Güncelleme Tarihi:
Türkiye Karadeniz'de 405 milyar metreküp doğal gaz keşfetti. Bugün ise Amasra-1 kuyusunda 135 milyar metreküplük yeni bir doğal gaz keşfinin gerçekleştiğini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıkladı.
Amasra-1 bölgesinde yeni bir rezervin tespit edildiği belirtilirken, Türkiye yerli ve milli arama çalışmaları ile keşiflerini ve rezervlerini artırıyor. Bu sürecin ilk adımları arasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda ortaya koyduğu Milli Enerji Maden Politikası'nın çok önemli olduğunu belirten Berat Albayrak döneminde satın alınan sondaj ve sismik araştırma gemileri yer alıyor.
İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Sefer Şener, CNN TÜRK canlı yayınında yaptığı açıklamada, "Türkiye lojistik üs olma yolunda hızlı adımlarla gidiyor. Bu önümüzdeki dönemde ticari üs olmamızın da önünü açıyor. Eğer bu hızla gidilirse hem halka yansıdığını hem de işletmelere ciddi anlamda uluslararası rekabet avantajı sağlayacağını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. Sefer Şener açıklamalarına şu şekilde devam etti:
Türkiye her yıl 45 milyar metreküp doğal gaz ithal ediyor. Türkiye'nin toplam kullandığı doğal gazın yüzde 98'i yurt dışından ithal ediliyor. Her yıl bunun Türkiye'ye faturası 13-15 milyar dolar arasında değişiyor. Bu kadar büyük miktarda para ödüyoruz. Bundan sonraki aşamada, yeni bir keşif ile birlikte Türkiye'nin 8-10 yıllık kullanımına yeten bir rezerv keşfedilmişti.
Bundan sonraki aşamada 10-15 yıla yetecek bir rezervin oluşacağı yönünde beklentimiz söz konusu. Gazın çıkarılmasına 2023 yılından itibaren başlanacak. Bunun faturalara yansıması kesinlikle olacak ama bunun için doğal gazın çıkarılıp kullanılması gerekiyor. Türkiye'deki doğalgazın yüzde 32'si konutlarda kullanılıyor.
Bu kadar yoğun konut kullanımının olduğu bir dönemde 2023'ten itibaren bu gazın kullanılacak olması öncelikle Türkiye'de ciddi bir rekabeti de oluşturacak. Dolayısı ile bu tüketicilerin, halkın faturalarına yansımaya başlayacak 2023'ten itibaren. Rekabet ortamı oluştuğu zaman fiyatta oynamalar olabileceğini öngörüyoruz. Yerli üretime dayalı bir üretimi çok daha hesaplı şekilde piyasaya sürme ihtimalleri de var. Diğer taraftan faturalara direkt yansıması olacak belki ama bir de dolaylı yansıması var. Sizin 2023'ten itibaren bunu çıkarıp işletmelerin kullanımına sürmeniz demek özellikle ihracat yapan işletmelerinizin maliyet avantajı sağlaması demek. Uluslararası piyasada işletmelerinizin daha güçlü hale gelmesi demek. Bu kadar güçlü olduğunuzda da ihracatınız milli geliriniz artacak, cari açığınız düşecek.
Türkiye lojistik üs olma yolunda hızlı adımlarla gidiyor. Bu önümüzdeki dönemde ticari üs olmamızın da önünü açıyor. Eğer bu hızla gidilirse hem halka yansıdığını hem de işletmelere ciddi anlamda uluslararası rekabet avantajı sağlayacağını düşünüyoruz. Türkiye'nin eli politik olarak da güçleniyor. Burada çıkarılan doğal gaz Akdeniz'in de habercisi. Biliyorsunuz Romanya ile Rusya ile bir uzlaşıya varıldı burada. Aslında burası örnek bir alan oluşturdu. Dolayısı ile bu alan Akdeniz'de de oluşturulabilir. Aldığımız haberlere göre Akdeniz'de de çok ciddi rezervler var.
Aslında Türkiye, 'doğal gaz, petrol yok' denilen bir süreci geçirdi. Şu an olduğunu anladık. Bundan sonraki süreç bunların çıkarılıp ekonomiye kazandırılması ve böylelikle hem doğal gaz faturalarına hem de maliyetlere yansıtmak. Hem de Türkiye'nin elini daha güçlü hale getirmek. Her ne kadar bu gaz ilerleyen aşamada Türkiye'nin yüzde 10'luk ihtiyacını karşılayacak rezervde olsa bile diğer ülkelerden aldığımız gazın pazarlığında da bize önemli bir avantaj sağlamış olacak. Hem fiyat avantajı elde edeceğiz hem rekabetten yararlanıp bu fiyatları daha aşağılara çekme avantajı elde edeceğiz.