Güncelleme Tarihi:
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, alınan ücret ve komisyonlara yönelttiği “Parayı taksiyle götürmek havaleden daha ucuz” eleştirilerine isyan eden bankacılar, rest çekti. Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, “İster taksiye biner götürürsünüz paranızı, ister devletin sübvanse ettiği kanallarla (PTT), bankaların alternatifi var biz tefeci değiliz” dedi.
BİR yandan kârlılıkları, diğer yandan aldıkları ücret ve komisyonlar nedeniyle eleştiri oklarına hedef olan bankacılar isyan etti. Bankacılar, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün’ün “taksi ücreti banka havalesinden daha ucuz” araştırmasına, “Parayı taksiyle götürmek havaleden ucuz” sözleriyle destek vermesine “İsteyen parasını taksiye binip götürsün” restini çekti. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, “Bankalar bu konuda alternatifsiz değil. Paranızı isterseniz taksiye biner götürürsünüz, isterseniz devletin sübvanse ettiği birtakım aracılıklarla gönderirsiniz” diye konuştu. Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) değerlendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ersin Özince, ücret ve komisyonlara yönelik eleştirilere şu yanıtı verdi:
Devlet mi belirlesin
Serbest piyasa ekonomisi uygulamaları doğrultusunda ödünç para verme işlemi yasasıyla birlikte 80’li yıllarda faiz komisyon tahditleri kaldırıldı. Eğer siz, bu ve benzer sektörlerde fiyatların devlet tarafından belirlenmesinden yanaysanız tavrınızı net olarak koyun.
Üste para bile veriyoruz
Rekabet Kurulu, Bankalar Birliği’ni fiyat uygulamalarıyla ilgili tavır koymaktan men ettiği gibi, ‘kendi aranızda tartışırsanız dahi ceza uygularım’ diyor. Şikayet edilen masraflarda bile, bedavadan tutun fahiş diye niteleyebildiğiniz oranlar varsa rekabet var demektir. Kaldı ki, bankalar zaten çeşitli sadakat programlarıyla üste para bile veriyor.
Domatesi 6 TL’ye yememek gibi
Devlet arzu ederse serbest piyasa ekonomisiyle ilgili kuralları değiştirebilir. Hakikaten domatesi 6 liraya yememek eğer bir vatandaşlık hakkıysa biz oturup karar verip deriz ki ‘tamam, fiyat hususu devletin saptayacağı bir iştir’, bu da bir yöntemdir. Fakat sanıyorum halkın esas istediği bu değil.
Biz tefeci değiliz
Biz tefeci değiliz. Fırsatı görüp de ‘Gönderiyor musun kardeşim, yüzde 40 verirsen gönderirim, yoksa göndermem, sen bilirsin.’ diyemeyiz, öyle bir şey yok. Bizim sektörümüz öyle çalışmıyor. Bizde çare çok. Bize ulaştırılan müşteri şikayetlerini inceleyip, aykırı bir şey varsa mutlaka düzelttiriyoruz. Bizim üstümüzde BBDK var, mahkemeler var. Burada bir çaresizlik yok ki, bankalar müşterinin cebinden zorla bir şey alamaz, üstelik bizim her şeyimiz kayıtlı.
Bu ülkede 80 milyar dolar banka sermayesi olması mucize
BANKA kârlarından rahatsız olunmaması gerektiğini vurgulayan Ersin Özince, şöyle konuştu: “O zaman samimi davranalım ve diyelim ki serbest piyasa uygulaması, İstanbul finans merkezi gibi şeylere girmeyelim. Bu ülkede 80 milyar dolar bir banka sermayesi birikmesi ve bunun önemli bir bölümünün de dışarıdan gelmesi bir mucizedir. Banka kârının düşmekte olmasından gizli bir haz duymayalım. Yalnız Türk bankalarına ‘Türkiye’de büyümeyin’ derseniz uluslararası banka sermayesi mutlaka büyüyecek başka piyasalar bulacaktır. Türkiye dünyanın yegane iyi piyasası değil.”
‘Isınıyoruz, büyümeyin’ dedikçe bankalarımızı başkaları gelip alır
TÜRK bankacılık sektörü bugün tam büyüme, genişleme aşamasına geldiği noktada “Aman içeride ısıtıyorsun büyüme, dışarıya çıkacaksın ama konsolide olduğunda bizim ülkede çok büyük olursun yine büyüme” denildiğini ifade eden Ersin Özince, şöyle konuştu: “Kim büyüsün o zaman? O zaman bizim bütün bankalarımızı başkaları gelsin alsın. Alsın, onda da değiliz, serbestiz ya. Satıyoruz, bir daha satıyoruz. İyi de ama sonuçta da ‘ülke sermayedarı bankacılık sektöründen tamamen çekilsin’ diyorsak onu da başarmak üzereyiz. Siz o sermayedara ‘sen cüce kal, başkaları büyüsün, İspanyol büyüsün, Alman büyüsün.’ Commerzbank gelip Türkiye’de banka alsa herhalde alkış tutacağız.”
Kârsız, sermayeyi kediye yükleyenle iş yapmıyoruz
MUHTELİF azınlıkların sorunlarının genelin sorunlarıymış gibi gösterilmesine karşı çıkan Ersin Özince, kriz döneminde ‘Bankacılık sektörü reel sektörü finanse etmiyor’ denildiğinde, rakamlarla bunun tersini ispat ettiklerini söyledi. Bankacıların bu kredileri, bu kadar yüksek oranlarla artırırken, “sermayeyi kediye yükleyen” firmalarla iş yapmadığını vurgulayan Özince, “Kârsız, sermayeyi kediye yükleyen kuruluşlarla mı büyüyoruz? Bunun için mi Türkiye Cumhuriyeti’ne bu kadar ilgi var” diye konuştu.
Minnacık tüketici kredimizle mi netice alınacak
BANKALARIN büyümesinden rahatsız olunmaması gerektiğini vurgulayan Ersin Özince, finansal istikrarı basite indirgeyen önlemleri doğru bulmadığını da dile getirdi. Özince, sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi bizler harcamayacakmışız. Ama kamu harcayacak. Burada belki Merkez Bankası, ‘kızım sana söylüyorum gelinim sen anla’ diyor. Finansal istikrarda bizim minnacık tüketici kredimizin tembih edilmesiyle netice alınacaksa, iş bitti. ‘Vermiyoruz hadi’ diyelim, ülke için hiç birşey farketmez. Isınacağı varsa yine ısınır. Çünkü konu orada değil.”
Bindiğin taksinin markasına baksana
BANKACILIK sektöründeki hatalı uygulamalara başka kimsenin müdahalesini gerektirmeyen bir hukuk mekanizmasının Türkiye’de bulunduğunu dile getiren Ersin Özince, şu noktaya dikkat çekti: “Başka konulara bakmamız gerekiyor. Bu ülkede binilip gidilen taksi neden bu ülkenin markasını taşımıyor? Kalkıp havale komisyonuyla bilmem neyle uğraşacağımıza yarın bu ülkeden bu fabrika gider mi, buna bakmalıyız. Biz milletçe, şahsımda da var, popülist davranma eğilimindeyiz.”
Özen: Zamanlama ve dozaja dikkat
KKDF ve munzam karşılık artışlarıyla ekonomide “kriz öncesi seviyeye dönülmesi”ne yönelik uygulamaları değerlendiren Bankalar Birliği Başkan Yardımcısı ve Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, şunları dile getirdi: “Kullanılacak enstrümanlarda hemfikiriz ama zamanlama ve dozaj çok önemli, erken bir hareket olmamalı. Tüketici kredilerinde çok rahatsız edici bir durum yok. Bir yıl önce bankalar kredi vermiyor diye şikayet ediliyordu, bugün hızlı büyüdü diye. Tüketici kredileri cari dengeyi bozan unsur ama diğer unsunlar hiç gündeme getirilmiyor. GSMH içindeki payı yüzde 42, henüz bir tehdit oluşturacak noktada değil. Gelişmiş ülkelerde yüzde 42 yerine yüzde 100’ler var. Bu işi sadece kredilere yüklemek doğru değil.”
Şube vergisine sesimiz çıkmadı
DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile ilişkilerinin çok çok iyi olduğunu dile getiren Ersin Özince, “Bankalara getirilen şube vergisi yanlıştı, biz bakanımıza ‘efendim bu yanlış, size saygımızdan kabul ediyoruz bunu.’ dedik. ‘Siz bu kadarına razı olun öyle büyük tepki var ki” diye konuştu.
Yavaşlasın denilen kredi kişi başına 2540 Euro
TÜRKİYE Bankalar Birliği Genel Sekreteri Dr. Ekrem Keskin, dünya ekonomisi ve Türkiye’deki gelişmelere ilişkin bir sonum yaparken, finansal sektörün sorunlarına da dikkat çekti. Sektörün ölçek sorunu bulunduğuna, AB’ye göre de küçük olduğuna dikkat çeken Keskin, şunları söyledi: “AB’de kişi başına düşen kredi38 bin 247 Euro, Türkiye’de 2 bin 540 Euro, ‘hızlı büyüdü’ denilen kredi tutarı bu. Bu rakam Türkiye’deki büyüme ihtiyacı olan bir ülke.”