Güncelleme Tarihi:
BirGün gazetesinden Can Uğur'un haberine göre, yaşanan saldırının ardından kamuoyunda Metro Turizme ve muavine yönelik tepkilerin bu tarz saldırıların bir daha yaşanmaması için bir başlangıç olabileceğini söyleyen C.D. "Toplumda kadınlara yönelik yaratılan baskı ortamı ve kadınlara karşı işlenen suçların cezasız kalması bu yaşadıklarımızı tetikliyor. Caydırıcı bir adım atılmadığı için birileri buradan kendilerine pay çıkartıyor" diye konuştu.
Olayın yaşandığı sırada otobüste tepkisini dile getirdiği anlarda otobüste bulunan insanların kendisine inanmadıklarını belirten C.D, yaşadıklarının ardından bu şekilde tepkisiz kalınmasına üzüldüğünü belirtti. C.D bu durumu ise toplumun bütününde hakim kılınmak istenen atmosfere bağladı.
Metro turizmin patronunun ‘Olay paralelciler tarafından gündeme getiriliyor’ sözlerini sorduğumuz C.D ‘Söz konusu şahsın kızı beni aradı ve yaşanan durumun kabul edilemez olduğunu bildirdi. Ardından ise kendisi böyle bir açıklama yaptı. Garip bir durum.’ ifadelerini kullandı.
KADIN AVUKAT YARDIM ETTİ
C.D.'nin arkadaşı Kerem G. ise, olaydan bir kaç saat sonra Hurriyet.com.tr'ye yaptığı açıklamada, arkadaşına, otobüste bulunan bir kadın avukatın destek olduğunu belirtmişti. Anılan avukat yardımı ile jandarma ve polisin arandığı gerekli delillerin alınmasının sağlandığı kaydedilmişti.
Öte yandan, suçunu "şeytana uydum yaptım' sözleri ile kabul eden G.G. ise Gebze Adliyesi'ne sevk edildikten sonra savcılık tarafından serbest bırakılmıştı.
'SERBEST BIRAKMA KARARI SKANDAL'
İstanbul Barosu'na üye avukat Tuba Torun, Hurriyet.com.tr'ye yaptığı açıklamada şüpheli G.G.'nin (27) serbest bırakılmasını eleştirerek "Yaşanan bu dehşet verici olaya her şeyden önce toplumsal bir vaka olarak bakmak ve irdelemek durumundayız. Olay, bu ülkede her an bir tehlikeyle yan yana yaşadığımızın açık göstergesi. Şunu önemle belirtmek gerekir ki; toplum refahı ve güvenliği için esas mesele, sanığı cezalandırmaktan ziyade, suçu önleme ve koruma tedbirlerine ağırlık verilmektir. Şüphelinin serbest bırakılması tam da bu noktada hukuk ve vicdan skandal denilecek cinsten bir karardır. Zira suç nitelik itibariyle cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan olup, şüphelinin suçu işlediğine dair somut bulgular da mevcuttur. Ayrıca kaçma şüphesi de kuvvetlidir" dedi.
GERÇEK ANLAMDA CAYDIRICILIK ŞART
Avukat Esin Kılıç ise yasal düzenleme ihtiyacına işaret ederek "Ne yazık ki bu eylemin failinin tutuklanmaması, CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) 100. maddesindeki yasal düzenlemeye aykırı değil. Zira yasanın aynı maddesinin 5. ve 6. fıkralarında sınırlı olarak sayılan ve tutuklama koruma tedbirini zorunlu kılan suçlar arasında suphelinin eylemine yer verilmemiş, Dolayısı ile yasal düzenlemeleri yeniden elden geçirmek gerekir. Toplumda giderek yaygınlaşan ve kangren halini alan cinsel suçlardaki koruma tedbiri uygulamalarına ve cezalara, gerçek anlamda caydırıcılık niteliği kazandırılmalıdır" şeklinde konuştu.