Güncelleme Tarihi:
KISA ZAMANDA ETKİ EDECEK
Piyasalardaki sıkıntının reel sektöre kısa zamanda yansıdığını ifade eden Yücelen, “Merkez Bankası yangın büyüdükten sonra olaya müdahale etti. Şimdi ise reel sektöre yansıyacak bu. Büyümede sıkıntı olacak. Firmalar zaten zor finanse ediyorlar kendilerini. Dövizin yıl sonunda yükseleceği belliydi. Müdahale o zamanlarda yapılsaydı şimdi bu kadar yüksek bir faiz artırımıyla karşılaşmazdık. Merkez Bankası’nın bu müdahalesi aşırı ve orantısızdır. Merkez Bankası Başkanı Başçı sene başındaki MB'nin öngörülebilirliği' vurgusuna tamamen ters davrandı.” diye konuştu.
İŞLER İYİ GİTMİYOR
KOBİDER Başkanı Nurettin Özgeç Merkez Bankası’nın faiz kararının geç alınmış bir karar olmadığını söylerken dövizdeki artışı 17 Aralık operasyonuna bağladı. Özgeç, “Merkez Bankası’nın bu kararı geç kalınmış bir karar değil. Ama piyasaya kesin olumsuz yansıyacak. Doların ateşi bu şekilde alınmaz. Ciddi bir şekilde artan faiz önemli. KOBİ’ler bu durumdan olumsuz etkilenecek. Reel sektörü son derece olumsuz günler bekliyor. Bize göre merkez müdahalede geç kalmadı. 17 Aralık operasyonu ekonomiye vurulmuş en büyük darbedir. 17 Aralık’ın sonucu olarak merkezin bir faiz artırımına gittiğini görüyoruz. Şirketlerin borçları vardı. Dışarıya iş yapanların dolarla borçları var. İnsanlar dolarla kira ödüyorlar. İşler zaten durgundu. Şu an işler piyasa için iyi gitmiyor” ifadelerini kullandı.
GECİKMELİ OLDUĞU İÇİN YÜKSEK
Türkiye Mütehhitler Birliği Başkanı Emin Sazak ise, Merkez Bankası'nın faiz artırımının biraz gecikmeli olmasına karşın doğru bir karar olduğunu söyledi. Sazak, "Gecikmeli olduğu için de biraz yüksek oldu" dedi.
Faiz yükselişinin büyümeyi yavaşlatıcı bir etki yapacağına işaret eden Sazak, "Bu faiz seviyesi yatırım ve işletme maliyetlerini artıracak. Hersek yatırım programını gözden geçirecek. Ama şu da bir gerçek zaten bir süredir tüm yatırımcılar izleme modundaydı, bir süre daha bu devam edecek" ifadelerini kullandı.
Büyümenin ağırlığının kamu yatırımları ve tüketici harcamalarından kaynaklandığına dikkat çeken Sazak, hem kur hem faizdeki artış nedeniyle harcamaların düşeceğini bunun da özel sektör yatırımlarını doğrudan etkileyeceğini söyledi. "Kamu yatırımlarının sürüp sürmeyeceğini ise hep birlikte göreceğiz. Önümüzde seçimler var, herhalde kamu yatırımları devam edecek" diye konuştu.
Yurtdışı müteahhitlik sektörünün 2013 yılında bir rekora imza atarak 31 milyar dolarlık yeni iş bağladığını anlatan Sazak, "Yurtdışı, firmalarımız için hala cazip. Bu cazibenin önümüzdeki süreçte de devam edeceğini düşünüyorum. Ama önemli olan katma değeri yüksek işler alabilmemiz" dedi.
MERKEZ BANKASI ‘GEL-GİT’LER YAŞIYOR
İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan ise Merkez'in hamlesiyle ilgili olarak “Her zaman güvendiğimiz ve güvenimizi korumak istediğimiz Merkez Bankası’nın bir hafta içinde birbirinden son derece farklı kararlar almasını düşündürücü buluyoruz. Merkez Bankası’nın bugün aldığı kararlarla bir güven ve itibar kaybına uğradığı görülüyor. Merkez Bankası’nın doğru zamanda doğru işler yaparak güvenini ve itibarını koruması gerektiğini hatırlatmak istiyoruz. Ekonomik gerçekler, doğru zamanda doğru ve cesur kararlar vermenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha göstermiştir. Ekonomide bugün gelinen nokta biz sanayicilerin her platformda söylediklerimizin ne kadar haklı gerçeklere dayandığını göstermektedir; sanayiyi, üretimi öne almayan bir büyüme modelinin sürdürülebilir olmadığı, alınan bu kararlarla ortaya çıkmıştır.
İşte görüyoruz; son yıllarda ağırlıklı olarak dış borçlanmaya dayalı büyüdük. Cari açık verdik. Dış kaynak, yani döviz bitti. Döviz ihtiyacı doğdu ve sorunlar başladı… Kısacası Türkiye’nin temel sorunu sanayi üretiminden kaynaklanan bir üretim modelinin oluşturulmamasıdır. Türkiye, artık kaynağını sanayiden ve üretimden alan bir büyüme modeli ile ilgili yapısal reformları gerçekleştirme noktasındadır.
Son olarak şunu söylemek isterim ki belki bu kararlar, reel sektör açısından bir fiyat istikrarı sağlayacak. Fakat Türkiye reel ekonomisi kesinlikle yılın ilk döneminde sanayi büyümesinden, üretim büyümesinden, istihdam büyümesinden ve yatırım büyümesinden fedakarlık yaparak bu dönemi götürecek. Bu da Türkiye ekonomisinin bu yılki büyümesine totalde negatif etki yapacaktır” diye konuştu.
ARALIK'TA YAPSAYDI...
İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, yüksek faizin faturasını üretici KOBİ’lerin ödeyeceğini söyledi.
Tanrıverdi, "Merkez Bankası yaptığı bu müdahaleyi değişik enstrümanlarla kararlı bir şekilde Aralık ayında uygulasaydı sorun bu kadar kronikleşmezdi. Şimdi tüm dengeleri bozan kurla bu sorunu çözmeye çalışıyor. Aslında bugün geldiğimiz noktada finans piyasalarının istediği oldu. Ancak bunun da yaraya ne kadar merhem olacağı belli değil. Merkez Bankası kendini büyük oyuncuların eline bıraktı. Bundan sonra maalesef büyük oyuncular ne isterse onu yapmak zorunda olacak. Bu sene zor geçecek" dedi.
GÜRAL: ZORUNLU FAİZ ARTIŞI TÜRK LİRASI’NI GÜÇLENDİRECEKTİR
Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Başkanı Erkan Güral, Merkez Bankası’nın kararının Türk Lirası’nı korumanın yanı sıra, bilhassa dövizle borçlanmış şirketler için önemli bir adım olduğunu söyledi. Türk ekonomisinin, ABD ve AB ülkelerindeki global krize rağmen büyümeyi sürdürdüğünü, yatırım, üretim ve istihdam artışında istikrarlı çizginin devam ettiğini vurgulayan Güral şunları söyledi:
“İstikrarın sürmesi için Türk Lirası’nın da güçlü olması gerekmektedir. Ancak son haftalarda kurlarda yaşanan ani değişiklikler, TL’ye olumsuz yansıyordu. Bu anlamda müdahale kaçınılmazdı.”
Merkez Bankası’nın faiz oranlarını artırmasından sonra dolarda gerileme başladığını anımsatan Erkan Güral, “Bu sürecin, başta ekonomimiz olmak üzere ülke dinamiklerine vereceği zararı en aza indirmemiz lazım. Bu konuda tüm kurum ve kuruluşlar üzerine düşeni yapmak zorundadır. Bu anlamda Merkez Bankası’nın adımı zamanında ve yerindedir. Güçlü Türk ekonomisi için öncelikle Türk lirasının güçlü olması gerekmektedir. MB’nin zorunlu faiz artırımı, TL’yi güçlendirecek, bu da piyasalara, dolayısıyla Türk ekonomisine olumlu yansıyacaktır. Faiz artışının kısa vadede bazı olumsuz etkileri mutlaka olacaktır. Ancak uzun vadede çok daha büyük risklerin önüne geçeceği ortadadır,” şeklinde konuştu.
DAHA DOĞUM SANCISI BİLE DEĞİL
Doların kalbinin attığı Kapalıçarşı’da ise dolarda uzun vadede bir düşüş beklenmiyor. Kapalıçarşı Esnaf Derneği Başkanı Hasan Fırat , “Dolarda son günlerde ani bir yükseliş oldu. 2 lira 40 kuruşun sınırına dayandı dolar. Fakat ben doların ciddi anlamda düşmesini beklemiyorum. Buna bağlı olarak altın fiyatlarında da fiyatlar biraz geriledi. Dünkü karardan sonra çok inmeyecektir dolar. Dolar fiyatlarının bu durumu önümüzdeki günlerde petrolü de ciddi olarak etkileyecektir. Bu yaşadıklarımız daha doğum sancısı bile değil. Eğer dolar 2 lira 40 kuruşa yaklaştıysa kısa zaman içerisinde 2 lira 50 kuruşu da görecektir” dedi.