Güncelleme Tarihi:
Sürdürülebilir büyüme ve istihdam artışı için makroekonomik istikrarın bir ön koşul olduğunun bilincinde olduklarını kaydeden Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, “Önümüzdeki dönemde de fiyat istikrarı temel amacımız doğrultusunda elimizdeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz. Para politikası kararlarımızı şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almayı sürdüreceğiz” dedi.
NEDEN YÜKSELTİLDİ
Kavcıoğlu, yılın ikinci enflasyon raporunu açıklamak için düzenlenen çevrim içi toplantıda, enflasyonun 2021 sonunda yüzde 12.2 olarak gerçekleşeceğini, 2022 sonunda yüzde 7.5’e, 2023 sonunda ise orta vadeli hedef olan yüzde 5 seviyesine gerileyerek istikrar kazanacağını tahmin ettiklerini söyledi. Kavcıoğlu, 2021 yıl sonu enflasyon tahminini 2.8 puan güncellediklerini belirterek, “Bir önceki rapor dönemine göre Türk Lirası cinsinden ithalat fiyatlarına bağlı güncelleme enflasyon tahminini 1.8 puan arttırırken, gıda fiyatlarında öngörülen yüksek seyir enflasyon tahminini 0.4 puan yukarı itti. Diğer yandan yönetilen, yönlendirilen fiyatlar büyük ölçüde haberleşme hizmetleri, özel iletişim vergisi artışı ve ocak ayında yapılan tütün ürünlerindeki vergi ayarlamasının yansımalarıyla tahmini 0.1 puan yukarı çekti. Ayrıca, toplam talep koşullarının öngörülenden güçlü seyri nedeniyle çıktı açığı patikasında yapılan yukarı yönlü güncelleme yıl sonu tahminine 0.4 puan artırıcı yönde katkıda bulundu” diye konuştu.
Kavcıoğlu, enflasyon ana eğiliminde bir önceki rapor dönemine göre gözlenen artışın, 2021 sonu enflasyon tahminini 0.1 puan yükselttiğini söyledi. 2022 enflasyon tahminini yüzde 7’den yüzde 7.5’e güncellediklerini aktaran Kavcıoğlu, 2021 sonu tahminindeki güncellemenin geçmişe endeksleme davranışına ve ana eğilime etkilerine bağlı olarak 2022 sonu enflasyon tahminini 0.3 puan yukarı çektiğini kaydetti.
YÜZDE 5’TE KARARLIYIZ
Kavcıoğlu, sıkı parasal duruşun; enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve finansal piyasa gelişmeleri bağlamında dışsal ve geçici oynaklıklara karşı önemli bir tampon işlevi göreceğini belirterek, “Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli hedefimize ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, gerçekleşen ve beklenen enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır” diye konuştu. Kavcıoğlu, 2023 yılında enflasyonu yüzde 5’e indirmek ve bu seviyeyi kalıcı kılmak konusunda kararlı olduklarını vurguladı. Kavcıoğlu, baz senaryoda nisan ayı enflasyonu verisinin zirveyi oluşturacağını öngördüklerini anlatarak, bu aydan sonra enflasyonun aşağıya doğru geleceğini tahmin ettiklerini söyledi. Para politikasını enflasyondaki düşüşün sürekliliğini temin edecek bir sıklık üzerinde belirlemeye devam edeceklerine dikkati çeken Kavcıoğlu, “Bunun üzerinde çok tereddüt ediliyor ama bu konuda hiç taviz vermeden sıkı duruşumuzu sürdüreceğiz” dedi.
AÇIKÇASI ŞAŞIRIYORUM
Kavcıoğlu, Nisan Para Politikası Kurulu karar metninden ‘gerekirse ilave parasal sıkılaştırmaya gidileceği’ yönündeki ifadenin çıkarılmasına yönelik bir soru üzerine, değişikliklere bütüncül olarak bakmak gerektiğini vurguladı. Mart ayından önden yüklemeli ve güçlü bir ilave parasal sıkılaştırmaya gidildiğini anımsatan Kavcıoğlu, şunları kaydetti: “Böyle bir cümlenin PPK duyurusunda olmamasına çok önem atfedilmesine açıkçası biraz da şaşırıyorum. Kurul eskiden olduğu gibi kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.”
KAPANMAYI DİKKATE ALDIK
Tam kapanmanın enflasyon ve büyüme üzerindeki etkilerini hesaplamalarında dikkate aldıklarını vurgulayan Şahap Kavcıoğlu, “Kapanma dönemini geçen yıl da yaşamıştık, 2020’ye bakarak kıyaslama yaptık. Geçen yılın nisan ayında enflasyonda geçici bir düşüş gözlemledik. Açılmayla birlikte mayıs-haziran döneminde ise işletmelerin gelir kayıplarını ve birim maliyet artışlarını hızlı bir şekilde fiyatlara maalesef hızlı bir şekilde yansıttığını gördük. Dolayısıyla net etki enflasyonist olmuştu diyebiliriz. İçinde bulunduğumuz dönemde ise bu etkilerin daha sınırlı kalmasını bekliyoruz. Zira salgına bağlı maliyetlerin önemli bir kısmının halihazırda fiyatlara yansıdığını öngörmekteyiz” ifadelerini kullandı.