Güncelleme Tarihi:
Anladığım kadarıyla ana aktarma konteyner limanı projesi şu anda beklemede. O da gerçekleşirse Mersin sadece Türkiye için değil Ortadoğu ve Avrupa’nın ortasında stratejik bir öneme kavuşacak.
Zirvede gündeme gelen sorunlardan en önemlisi ise Mersin’in buna ne kadar hazır olduğuydu.
İş ana aktarma konteyner limanını yapmakla bitmiyor. Bu konteynerlerin limana nasıl ulaşacağı, TIR vs araçların nerede nasıl bekleyeceği, lojistik planlamanın yanı sıra şehrin de yeniden planlanmasını kaçınılmaz kılıyor.
KAPASİTE VURGUSU
Akdeniz Belediye Başkanı M. Mustafa Gültak’ın zirvede yaptığı konuşma bu bağlamda çok önemliydi. Gültak “Kapasiteyi büyütmeden hedeflediğiniz rakamları yakalayamazsınız. Temel atma törenine Ulaştırma Bakanımız geldiğinde, ana aktarma konteyner limanının da halen Mersin’e yapılacağını da bizzat kendisi ifade etmiştir. Ana aktarma limanının başka yere kaydırıldığı doğru değildir. Yeni yatırımlarla 3 milyon TEU, ana aktarma konteyner limanı da geldiğinde yaklaşık 12 milyon TEU’luk bir kapasiteden bahsettiğinizde, Mersin, bir anda sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın en önemli liman şehirlerinden biri olmaya taliptir. Bu bir hayal değil, rahatlıkla gerçekleşecek bir olaydır” dedi.
KENTİN BİRLİK OLMASI ÖNEMLİ
Ana aktarma limanının kaderi önümüzdeki günlerde netleşecek. Bugün olmazsa yarın... Ben Mersin’i çok daha büyütecek bir konteyner limanının kaçınılmaz biçimde Mersin’e inşa edileceğini inanıyorum.
Zaman geçirmeden kenti harekete geçirmek için önce bütünsel projeler oluşturmak gerekiyor. Bunun için de kentin birlik olması çok önemli. Gültak’ın bu konudaki sözlerini de çok önemsediğimi belirtmek isterim.
“Liman projesi alanlarında birçok kaçak yapı stoku var. Adeta limanlarımızın büyümemesi, verimli ve etkin kullanılamaması için kaçak yapı stokları oluşturulmuş. Kentsel dönüşümü başlattık. Orada yaşayan insanların da haklarını savunarak, gönlünü alarak dönüşümü başlattık. Çay Mahallesi’nde konutlarımız bitti, yakında teslim edeceğiz. Bu şehrin kaderini değiştirecek en büyük 2 projeden biri, imar; diğeri kentsel dönüşüm sorunu idi. Hep söylediğim üzere, Akdeniz’in sorunlarını çözmeden, Mersin’in sorunlarını da çözemezsiniz. Akdeniz, adeta otel gibi kullanılıyor. Ticaret ve para Akdeniz’de dönüyor. Dolayısıyla kentsel dönüşüm ile birlikte Akdeniz, her iki limanın da ihtiyaçlarını giderecek binlerce dönüm araziyi bulunduran bir ilçedir. Bütün bunları 2050 yılına kadar planlamalıyız ve en az 15-20 yıl içerisinde bu şehri değiştirmek zorundayız ki hedeflediğimiz rakamları elde edelim.”
‘PLANLI MERSİN YARATILMALI’
Andığımız projeler hayata geçerse, Mersin’in nüfusunun artacağı gerçeğini de unutmamalıyız.
Bu nedenle sadece kaçak konutlarda yaşayanlar için değil, gelecekte Mersin’in alacağı göçleri de planlayıp adeta yeni bir planlı bir Mersin yaratmak zorundayız.
Bu arada Mersin için liman projeleri ve deniz taşımacılığı ne kadar önemli ise demiryolu projeleri de o kadar önemli.
Var olan demiryolu projelerini geliştirmek zorundayız. Daha da devasa hale gelmesi beklenen Mersin limanına sadece karayolu aracılığı ile konteyner taşıyamayız.
Mersin deniz, kara, hava ve demiryolu taşımacılığının odağında bir nokta olmak zorunda.
Türkiye’nin dört bir tarafından üretilen malların demiryolları aracılığı ile hızlı bir biçimde ulaştığı Mersin, ihracat hedeflerimize ulaşmamızı da kolaylaştıracak.
Özellikle maliyet avantajları ihracatçımızı daha da rekabetçi yapacaktır.
BEKLEME YÜKÜNÜ HAFİFLETECEK
Bu yüzden Karaman-Mersin Hızlı Tren Projesi ve Gaziantep-Şanlıurfa-Adana-Mersin Demiryolu Projesi çok önemli. Bu projelerin hızla hayata geçmesinin yanı sıra hatlara yapılacak ilaveler Mersin’in üzerindeki ‘bekleme’ yükünü de hafifletecek.
Mersin Limanı, 190 ülkeye açılan, 2.6 milyon TEU konteyner ve 10 milyon tonun üzerinde konvansiyonel yük kapasitesi ile ülke ihracat ve ithalatının önemli bir kısmını karşılayan ana ticaret kapısı konumunda.
Bu kapıyı ardına kadar açmak, uluslararası pazarlara çok daha kolay ulaşmak zorundayız. Zaman kaybetmeden...