Merkez Bankası'ndan önemli açıklamalar geldi

Güncelleme Tarihi:

Merkez Bankasından önemli açıklamalar geldi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2011 18:22

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, normal günlerde döviz tarafında döviz satım ihalesinde alınan tekliflerin 50 milyon ABD dolarına kadar olan kısmının karşılanacağını belirterek, “Bu ne zamana kadar böyle? 24 Ocak 2012 Para Politikası Kurulu Toplantısı tarihine kadar izlenecek olan yöntem... Merkez Bankası bir gün eğer ihalede alınan tekliflerin 50 milyon dolarını karşıladıysa anlayın ki o gün normal bir günmüş. O şekilde de bir sinyal tarafı da var. Böyle günlerde piyasaya doğrudan döviz satım müdahalesi yapılmayacak” dedi.

Haberin Devamı

Başçı, İstanbul Sanayi Odasının (İSO) Aralık ayı Meclis Toplantısında  yaptığı konuşmada, göreve başladıktan kısa süre sonra İSO'dan böyle bir davetin  geldiğini, bu yıl bitmeden de böyle bir toplantıyı yapmak istediğini söyledi.

Özellikle de 2012 yılı Para ve Kur Politikalarına dair basın  toplantısının hemen ertesi gününde böyle bir toplantıya katılırsa belki bazı  eksik kalan hususları tamamlama, bazı soru işaretlerini giderme imkanı olur diye  düşündüğünü dile getiren Başçı, tam da düşündükleri, planladıkları gibi olduğunu,  dolayısıyla toplantıda birtakım netleştirici politika mesajları da vereceğini  anlattı.

Dünkü toplantının sadece bir çerçeve toplantısı olduğuna değinen Başçı,  şöyle devam etti:

“2012 yılı süresince elimizdeki politika araçları nelerdir? Elimizdeki  esneklikler nelerdir? Onları paylaştık. Konuşma metninde de şöyle bir ifade yer  aldı; 'Esneklik ve öngörülebilirlik arasındaki ikilemi azaltmanın tek yolu her  bir olası şoka karşı para politikası kararının ne olacağı hakkında kamuoyunu  önceden bilgilendirmektir. Bu nedenle 2012 yılı boyunca iletişim politikası, en  az para politikasının kendisi kadar önem taşıyacaktır.' Bir de bugün sizlerle  paylaştığımız, 2012 yılı para ve kur politikaları metni daha ziyade olabildiğince  yüksek düzeylere çıkardığımız para politikası esnekliğini ortaya koymaktadır.  Politikada öngörülebilirlik ise diğer politika metinlerimiz ve iletişim  araçlarımız aracılığıyla sağlanmaya devam edilecektir' şeklinde ifadeler yer  almıştı. Ve '2011'den farklı olarak 2012 yılında politika öngörülebilirliğinin  hızla artacağı' ifadesi kullanılmıştı. 'Ne kadar hızla artacak' diye sorarsanız,  24 saati biraz geçtik. Hemen başlayabiliriz.”

Haberin Devamı

Erdem Başçı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İçinde bulunduğumuz günleri normal günler ve müstesna günler diye ikiye  ayıracak olursak, normal günlerde ne yapacak Merkez Bankası, istisnai günlerde  veya müstesna günlerde ne yapacak? O şekilde bir sınıflandırma yapıyoruz. Normal  günlerde döviz tarafında döviz satım ihalesinde alınan tekliflerin 50 milyon ABD  dolarına kadar olan kısmı karşılanacak. Bu ne zamana kadar böyle? 24 Ocak 2012  Para Politikası Kurulu Toplantısı tarihine kadar izlenecek olan yöntem... Merkez  bankası bir gün eğer ihalede alınan tekliflerin 50 milyon dolarını karşıladıysa  anlayın ki o gün normal bir günmüş. O şekilde de bir sinyal tarafı da var. Böyle  günlerde piyasaya doğrudan döviz satım müdahalesi yapılmayacak. Peki Türk Lirası  Merkez Bankasının fonlama tarafında strateji nasıl olacak normal bir günde?  Politika faizinden düzenli olarak yapılan bir hafta vadeli fonlama tutarı, miktar  ihalesi açılan normal günlerde 3 milyar TL ile 7 milyar TL arasında belirlenecek.  Hangi faizden yüzde 5,75'den... Cuma günleri açılacak bir ay vadeli repo  ihaleleri geleneksel yönteme göre yapılacak ve tutar her bir ihale için 3 milyar  TL düzeyinde belirlenecektir. Yine 24 Ocak 2012'ye kadar. Böylelikle dönemin  sonunda toplam aylık vadeli fonlama tutarı, 12 milyar TL düzeyine ulaşacaktır  kümülatif bazda... Bunun faizi piyasada belirlenecek.”

Haberin Devamı


Kurda oynaklığı azaltma imkanı var

Başçı, “Gerek döviz satım ihaleleriyle, gerek doğrudan müdahalelerle olsun sizin döviz kuru  seviyesini tam olarak şuradan şuraya getirme imkanınız yok. Fakat döviz kurunun  oynaklığını yumuşatma, azaltma imkanınız var” dedi.

Başçı, normal günlerde dönem boyunca bankalararası para piyasasında oluşan  gecelik faiz oranlarının yüzde 8 ila 12 aralığında, bankaların Merkez Bankasından  yaptıkları fonlamanın ağırlıklı ortalama maliyetinin ise yüzde 5,75 ile yüzde  8,50 aralığında gerçekleşmesinin sağlanacağını, bunların piyasaya yön vermek  açısından son derece önemli olduğunu söyledi.

Erdem Başçı, şöyle devam etti:

“İstisnai günlerde durum nasıl olacak? İstisnai günlerde döviz tarafında  döviz satım ihalesinde alınan tekliflerin 50 milyon ABD dolarından daha büyük  kısmı, açıklanan sınırlar içinde kalmak kaydıyla, karşılanacaktır. Açıklanan  sınırlar oldukça geniş. 1 milyar 350 milyon lira bir günlük azami satış sınırı  var. İki gün içinde 1 milyar 700 milyon gibi bir sınır var. Bir sonraki döviz  ihalesine kadar gerekli görülmesi halinde piyasaya doğrudan döviz satım  müdahalesi yapılabilecektir. Peki TL tarafındaki davranışımız nasıl olacak bu tür  istisnai günlerde? Politika faizinden fonlama yapılmayacaktır. Yani yüzde  5,75'den bankalara para verilmeyecek. Ne yapılacak? Haftalık vadeli fonlama, aynı  gün açılacak gün içi ihalede geleneksel ihale yöntemiyle yüzde 5,75'den daha  yüksek bir düzeyde oluşacak faiz oranından sağlanacaktır. Burada miktarı  söyleyeceğiz, diyeceğiz ki mesela, bugün 4 milyar TL veriyoruz. İhalede oluşacak  faiz oranından bir hafta vadeli bankalara fonlama sağlayacağız. Bu oluşacak  faizin yüzde 12'yi geçmeyeceğini tahmin ediyoruz. Cuma günleri yapılan bir ay  vadeli fonlamaya ise aynı usulle devam edilecek.”

Haberin Devamı

“Hangi gün istisnai, hangi gün normal, tespitini Merkez Bankasına bırakın”

Başçı, hangi gün istisnai, hangi gün normal bir gün olduğunun tespitinin  Merkez Bankasına bırakılmasını rica ederek, “Fakat bugün istisnai bir gün. Yarın  da istisnai bir gün olacak. Bugün döviz satım ihalesinde 50 milyon doların  üzerinde 150 milyonluk bir satış yaptık” diye konuştu.

Erdem Başçı, TL fonlama stratejisi ve döviz satışları kanalından  kredilerin büyüme hızını ve döviz kurunu kısmen de olsa etkilediklerini söyledi.

TL fonlama stratejisi ile kredilerin büyüme hızını doğrudan doğruya  etkileyebildiklerine dikkati çeken Başçı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Döviz kurunu ise dolaylı olarak etkileyebiliyoruz. Bu iş nasıl oluyor?Kredi büyüme hızının yavaşlamasıyla dış dengede başlayan gözlemekte olduğumuz  iyileşme, cari açıkta gözlemekte olduğumuz iyileşme hızlanıyor. Bu suretle döviz  kuru üzerindeki baskı hafiflemiş oluyor. Döviz satışları ise döviz kurunun  oynaklığını daha ziyade etkileyecek bir araç... Gerek döviz satım ihaleleriyle,  gerek doğrudan müdahalelerle olsun sizin döviz kuru seviyesini tam olarak şuradan  şuraya getirme imkanınız yok. Fakat döviz kurunun oynaklığını yumuşatma, azaltma  imkanınız var. Dövizi sattığınız zaman piyasadan TL'yi çekiyorsunuz. Piyasadan  çektiğiniz TL kanalından da kredileri dolaylı olarak etkilemiş oluyorsunuz.  Dolayısıyla 4 Ağustos tarihli Para Politikası Kurulu Toplantısında alınan  karardan sonra daha ziyade Merkez Bankası bu iki kanaldan çalıştı. Ben özet  olarak, bunun hem kredilerin artış hızındaki yavaşlama üzerinde, hem de döviz  kurlarının diğer ülkelere göre TL'nin performansının daha iyi olması üzerinde  etkili olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.”

Haberin Devamı

Bütçe açığı konusunda Türkiye'nin durumu iyi

Başçı,  Türkiye'nin 2011'de projeksiyondan biraz daha fazla faiz dışı fazla üretecek gibi görüldüğünü belirterek, “Bütçe açıklarına bakıldığında gelişmiş ülkelerle  karşılaştırıldığında Türkiye'nin durum oldukça iyi. Bu seneyi öngörülenden daha  iyi noktada kapatacağız gibi görünüyor” dedi.

Başçı, Avro bölgesinde trend büyüme hızının çok yavaş olduğunu ve bu aylarda  giderek aşağı doğru revize edilerek hafif bir resesyon beklentisi bulunduğunu,  işsizlik oranları da devam ettiğini kaydetti.

İstihdam artışları hakkında da bilgi veren Başçı, “İstihdam artışı rekor  seviyede bir hızla Türkiye'de artıyor. Türkiye'de bu dönemde yıllık ortalama  yüzde 4' e yakın bir istihdam artışı var. Bizden sonra İsrail, Avustralya,  İsviçre ve Almanya geliyor. İstihdam kaybı olan ülkeler de İrlanda, İspanya, ABD,  Portekiz, Yunanistan, Japonya ve İtalya gibi gidiyor” dedi.

Haberin Devamı

Başçı, bunların kamu ya da bankacılık sisteminde aşırı borçlu, bankacılık  sorunları yaşayan ülkeler olduğunu, bunun sokaktaki insana önemli etkisi  bulunduğunu söyledi.

Türkiye'de işsizliğin işgücüne katılım oranı arttığı halde düştüğünü dile  getiren Başçı, Türkiye'de işgücüne katılma oranının Lehman krizine kıyasla ciddi  şekilde arttığını, burada temel olarak kadınların iş gücüne katılma oranı  arttığını, buna rağmen işgücüne yeni giren kişilere iş bulunduğunu söyledi.

Başçı, ABD'de ise işgücüne katılım oranları düşmesine rağmen rağmen  işsizlik düşmediğini, orada erkeklerin işgücüne katılım oranının düştüğünü  vurguladı.
       
"Türkiye'nin büyümesi sürüyor”
       

Öncü göstergelere göre Avrupa ve Türkiye'yi kıyaslayan Başçı, en çok  kullanılan öncü göstergenin Avrupa'da 50'nin altında seviyede seyrettiğini ve  bunun daralma ve hafif bir resesyona işaret ettiğini dile getiren Başçı,  Türkiye'de ise tedbirlerden sonra 50'nin üzerine çıktığını ve bunun da Türkiye'de  büyümenin sürmekte olduğunu gösterdiğini kaydetti.

Başçı, ABD'deki en büyük sorunun da konut sektöründe olduğunu, burada da  en çok izlenen konut fiyat endeksinin düşüş gösterdiğini, tedbir olarak parasal  genişlemeye gidildiğini anlattı.
İngiltere, Avrupa Merkez Bankası ve Japonya'daki para politikalarına  ilişkin de bilgi veren Başçı, Türkiye'de ise 2010 Nisan ayında başlanan çıkış  sonrası bankaların Merkez Bankası'nda fazla para tutmadıklarını, burada zorunlu  karşılıklar ve emisyon bulunduğunu, miktar olarak son derece sıkı olunduğunu  kaydetti.

Başçı, politika araçlarıyla ilgili maliye politikasında faiz dışı  fazlanın önemli bir araç olduğunu, Yunanistan'ın onca alınan tedbire rağmen faiz dışı fazlaya gelmediğini, İtalya'nın ise  hafif faiz dışı fazlaya geldiğini kaydetti. Başçı, “Türkiye'de ise faiz dışı fazlanın artı düzeylerde devam ettiğini  gözlüyoruz” dedi.

Faiz dışı fazla

Finansal sektör politikasında temel araçlar hakkında da bilgi veren  Başçı, para politikasında da politika faizinin yanı sıra politika faiz koridoru,  zorunlu karşılık oranları, döviz rezerv politikası ve döviz depo tesisi gibi  ilave araçlar bulunduğunu anlattı.

Başçı, maliye politikasında Türkiye'deki durumun, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında  oldukça iyi olduğunu belirterek, “Türkiye 2011'de projeksiyondan biraz daha fazla faiz dışı fazla üretecek gibi görülüyor” dedi.

Ciddi miktarda faiz dışı açık veren ülkelerin başında ABD ve Japonya'nın  geldiğini, onları İspanya, İngiltere ve Fransa'nın takip ettiğine işaret eden  Başçı, “Bütçe açıklarına bakıldığında gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında  Türkiye'nin durumu oldukça iyi. Bu seneyi öngörülenden daha iyi noktada  kapatacağız gibi görünüyor. Yunanistan, ABD, İngiltere ve İspanya'da bütçe  açıkları oldukça yüksek Fransa'da da yükselme eğilimi devam ediyor” diye  konuştu.

Başçı, kamu borçları açısından da Türkiye'nin durumunun hem Maastricht  kriterleriyle uyumlu olduğunu, hem de bu yıl büyük ihtimalle yüzde 40'lık  rasyonun altına düşebileceğinin görüldüğünü söyledi.

Türkiye'nin gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında biraz daha  orta noktada olduğunu, gerek bütçe açıklarında, gerek kamu borç yükünde olsun  gelişmekte olan ülkelerin durumunun oldukça iyi olduğunu söyledi.

2012 yılı öngörüsü

Başçı, şunları kaydetti:

“2012 yılı ülkelerin algılanan temerrüt riski bazında ayrıştığı bir yıl  olacak. Ben bu ülkeye para yatırırsam geri alabilir miyim en çok sorulan soru  olacak. O yüzden kamu bütçe dengeleri ve borç yükü yatırım iştahı açısından çok  önemli kriter olacak. Eğer yatırım iştahı veriyse A ülkesi mi B ülkesi mi hangi  ülke sağlamsa ona git diye bir ayrışma 2012'de son derece mümkün. Çünkü fon var.  Bol miktarda likidite merkez bankaları tarafından enjekte ediliyor. Oradan bir  fonlama kaynağı var. Asya ülkeleri ise tasarruf etmeye devam ediyorlar.  Dolayısıyla bu fonlar gidecek yer arayacaklardır. Gelişmekte olan ülkeler çok  önemli yatırım ortamı olarak görülecek. Çünkü büyüme konuları biraz tartışılacak.  Bu ülkeler büyümeden nasıl etkilenir. Eğer büyüme konusunda kaygıları soru  işaretlerini giderirlerse, temerrüt riski olmadığı için çok ciddi miktarda tekrar  yatırım çekme imkanına sahip olacaklar. 2012'de yatırım iştahında artış, döviz  kurlarının tekrar değer kazanması ve kredilerde artış eğilimini görme ihtimalimiz  var. Senaryolardan birisi bu. Türkiye'de bu ülkelere dahil gibi düşünebiliriz.”

Merkez Bankasının her bir politika aracının hangi alanda neyi nasıl  etkilediğine ilişkin bilgi veren Başçı, sermaye akımları, girişler yoğunsa o  zaman genelde ilk olarak döviz alım ihalelerine başlandığını, döviz satımlarına  son verildiğini kaydetti.
Zorunlu karşılık artırımı ile de aşırı düşük faiz oranlarının krediler  üzerindeki genişletici etkisini frenlemeye çalıştıklarını anlatan Başçı, düşük  fiyattan aldıkları dövizi yüksek fiyattan sattıklarını, bunu da ellerindeki  araçları kullanarak yaptıklarını söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!