Güncelleme Tarihi:
Muhtar Kent, Serpil Timuray, Ahmet Bozer, Bora Gülan, Ayşegül İldeniz... Bu isimler son yıllarda dünya devlerinin üst düzey yöneticiliklerine seçilerek Türkiye’nin parlak yüzünü oluşturanlar. 2014’ün başında bu isimlere bir yenisi eklendi. Alman ilaç devi Merck Serono’nun Global Ticari Operasyonlar Başkanlığına Elçin Ergün getirildi. Almanya’daki Türkler arasında “Merck’in kraliçesi” diye anılan Ergün, stratejik ülkeler arasında yer alan Türkiye’yi klinik araştırmalar merkezi haline getiriyor.
350 yıl önce Merck ailesi tarafından kurulan şirketin merkezi Darmstad’ta. 66 ülkede 40 bin çalışanı olan 11 milyar Euro cirolu kimya ve ilaç üreticisi Merck’in ilaç bölümü Merck Serono ise 6 milyar Euro ciro ile grubun en büyük şirketi.
Merck’in Darmstad’daki merkezine yaptığımız ziyarette Ergün ile sohbet ettik. Ergün’ün başarısı iki anlamda önemli, birincisi bir kadın olarak, ikincisi ise Almanya gibi başka ülkelerden yöneticilere mesafeli bir ülkede yönetim kuruluna giren bir Türk olarak. Ergün, bu göreve gelmenin kolay olmadığını, yıllardır aile tarafından yakından izlendiğini söylüyor. Tabii bu görevinin Türkiyeli çalışanları çok sevindirdiğini söylüyor ve “Adım Merck’in kraliçesine” çıktı diyor.
Görev alanında ABD ve Çin hariç 150’ye yakın ülke bulunan Ergün, Türkiye’nin Merck Serono’nun stratejik olarak değerlendirdiği ülkelerden biri olduğunu belirtiyor.
İlaç sektöründe kadınlar başarılı
TÜRKİYE’de son yıllarda ilaç şirketlerinin başına kadınlar getiriliyor. Pfizer, Nova Nordisk, MSD’nin yöneticileri kadın. Ergün kadınların ilaç sektöründe başarılı olmasını neye bağlıyor? Yanıtı şöyle: “İlaç sektörünün içinde sosyal sorumluluk var. Hastalara odaklı çalışmak var. Kadınlar bunu daha severek yapıyor. Sanırım bu durum motive ediyor. Biraz da yabancı şirketler kadın yönetici konusunda daha liberal davranıyorlar. Kadın yöneticilerin çoğu yabancı şirketlerde.”