Güncelleme Tarihi:
Kopuz, yaklaşan Ramazan Bayramında, en çok sevilen gıda maddelerinin başında çikolata ve şekerlemelerin geldiğini, bununla beraber şekerleme ve çikolata satışlarının Ramazan Bayramında yüzde 25 artacağını ifade etti.
Kopuz, AB ülkelerinde ortalama kişi başı çikolata tüketiminin yılda 10 kilograma ulaştığını vurgulayarak, “Üretim ve tüketimde lider olan İsviçre'de kişi başı tüketim 11 kilogram, İngiltere ve İrlanda'da 10 kilogram, Almanya'da 9, Avusturya'da 6,2, Rusya'da 3, Türkiye'de ise kişi başı tüketim yaklaşık 2,5 kilogramdır. Gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında, Türkiye'deki kişi başına şekerli ve çikolatalı mamuller tüketimi oldukça düşüktür ancak son yıllarda tüketimin arttığı görülmektedir” diye konuştu.
Batı bölgelerinde daha çok çikolata, doğu bölgelerinde ise şekerleme ürünlerinin tüketildiğini ifade eden Kopuz, en fazla tüketimin İstanbul'da olduğunu belirtti.
“En iyi denetçi tüketicidir”
Kopuz, Ramazan Bayramında, vatandaşların, “En iyi denetçi tüketicidir” anlayışıyla hareket ederek, açıkta satılan, sağlıksız gıda ürünlerine prim vermemesi gerektiğinin altını çizdi.
Özellikle bayram dönemlerinde sağlıksız şeker ve çikolata üretimi yapan firma sayısının arttığını belirten Kopuz, bayramı fırsat bilen bazı kişilerin “merdiven altı” üretimleriyle halkın sağlığını tehlikeye attığını ve bu yüzde gıda zehirlenmesi gibi bazı sağlık problemleri yaşanabildiğini dile getirdi.
Kopuz, “Merdiven altı” üretimlerin şekerleme fiyatını düşürdüğünü belirterek tüketicilere şu tavsiyelerde bulundu:
“Tüketici bilinç seviyesinin artmasıyla birlikte ambalajlı ürünleri tercih etmeye başladı. Ramazan Bayramı'nda vatandaşların ikram edecekleri akide şekeri, çikolata, şeker ve lokum alırken öncelikle, ambalajlı ve üretim izni olan ürünleri tercih etmelidir. Bazı “fırsatçılar” önemli markaların benzer ambalajları kullanılarak piyasaya taklit ve tağşişli ürün sunuyorlar. Piyasada şekerin kilosu 4-5 liraya, çikolatanın kilosu ise 10 liraya kadar iniyor. Markalı şeker fiyatları 10 liradan başlarken, çikolata fiyatları ise 20 lira civarındadır.”
Kopuz, akide şekerinin parlak, yapıldığı veya çeşni olarak kullanılan meyve veya maddenin renginin belirgin, tadının ve kokusunun, çeşni veya meyveyle uyumlu olması gerektiğini belirtti.
Baklavada fıstık yerine bezelye
“Merdiven altı” üretiminin halkın sağlığını tehdit ettiğini vurgulayan Kopuz, “Baklava üretiminde kullanılan ceviz ve fıstık gibi maddeler hileye açıktır. Merdiven altı üretim yapanlar ceviz yerine bulgur, fıstık yerine bezelye kullanıyor” değerlendirmelerinde bulundu.
Lokumun görünüşünün, lokumun verildiği şekli koruması gerektiğini de ifade eden Kopuz, lokumun dokusunun, elastik yapıda olması, üzerine bastırıldıktan sonra eski şeklini alabilmesi ve çiğ nişasta lezzetinde olmaması gerektiğinin altını çizdi.
Diyetisyenler uyardı
Uzman Diyetisyen Serpil Tarman, Ramazan Bayramında insanların tatlı tüketimine dikkat etmesi gerektiğini belirtti. Tarman, oruç sonrası bayramın ödül olarak görülmemesi ve fazla miktarda şeker-tatlı yenmemesini tavsiye ederek,”Ramazanda hem bedenimizi hem de nefsimizi dinlendirdik. Bayramda yeme içmeye birden yüklenmek, bu dinlenmiş bedene işkence olur. Onun için insanlar bedenlerine fazla yüklenmeden yemek istediklerinden tadımlık yesinler. Ramazanda tedavi ettiğimiz bedeni birden yormasınlar” diye konuştu.
“Bu bayram baklava değil dondurma veya sütlü tatlı tüketilmeli”
Tarman, diyabet hastalarının bile günde bir tane madlen çikolata tüketebileceğini söyleyerek, kilolu insanlar, kilo almaya meyilli olanlar ve çocukların günde 2-3 madlen çikolatadan fazla tüketmemesi gerektiğini ifade etti. Ramazan Bayramında en fazla tüketilen tatlılardan olan baklavanın ise 1 dilimden fazla tüketilmemesi gerektiğini söyleyen Tarman, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Bu bayram baklava değil dondurma veya sütlü tatlı tüketilmeli. Yaz aylarında tercihimiz hafif sütlü tatlılar veye dondurma şeklinde olmalı. Şeker hastaları ise yedikleri tatlının yanında bir bardak süt veya 2-3 kaşık yoğurt tüketirlerse şeker yavaş emilmiş olur.”