Güncelleme Tarihi:
Radikal Gazetesi yazarı Ekonomist Uğur Gürses, Merkez'in attığı adımlarla faiz tarafında belirsizliği artırdığını ve gecelik borçlanmada faizleri yukarı çekerek piyasaya 'gerekirse sizi cezalandırırım' mesajı verdiğini söyledi.
Gürses şöyle konuştu:
“Merkez'in eylem planının ilk adımlarının sinyali son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında ortaya çıkmıştı. Cuma günü gecelik repo işlemlerine bakıldığında faizin ortalaması yüzde 10'u aşmıştı.
“Merkez piyasanın likidite ihtiyacını, her gün yaptığı haftalık repo ihaleleriyle belirliyordu. Ve açılan miktar yaklaşık 60 ila 65 milyar dolar arasında değiştiriyordu. Gün içinde para ihtiyacı olan da İMKB'deki repo piyasasından açığını kapatıyordu. Buradaki faiz yüzde 5.75'ten yukarı doğru salınabiliyor. Merkez, son PPK'da buradaki salınmaya yüzde 12.5'e kadar izin verdi. Böylece gecelik borçlanmada ortalama yüzde 10'a çıktı.
“Bunun anlamı şu, Merkez gecelik faizin bir süre yukarıda gitmesine izin verecek. Bu ilk dönemde yüksek seyredebilir. Merkez'in ne yapacağını yani repo ihalelerinde miktarı ne kadar kısarak faizi nereye çekeceğini bilmiyoruz. Bu da kısa vadeli faizle için belirsizlik yaratıyor.
“Haftalık repo ihalesinde ne yapacağını biliyoruz. Ama gecelikte bilmiyoruz. Bu da, 'gerekirse az para verip sizi cezalandırabilirim' demek.
“Daha önce yüzde 6'lar seviyesinde gerçekleşen gecelik faizin ortalama yüzde 10 civarında olması, döviz tarafında olumlu TL lehine olumlu etki yapacaktır.
“Ayrıca son kararlar muhtemelen mevduat faizlerini de yukarı çekecektir. En üst grupta yüzde 9.5 civarında olan aylık mevduat faizinin yüzde 10'un üzerine çıkacağını tahmin ediyorum.” dedi.
BANKALARA KREDİ FAİZİNİ YÜKSELT MESAJI
EFG İstanbul Menkul Değerler Başekonomisti Haluk Bürümcekçi, Merkez Bankası Eylem Planı'nda yer alanların kısa vadede bankacılık sektörü üzerinden reel ekonomiye yansıyacağını ifade ederek, "Bankalar buradan kısa vadede 'kredi faizlerini yükselt' mesajı alıyor. Bu, tüketici kredilerine yansıyacak. Bu maliyet artışları ekonomik aktiviteyi yavaşlatacak" dedi.
Bürümcekçi, eylem planında daha çok enflasyonun görünümü ile ilgili alınan tedbirlerin bir paket halinde sunulmasını beklediğini, yapılan açıklamanın da bunun böyle olduğunu gösterdiğini söyledi.
Merkez Bankası'nın, geçen hafta yapılan toplantıda daha sıkı parasal duruşa ihtiyaç olduğunu ortaya koyduğunu hatırlatan Bürümcekçi, şu görüşleri dile getirdi:
"Merkez Bankası artık bunu resmileştirdi. Banka, 'enflasyonu yıl sonunda yüksek beklediğinden bununla ilgili biraz parasal sıkılaşmaya gitmemiz gerektiğini' belirtti. Bu doğrultuda bir süredir gecelik faiz oranlarının politika faiz oranının 5.75'in üzerinde seyretmesine izin veriliyor, gecelik faiz 10 civarında seyrediyor, en fazla çıkabileceği nokta da 12,5... Merkez Bankası 'bir süre daha bunu gerekli görürsek izin veririz' dedi. Gerekli görme, TL'nin değeri ve enflasyonun görünümüyle ilişkili olacak. Bu kararlar önümüzdeki dönemde ona göre alınacak. Herhalde bir süre daha böyle devam edecek.
"Aldığı bu kararlar kısa vadeli bankacılık üzerinden reel ekonomiye yansıyor. Bankalar buradan kısa vadede 'kredi faizlerini yükselt' mesajı alıyor. Bu, tüketici kredilerine yansıyacak. Bu maliyet artışları ekonomik aktiviteyi yavaşlatacağından, enflasyon beklentilerinin bozulup fiyatlara yansımasını engelleme şansı var. Bunu göreceğiz. Bu kararlar ekonomik aktiviteyi yavaşlatacak."
MERKEZ 'PROAKTİFLİĞİN' ZİRVESİNDE
Global Menkul Değerler Strateji Müdürü Gökhan Uskuay da kararlarla ilgili olarak, “Yeni eylem planı, proaktifliğin en yüksek noktasını oluşturuyor” dedi.
Uskuay, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın açıklamalarına ilişkin değerlendirmesinde, Merkez Bankası'nın eskiden aylık Para Politikası Kurulu (PPK) toplantıları ile politika faizi belirlediğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Artık bunun önemi kayboluyor. Merkez Bankası artık günlük olarak piyasaya verdiği likidite ile faiz oranlarını daha aktif bir şekilde belirleyecek. Yani her gün bir PPK toplantısı olacakmış gibi düşünülebilir. Faiz oranlarında Merkez Bankası oldukça etkili olacak. Örnek vermek gerekirse; bugün TCMB repo ihalesi açmadı, tahvil faizleri yüzde 10'nu aştı ve dolar 1,76'nın altına geriledi.
TCMB şimdi Türk Lirası likiditesi ile gecelik faiz oranlarını etkin kullanacak. Dövizdeki volatilite azalacak ama faiz üzerindeki volatilite artacak. Yeni eylem planı, proaktifliğin en yüksek noktasını oluşturuyor."
FAİZLER YÜKSEK KALACAK
Finansbank Başekonomisti İnan Demir ise eylem planına ilişkin, “Şu an için öyle anlaşılıyor ki; Merkez Bankası'nın fiyat istikrarı önceliği, bir süre daha bankalar arası piyasada faizlerin yüksek seviyelerde oluşmasına neden olacak” değerlendirmesinde bulundu.
Demir, Merkez Bankası'nın politika esnekliğini daha belirgin bir şekilde muhafaza ettiğini, hatta o anlamdaki esnekliğini daha da güçlendirdiğini söyledi. Piyasadaki faizlerin oluşacağı seviyeleri icabında günlük olarak değiştirmenin alışıldık para politikası çerçevesinden biraz daha uzaklaşmak anlamına geldiğini dile getiren Demir, şöyle devam etti:
"Şu an için öyle anlaşılıyor ki; Merkez Bankası'nın fiyat istikrarı önceliği, bir süre daha bankalar arası piyasada faizlerin yüksek seviyelerde oluşmasına neden olacak. Bu tabii bono piyasası için olumsuz, Türk Lirası için olumlu bir haber. Ama Merkez Bankası, özellikle Avrupa'daki gelişmelere karşı hızla politika duruşunu değiştirecek esnekliğe de sahip. Bu esnekliği kullanacağından da şüphem yok."
HEM ENFLASYON HEM TL
ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren ise, Merkez Bankası'nın yılın kalan döneminde kısa vadeli gecelik faizi aktif olarak politika faizine benzer bir şekilde kullanacak olmasını en önemli unsur olarak gördüğünü söyledi.
Bir sıkılaştırma öngörüldüğüne dikkati çeken Dağdeviren, “Merkez Bankası, hem enflasyon beklentilerini kontrol altında tutmak istiyor, hem de TL'ye istikrar kazandırmak istiyor. Munzamlarla ilgili esneklikle de bankaları bu anlamda rahatlatmak için yer açıyor. Döviz cinsinden tutma, altın cinsinden tutma konusunda... Munzamda fiili iniş ise bir miktar dış gelişmelere bağlanmış durumda. Bunu da gelişmelere göre göreceğiz” şeklinde konuştu.
Bankaların fonlama ihtiyaçlarına yönelik kararların etkisinin zaman içinde görülebileceğini belirten Dağdeviren, “Kısa vadede bankaları zorlayıcı kararlar, bir yandan bankalara maliyet getiren ve yönetilmesi gereken kararlar... Zaman içinde etkisinin ne olacağını şu anda kestirmek zor. Çok kısa vadede bankaların maliyetlerini artıracak bir uygulama gibi görünüyor. Tanınan esneklikler kullanılabilirse, döviz likiditesi varsa bunlar önemli. Bir miktar gelişmeleri görmek lazım. Çok bilinmeyenli bir denklem gibi ve esnek bir yapı...” değerlendirmesini yaptı.