, ülkemiz için stratejik bir üründür. Güney Doğu ve İç Anadolu bölgesinin en önemli gelir kaynaklarından biridir. Hasat edilen ürün, iç tüketime yetmez ise, ithalatın gündeme gelmesi ve bu olumsuzluklar karışında fiyatların artışı kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkabilir. Oluşabilecek olumsuzluklara karşı; üretim rakamlarının netleştirilmesi, stok yönetiminin gerçekleştirilebilmesi ve zamanında müdahale ile daha iyi netice alınabilecektir” şeklinde konuştu.