Merkez Bankası, özellikle mevcut konjonktürde ekonominin dayanıklılığını koruması için mali disiplin ve yapısal reformların devamlılığının kritik önem taşıdığını bildirdi. Banka, “Fiyat istikrarına ulaşılabilmesi için basiretli bir para politikası gereklidir fakat bu tek başına yeterli değildir. Uygulanan maliye politikaları ve yapısal reform süreci de en az para politikası kadar önem taşımaktadır” açıklamasında bulundu.
Merkez Bankası, 14 Ağustos’ta yapılan ve faiz oranlarının değiştirilmediği Para Politikası Kurulu Toplantısının Özetini açıkladı. Temmuz ayı fiyat gelişmelerine işaret edilen açıklamada, işlenmiş gıda ürünleri fiyat artışlarında göreli bir yavaşlama gözlendiğini kaydedildi. Yılın kalan döneminde işlenmiş gıda fiyatlarındaki yıllık enflasyonun kademeli olarak yavaşlayacağı tahmini aktarılan açıklamada, işlenmemiş gıda grubunda kuraklığa bağlı olarak bakliyat fiyatlarındaki yükseliş sürse de taze sebze-meyve fiyatlarındaki olumlu görünümün devam edeceği öngörüldü.
ELEKTRİK ZAMMI ENFLASYONU 0,5 PUAN ARTIRDIEnerji fiyatlarının, elektrik ile katı ve sıvı yakıtların fiyatlarındaki yükselişin etkisiyle, Temmuz ayında yüzde 5,79 oranında arttığı anımsatılan açıklamada, “Böylece enerji grubundaki yıllık enflasyon yüzde 26,87’ye ulaşmıştır. Elektrik fiyat artışı Temmuz ayında enflasyona yaklaşık 0,5 puan katkı yapmıştır. Ağustos ayında, doğalgaz fiyatındaki artışın enflasyon üzerindeki etkisinin yaklaşık 0,15 puan olacağı, buna karşılık petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak akaryakıt fiyatlarında gözlenen indirimlerin enerji fiyat enflasyonunu kısmen sınırlayacağı öngörülmektedir” denildi.
Arz şoklarının gecikmeli yansımalarına ve baz etkisine bağlı olarak, temel enflasyon göstergelerinden H ve I endekslerinin yıllık artışının Temmuz ayında sınırlı bir oranda yükseldiği vurgulan amada, “Bu göstergelerin mevsimsel etkilerden arındırılmış aylık artış oranları yavaşlama eğilimine işaret etmektedir. Kurul, temel enflasyon göstergelerinin son iki aydaki yavaşlama eğilimini ve petrol fiyatlarındaki iyileşmeyi göz önüne alarak önümüzdeki dönemde enflasyonun kademeli bir düşüş eğilimine gireceği değerlendirmesinde bulunmuştur” denildi.
İKTİSADİ FAALİYET YAVAŞLIYORSon dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın sürdüğüne işaret ettiği kaydedilen açıklamada, tüketim talebine ilişkin göstergelerin yılın ikinci çeyreğinde yurt içi talebin ilk çeyreğe kıyasla daha zayıf seyrettiği yönünde işaret verdiği belirtildi. Tüketici güven endeksleri ikinci çeyrekte yılın ilk çeyreğine kıyasla daha düşük düzeyde gerçekleşirken, reel tüketici kredisi kullanımındaki yavaşlamanın sürdüğü anlatıldı.
Yılın ikinci çeyreğinde yurt içi belirsizlik algılamasının artması ve YTL’nin yabancı para birimleri karşısında değer kaybetmesinin yatırım talebini olumsuz etkilediği bildirilen açıklamada, “Bu dönemde, mevsimsellikten arındırılmış verilerle makine-teçhizat imalatındaki düşüş eğilimi sürerken sermaye malları ithalatı ilk çeyreğin ardından ikinci çeyrekte de gerilemiştir. Bunun yanı sıra yurt içine yapılan ticari araç satışları da yılın ikinci çeyreğinde makine-teçhizat yatırımlarının ilk çeyreğe kıyasla zayıfladığına işaret etmektedir” saptamasında bulunuldu.
DIŞ TALEP OLUMSUZ ETKİLENEBİLİRSon dönemde küresel büyüme üzerindeki aşağı yönlü risklerin arttığı ve özellikle Avrupa ekonomisinde yavaşlama işaretlerinin belirginleştiği ifade edilen açıklamada, “Kurul, bu görünümün devam etmesi halinde dış talebin olumsuz etkilenebileceği değerlendirmesinde bulunmuştur” denildi.
Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin göstergelerden tüketici güven endekslerinde Temmuz ayında sınırlı bir toparlanma gözlenirken, endeksler düşük düzeylerini koruduğu anlatılan açıklamada, “Bunun yanında, reel tüketici kredisi kullanımındaki düşük oranlı artışlar Temmuz ayında da sürmüştür. Bu çerçevede Kurul, uluslararası
kredi koşullarındaki ve küresel ekonomideki sorunların toplam talebi sınırlamaya devam ettiğini belirtmiştir” değerlendirmesinde bulunuldu.
YURT İÇİ BELİRSİZLİK AZALDIYurt içi belirsizliklerin azalmasına paralel olarak orta ve uzun vadeli piyasa faizlerinin belirgin bir düşüş göstermesinin önümüzdeki dönemde iç talebi destekleyecek bir gelişme olarak değerlendirildiği açıklamada, “Bununla birlikte kredi koşullarında önemli bir gevşeme beklenmemesi, para politikasının temkinli duruşunu devam ettirmesi ve net dış talebin katkısının azalması gibi unsurların toplam talepteki artışı sınırlayacağı tahmin edilmektedir” denildi.
Petrol fiyatlarının Temmuz Enflasyon Raporu’ndaki varsayımların belirgin olarak altında seyretmesinin ve diğer
emtia fiyatlarının da düşüş eğilimi göstermesinin yakın dönemde enflasyonu olumlu etkileyeceğini belirtilen açıklamada, bu çerçevede, enflasyonun kademeli bir düşüş eğilimine gireceği öngörüldü.
Gıda fiyatlarının Enflasyon Raporu’nda sunulan görünümle uyumlu bir seyir izlediği belirtilen açıklamada, tarımsal emtia fiyatlarındaki gevşemeye ve ithal girdi maliyetlerindeki azalmaya paralel olarak işlenmiş gıda fiyatları yıllık artış oranının kademeli olarak gerileyeceği, işlenmemiş gıda fiyatlarının ise mevcut olumlu seyrini devam ettireceği tahmini aktarıldı. Bununla birlikte, uluslararası emtia fiyatlarına dair tahmin oluşturmanın güçlüğüne dikkat çekilerek gıda ve petrol fiyatlarına ilişkin varsayımlarda temkinli olunması gerektiğini vurgulandı.
ENFLASYON DÜŞMEYE BAŞLAYACAKEnflasyonun Temmuz ayında piyasa tahminlerinin ortalamasından belirgin olarak yüksek gerçekleşmesine rağmen enflasyon beklentilerinde önemli bir bozulma olmadığına dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi:
“Önümüzdeki dönemde, enflasyonun düşmeye başlamasıyla enflasyon beklentilerinin de kademeli olarak aşağı yönlü bir hareket sergileyeceği tahmin edilmektedir. Enflasyonda beklenen düşüş eğilimine rağmen, bu düşüşün hızına ilişkin belirsizlikler bulunmaktadır. Uzunca bir süredir devam eden arz yönlü şoklar enflasyondaki düşüşü geciktirmekte ve geriye yönelik fiyatlama davranışlarının yaygınlaşma riskini de beraberinde getirmektedir. Mevcut talep koşulları arz şoklarının fiyatların geneline yayılmasını sınırlasa da enflasyonun düşüş hızı iktisadi birimlerin enflasyon hedeflerini ne ölçüde referans aldığına bağlı olarak değişebilecektir. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde Merkez Bankası enflasyon hedeflerinin itibarının güçlendirilmesi konusuna odaklanmaya devam edecektir.”
DALGALARA SERT TEPKİ VERİLMEYECEKUluslararası finans piyasalarındaki kırılganlıkların devam ettiğine işaret edilen açıklamada, “Finans piyasalarında süregelen sorunlar küresel büyüme üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Küresel ekonomideki belirsizliklerin sürmesi açıklanacak verilere duyarlılığın yüksek düzeylerde seyretmesine neden olmaktadır. Merkez Bankası, enflasyondaki orta vadeli düşüşü tehdit etmediği ve genel fiyatlama davranışlarında bozulma eğilimini belirginleştirmediği sürece, piyasalardaki geçici dalgalanmalara sert tepki vermeyecektir” denildi.
MALİ DİSİPLİN UYARISIEnflasyon ve para politikasına dair sunulan görünümün, otomatik fiyatlama mekanizmaları dışında, dolaylı vergi artışı veya yönetilen/yönlendirilen fiyatlardan kaynaklanabilecek önemli bir etki içermediği belirtilen açıklamada, tahminler üretilirken kamu harcamalarının ve gelirler politikasının resmi projeksiyonlar doğrultusunda şekilleneceğinin öngörüldüğü kaydedildi. Açıklamada, “Söz konusu çerçeveden sapma görülmesi halinde enflasyon ve para politikasının görünümünün de farklılaşabileceği vurgulanmalıdır” denilerek mali disiplin uyarısında bulunuldu.
Fiyatlama davranışlarına ilişkin risklerin ve küresel belirsizliklerin devam etmesinin, para politikasının temkinli olmasını gerektirdiği ve verilere duyarlılığını artırdığı vurgulanan açıklamada, “Bundan sonraki faiz kararları küresel piyasalardaki gelişmelere, dış talebe, maliye politikası uygulamalarına ve orta vadeli enflasyon görünümünü etkileyen diğer unsurlara bağlı olacaktır” denildi.
BASİRETLİ PARA POLİTİKASI TEK BAŞINA YETMEZÖzellikle mevcut konjonktürde ekonominin dayanıklılığını koruması için mali disiplin ve yapısal reformların devamlılığının kritik önem taşıdığı vurgulanan açıklamada şöyle denildi:
“Fiyat istikrarına ulaşılabilmesi için basiretli bir para politikası gereklidir fakat bu tek başına yeterli değildir. Uygulanan maliye politikaları ve yapısal reform süreci de en az para politikası kadar önem taşımaktadır. Enflasyonun tek haneli rakamlara inmesinde maliye politikalarının katkısı büyük olmuştur. Bundan sonra da fiyat istikrarına giden yolda maliye politikalarının desteği önemli olacaktır.”
Bu çerçevede, Avrupa Birliği’ne uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ve programda öngörülen yapısal reformların hayata geçirilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, “Özellikle, mali disiplinin kalitesini artırmaya ve verimlilik artışlarının devamlılığını sağlamaya yönelik yapısal reformlar konusundaki gelişmeler gerek makroekonomik istikrar gerekse fiyat istikrarı açısından yakından izlenmektedir” denildi.