Oluşturulma Tarihi: Aralık 17, 2008 00:00
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2009 para politikasını anlatırken, küresel kriz nedeniyle bankacılık sisteminde belirsizlik ve güvensizlik oluşması, fon çekilişlerinin hızlanması halinde bankalara kredi desteği verileceğini açıkladı. Bugün için böyle bir sorun olmadığını, bunun B planı olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bu plan olmadan olmaz" dedi.
MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2009 yılında uygulanacak olan para ve kur politikasının genel çerçevesini anlattığı toplantıda, ’kara gün’ için düşünülen önlemleri açıkladı. Likidite sıkışıklığının yılın ikinci çeyreğinden itibaren artarak kalıcı hale gelmesinin öngörüldüğünü belirten Yılmaz, Merkez Bankası’nın döviz likiditesi için gerekli önlemleri almaya devam edeceğini vurguladı. "Koşulların oluşmayacağını öngörmekle birlikte" diye söze başlayan Yılmaz, küresel kriz nedeniyle Türk bankacılık sisteminde belirsiz ve güvensizlik oluşması, fon çekilişlerinin hızlanması durumunda Merkez Bankası’nın bankalara
kredi desteği vereceğini söyledi.
Şartlar ilan edilecekÖnceliği bankacılık sektörünün döviz likiditesini desteklemeye verdiklerini dile getiren Yılmaz, şunları söyledi: "Merkez Bankası, bankacılık sisteminin yapısını ve mevcut araçların etkinliğini dikkate alarak, söz konusu aracın kullanma koşullarının oluşmayacağını öngörmekle beraber, her türlü olumsuzluğa hazır olmak ve mevcut imkanları kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşmak amacıyla kısa süre içinde söz konusu kredilerin kullandırma esaslarını kamuoyuna ilan edecektir."
Sistemde sorun yok"Bu önlemi şimdi açıklamanız, bankacılık sisteminde bir sorun gördüğünüz anlamına mı geliyor" sorusuna ise Yılmaz, şu yanıtı verdi: "Hayır, sistemde sorun görmüyoruz. Bugün itibariyle bankalarımızın sermaye yeterlilik oranı, açık pozisyon, geri dönmeyen kredi sorunu gibi bankaların likidite rasyolarına bakıldığında bir sorun yok ama biz bir uluslararası çalkantı döneminden geçiyoruz. Bunun nerede, ne zaman, nasıl sonuçlanacağı konusunda hiç kimsenin bugün itibariyle net bir fikri yok. Buna rağmen biz önceden ihtiyatlı olmak açısından kanunda açık ve net olarak yazılmış ve bize verilmiş olan bu görevi nasıl yapacağımızı paylaşalım diyoruz, böyle bir sorun olduğu için değil. Bu B planı, bu plan olmadan olmaz."
40’ıncı madde gereğiMerkez Bankası yasanının 40’ıncı maddesi, acil durumlarda bankalara kredi açmasını öngörüyor. Bu maddenin birinci fıkrasının C bendi şöyle: "Bankaca, banka sisteminde belirsizlik ve güvensizlik oluşması ve fon çekilişlerinin hızlanması halinde, haklarında belirsizlik ve güvensizlik oluşan bankalara, şartları banka tarafından kararlaştırılmak üzere, fon çekilişlerini karşılayacak miktarda kredi verilebilir. Bu hüküm gereğince kendisine kredi verilen bankaların iflası halinde Banka, verilen kredi miktarı ve faizi için iflas masasına imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder."
Hedefi bir kere revize ettik sonucunu gördük
DURMUŞ Yılmaz, 2009 yılı enflasyon hedefinin revize edilip edilmeyeceği sorusu üzerine, Merkez Bankası’nın enflasyonun hedefini bir kez revize ettiğini, bunun ne tür kredibilite sorununa yol açtığını gördüklerini anımsattı. "Mümkün olduğu kadar Merkez Bankalarının önlerine koydukları hedefi değiştirmemesi esastır" diyen Yılmaz şöyle konuştu: "Bu Merkez Bankası’nın toplumun diğer kesimleri ile yaptığı sosyal sözleşmedir. Gerek elimizdeki veriler, gerek iç ve dış talep koşulları gerek uluslararası emtia ve gıda fiyatları önümüzdeki dönmede dezenflasyon sürecine önemli katkı sağlayacaktır. Dezenflasyon sürecinde maliye politikası son derece önemli. Maliye politikasının bizim önümüze koyduğumuz dezenflasyon süreciyle ve enflasyon hedefi ile uyumlu olması gerekir. Ama yepyeni bir ortamdayız; IMF’nin tavsiyeleri ortada; ülkelerin daralmaya karşı yaklaşımları ortada. Hükümetin maliye politikası ortaya koyduğumuz enflasyon hedefi ile uyumlu ve tutarlı olmak durumunda."
Merkez bankalarıile swap iyi olurBAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın bir süre önce yaptığı "Türkiye’nin swap (takas)anlaşması yapabileceği ülkeler konusunda çalıştığı" yolundaki açıklamasının anımsatılması üzerine Yılmaz, şunları söyledi: "Merkez Bankası’na diğer ülke merkez bankaları tarafından swap imkanı tanınırsa iyi olur. Ancak böyle bir girişimimiz yok. Bu konuyu uluslararası platformlarda dillendirmedik. ABD Merkez Bankası’nın bazı ülkelere tanıdığı swap imkanlarının gerisinde yatan bazı faktörler var. Biz o şartlar içinde değiliz. Bizim kalkıp diğer ülkelere ’bize de böyle bir imkanı tanıyın’ dememizin anlamı yok. Böyle bir imkan doğarsa da çok hoş olur, kullanmaktan da geri kalmayız."
Enflasyon saparsa hükümete yılda bir mektup yazılacak
MERKEZ Bankası, 2006’da uygulamaya başladığı açık enflasyon hedeflemesi politikasında, enflasyon hedefinin belirsizlik aralığının dışında kalması halinde hükümete her üç ayda bir yazdığı açık mektubu,önümüzdeki yıldan itibaren yalnızca yılda bir kez yıl sonunda yapacak. Yılmaz, 2009 yılında uygulanacak olan para ve kur politikasının genel çerçevesini açıkladığı basın toplantısı sonrasında bir soru üzerine,"Çeyrek dönemler itibariyle hükümete mektup yazmayacağız. Hükümete Enflasyon Raporu’nu göndereceğiz. Yıl sonunda mektup yazacağız" dedi. Yılmaz, dünyada genel olarak merkez bankalarının da yılda bir kez hükümetlere mektup yazdığını ifade etti. Merkez Bankası 2009, 2010 ve 2011 için enflasyon hedeflerini sırasıyla yüzde 7.5, yüzde 6.5 ve yüzde 5.5 olarak açıklamıştı .
İşçi dövizi giderse 12 milyar dolarlık rezerv erir
İŞÇİ dövizleri ile ilgili olarak şu anda bilançolarında 300 bin üzerinde kişiye ait 12 milyar dolarlık stok bulunduğunu belirten Durmuş Yılmaz, şunları söyledi: "Paranın söylenildiği şekilde kullanılabilmesi için biz bu 300 binden fazla kişinin bir kere muvafakatını almamız gerekiyor. Bu son derece zor bir durum, aldığımızı var sayalım. Diyelim ki bir kamu bankasına aktardık. Bu Merkez’in mevcut rezervi 12 milyar
dolar azalacak demektir."
Koşullar iyileşirse Merkez neler yapacak
Güçlü döviz rezervi pozisyonuna sahip olma genel stratejisi çerçevesinde döviz alım ihalelerine önceden duyurularak yeniden başlanabilecek.
Döviz depo piyasasında aracılık işlevine son verilebilecek. Ancak Merkez Bankası’nın döviz depo piyasasında aracılık işlevi sona erse dahi, bankalar kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde Merkez Bankası’ndan döviz depo alabilecek.
Yabancı paraların zorunlu karşılık oranları artırılabilecek.
Ekonomik birimler de, kur riskinin piyasada olduğu bir ortamda faaliyette bulunduklarını dikkate alarak, bu riski yönetecek mekanizmaları oluşturmalı.
Büyüme düşecek işsizlik artacak
BÜYÜMEDE daha önce söylenenlerin gerçekleşmesinin zor olacağını vurgulayan Durmuş Yılmaz, bu konudaki öngörülerini şöyle açıkladı: "Büyüme düşecek ve işsizlik oranında da bir miktar daha artış olabilir diye düşünüyorum. Dolayısıyla yapılması gereken şey, var olanları korumak için her türlü tedbiri almak. Merkez Bankası olarak gereken tedbirleri aldık ve almaya devam edeceğiz. Bu kapsamda hükümetin yapması gerekenler de öteden beri konuşulmakta olan mikro reformların hayata geçirilmesidir."
Yeni yılın başında IMF mektubu oluşur
DURMUŞ Yılmaz, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile teknik düzeyde çalışmaların belli bir aşamaya geldiğini, bununla ilgili olarak da yapılması gerekenlerin ’ete kemiğe büründürülmesi’ ve bir niyet mektubuna dönüştürülmesinin yeni yılın başından itibaren ilgililerle oturulup görüşüleceğini dile getirdi. Yılmaz, Merkez Bankası’nın IMF ile ilgili gelişmelerin içinde olduğunu ve üzerine düşen görevi yapmaya devam edeceğini söyledi.
Sorunlar derinleşirse Merkez Bankasıne önlem alacakDalgalı
döviz kuru rejimiyle çelişmeyecek şekilde, döviz piyasasında derinliğin kaybolmasına bağlı olarak sağlıksız fiyat oluşumları gözlendiğinde döviz satım ihalelerine başlanabilecek.
Bankaların döviz ve efektif piyasalarında işlem yapma limitleri artırılabilecek.
Yabancı para zorunlu karşılık oranları, sınırlı bir miktar daha indirilebilecek.
Döviz kurlarındaki gelişmeler, 2009’da da yakından izlenecek. Kurlarda sağlıksız fiyat oluşmaları gözlenmesi durumunda, piyasaya doğrudan müdahale edilebilecek.