Güncelleme Tarihi:
Merkez, piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranını ise yüzde 11’den yüzde 9.5’e düşürdü. 16.00-17.00 arası gecelik borçlanma faiz oranı ise yüzde 0 düzeyinde sabit tutulurken, borç verme faiz oranı yüzde 14.5’ten yüzde 13’e çekildi.
Bankadan karara ilişkin yapılan açıklamada para politikasında her iki yönde esnekliğin korunacağına dikkat çekilirken, faiz koridorunun daraltılmasının finansal istikrarı destekleyeceğine vurgu yapıldı.
Açıklamada şöyle denildi:
"Yakın dönemde yaşanan gelişmeler finansal piyasalarda risk algılamalarının kısmen iyileşmesine neden olsa da, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesi nedeniyle para politikasında her iki yönde de esnekliğin korunmasının uygun olacağı belirtilmiştir. Bu doğrultuda, alınan tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri dikkatle takip edilecek, Türk lirası fonlama miktarı gerekli görüldüğünde aşağı veya yukarı yönlü ayarlanacaktır.
"Kurul, rezerv opsiyonu katsayıları bir miktar daha artırılırken faiz koridorunun daraltılmasının finansal istikrarı destekleyeceği değerlendirmesinde bulunmuştur. Gerekli görülmesi halinde önümüzdeki dönemde aynı doğrultuda ölçülü bir adım atılabileceği ifade edilmiştir."
Karar sonrası ilk gelen değerlendirmeler Merkez Bankası'nın son dönemde sıkça dile getirilen büyüme konusunda hamle yaptığı yönünde oldu.
Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanı Prof. Ercan Uygur, Merkez Bankası'nın faiz koridorunu daraltarak hem iç hem de dış gelişmelere tepki verdiğini söyledi. ABD Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası'nın parasal genişlemeye devam etmesi ve uzun vadeli faizlerde de indirim beklentisinin artmasının bu kararda etkili olduğunu belirtti. Avrupa ve Amerika'daki parasal genişlemenin Türkiye gibi ülkelere para akışını artıracağını vurgulayan Uygur, bu gelişmenin kurlar üzerindeki etkisini de düşünerek Merkez Bankası'nın faiz koridorunu daralttığını ifade etti. Merkez'in bu indirimde içerdeki gelişmelerin de etkisi olabileceğini vurgulayan Uygur, "İç talepteki düşüşle birlikte ekonomi yavaşladı, tartışmaları başladı. Merkez Bankası da bu kararıyla frenden ayağını biraz kaldırmış oldu. Bu sayede iç talebin biraz olsun artabileceğini düşünmüş olmalı" dedi. 'Peki ama enflasyonda artış kaygısı yok mu' sorumuza ise Ercan Uygur, Merkez Bankası'nın bu yılın son çeyreğinden itibaren düşüş beklediğini anımsatarak koridoru daraltmakta bir sakınca görmediğini söyledi. KORİDOR NİYE DARALDI?
DOLAR GERİLEDİ
Merkez Bankası'nın faiz koridorunu daraltması ve katsayılarda yaptığı düzenlemenin ardından bankalararası piyasada düşüşe geçen dolar 1.80 seviyesinin hemen altında işlem görüyor. Bugün açılışın ardından yükselişe geçen dolar bir ara 1.8054 liraya kadar yükseldikten sonra MB kararlarını 1.8033 liradan karşıladı. MB kararlarının ardından 1.7943 liraya kadar gerileyen dolar için analistler 1.7900 seviyesinin güçlü destek konumunda olduğunu belirtiyor.
ÇAĞLAYAN: GEÇ DE OLSA OLUMLU
Karar üzerine hükümet tarafından ilk açıklama Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'dan geldi. Kararın geç de olsa olumlu olduğunu belirten Çağlayan, "Merkez Bankası keşke önceden görüp bu kararları alabilse. Faizin inmesi uzun vadeli yatırım politikalarımızla uyumludur" dedi.
Çağlayan şöyle devam etti: "Sakal bırakmam mı gerekiyor bilmiyorum. Ben bunu 3 ay önce söylemiştim. Bizim uçağımız yumuşak iniş yaptı, biz de o inişi yakıt almak için yaptık, yoksa orada durmak için yapmadık".
FERTEKLİGİL: KARAR RADİKAL
Para Politikası Kurulu kararlarını değerlendiren T-Bank Başekonomisti Veyis Fertekligil , “PPK kararında genel olarak faiz koridorunun üst bandının 100 baz puan indirilmesi beklenirken, banka daha radikal davrandı ve 150 baz puanlık bir indirim geldi” değerlendirmesinde bulundu.
MB'ndan yapılan açıklamada faiz koridorundaki daraltmanın devam edebileceğinin işaretini verdiğini belirten Fertekligil, MB'nın bir yandan da enflasyonist baskılar nedeniyle temkinli hareket edeceğini belirttiğini hatırlattı.
Fertekligil, değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Şu an için enflasyonun son çeyrekte düşmesi bekleniyor; ancak durum hem petrol ve emtia fiyatlarındaki artış hem de son bütçe verilerinden sonra yapılması olası kamu kaynaklı zamlar ve vergi artışlarından sonra değişebilir. Ayrıca faiz indirimlerinin TL'nin daha da zayıflamasına yol açması ve bunun da enflasyona olumsuz etki etme olasılığı bir risk olarak düşünülmeli. Sonuç olarak, ekonomi ve iç talepteki yavaş büyüme düşünüldüğünde, bundan sonra bankanın kısa vadede faiz koridorunu daraltma politikasını devam ettirmesi beklenebilir, ancak bunu yaparken ekonomik büyümedeki son eğilim ve enflasyondaki gidişata göre karar vereceğini tahmin ediyorum. Buradaki değişiklikler bankanın daha temkinli davranmasına da yol açabilir.”