Güncelleme Tarihi:
Gerçek anlamda bir toplu sözleşme için örgütlenme, toplu pazarlık ve grev hakkının birbirinden ayrı düşünülemeyeceği belirtilen bildiride, “Bu nedenle grev hakkı kamu görevlilerine tanınmalı ve toplu pazarlık sürecinde etkin kullanımı sağlanmalıdır” denildi.
Bildiride diğer talepler de şöyle sıralandı: “Geçmiş dönemlerde elde edilen kazanımlar ile ILO yetkili organlarının kararları dikkate alınarak, toplu sözleşmenin kapsamına mali ve sosyal haklar yanında ‘özlük hakları ve çalışma şartları’ da dâhil edilmelidir. Örgütlenme özgürlüğü kapsamında sendika üyesi olmayı tercih etmeyen veya yetkili sendikaya üye olmayan kamu görevlileri, toplu sözleşme hükümlerinden yetkili sendikaya ‘dayanışma aidatı’ ödeyerek yararlanmalıdır.
Türkiye’nin demokratikleşme ve özgürleşme noktasında ortaya koyduğu irade ve değişim dikkate alınarak, uluslararası normlar ve ILO yetkili organlarının kararlarıyla uyumlu olacak şekilde sendika üyesi olamayacak kamu görevlilerinin kapsamı daraltılmalı, örgütlenme hakkının kapsamı genişletilmelidir.
Toplu sözleşmede taraflar arası eşitlik ilkesi gözetilmeli, toplu sözleşme teklifi sunma yetkisi sadece yetkili konfederasyona ve sendikalara verilmeli, toplu pazarlık kamu idaresi ve yetkili konfederasyon/sendika arasında gerçekleşmelidir. Kanuna toplu sözleşmenin uygulanmamasına neden olan durumları bertaraf edecek cezai müeyyideler eklenmeli, hükümlerin uygulanmasını kısıtlayacak ve engelleyecek uygulamalardan kamu işvereni kaçınmalı, toplu sözleşme özerkliği gereği toplu sözleşme hükümlerinin tam ve eksiksiz uygulanmasını sağlayacak hususlar bizatihi sözleşmede yer almalıdır.”