ANKA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 27, 2006 12:36
Türkiye Kamu-Sen, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in memurların maaşlarıyla televizyon ve buzdolabı gibi beyaz eşya ürünlerini rahatlıkla alabildiklerine ilişkin sözlerine; “Memur buzdolabı ve televizyon yemiyor, siz önce memurların karnını doyurun” diye tepki gösterdi.
Türkiye Kamu-Sen’den yapılan açıklamada, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in memurların maaşlarıyla televizyon ve buzdolabı gibi beyaz eşya ürünlerini rahatlıkla alabildiği ve AKP hükümeti döneminde alım gücünün yükseldiğine ilişkin açıklamalarına yanıt verildi. Açıklamada, “Ne yazık ki memurlar buzdolabı ve televizyon gibi dayanıklı tüketim mallarını bir defaya mahsus alıyorlar ve yıllarca kullanıyorlar. Oysa kira, gıda, temizlik, ısınma gibi harcama kalemleri için her gün bütçelerinden para ayırmaları gerekiyor” denildi. Türkiye’de “beyaz eşya sorunu değil, hayatta kalma ve açlık sorununun” tartışıldığı kaydedilen açıklamada, “İktidarları döneminde işsizlik konusuna herhangi bir açılım getiremeyen AKP hükümeti, vergi yükünü her gün biraz daha artırarak, günlük zorunlu harcama kalemlerine yapılan zamların önüne geçememiştir. Bu şekilde de yalnızca memurlarımızın değil tüm milletimizin zorunlu harcama kalemlerindeki artış, gelirleri artışını katlayarak alım güçlerinin düşmesine neden olmuştur” denildi.
Kamu-Sen’in belirlemelerine göre, 2002 yılında ortalama memur maaşı 531 YTL’yken, 2006 Eylül ayı itibariyle bu rakam 874 YTL’ye yükseldi. Ancak söz konusu dönemde dana eti, patates, soğan, zeytin, mutfak tüpü, kira, vapur, tren ve telefon kontörü gibi bir çok zorunlu harcama kaleminde de artış oldu ve bu artış karşısında memur maaşı eridi. Açıklamada, “Her ne kadar açıklanan 4 yıllık enflasyon oranları, düşük gösterilmeye çalışılsa da bu kalemlerde yaşanan fiyat artışları, memur maaş artışlarını katlayarak geçmiştir” denildi. Kamu-Sen’in Türkiye İstatistik Kurumu verilerini kullanarak yaptığı hesaplamaya göre, memur maaşları bazı günlük tüketim malzemeleri karşısında yüzde 53’e kadar eridi.
Elektronik piyasasında tüm dünyada Çin’in de etkisiyle yaşanan fiyat düşüşlerini kullanarak, memurların alım gücünün arttığını söylemenin son derece yanlış olduğu kaydedilen açıklamaya göre, ortalama memur maaşının yüzde 64.6 oranında arttığı 2002 yılından 2006 yılına kadar geçen zaman içinde, dana eti yüzde 70.7, patates yüzde 118, soğan yüzde 129, zeytin yüzde 83.7, tüp yüzde 101.8, kira yüzde 95.7, vapur yüzde 114.9, dolmuş yüzde 71.2 ve telefon kontörü ise yüzde 250 oranında zamlandı.
Söz konusu dönemde ortalama memur maaşıyla alınan ürün miktarında da gerileme yaşandı. Ortalama düzeyde maaş alan bir memur 2006 yılında 2002 yılına göre dana etinde 2.5 kilo, patateste 381 kilo, soğanda 482 kilo, zeytinde 23 kilo kayıp yaşadı.
“GÖREVİ BEĞENMİYORSA İSTİFA EDEBİLİR”
Kamu-Sen, Bakan Şahin’in memuru ve sendikaları sevmeyebileceğini, ancak saygı göstermesi gerektiğini ifade ederken, “Sayın Mehmet Ali Şahin görevini beğenmiyorsa istifa edebilir” açıklamasında bulundu. Sendikalarla yasa gereği görüşecek başka bir Bakanın gelebileceği ifade edilen açıklamada, “Bakanlar makamlarında kalıcı değildir. Sendikalar 4688 sayılı kanun gereği Kamu İşveren Kuruluyla toplu pazarlık yapıyor. Kamu işveren Kurulunun Başkanı, Hükümet tarafından tayin ediliyor. Eğer Sayın Mehmet Ali Şahin verilen görevi yapmak istemiyorsa bu talebini Sayın Başbakana iletir ve görevinden istifa eder. Hükümet kanun gereği kendisinin yerine başka bir Bakanı görevlendirir” denildi.
Hükümetler ve Bakanların geçici olduğu, ancak sendikaların yasayla kurulmuş kurumlar olduğu ifade edilen açıklamada, “Yasa gereği de Hükümetlerle toplu pazarlık yaparlar. Kamu çalışanlarının haklarını korumak, geliştirmek, daha iyi haklar elde etmek için, üretime katkı sağlamak gibi amaçlar nedeniyle hükümetle pazarlık yapıyor. Bakanın ismi değişik olabilir. Hatta hükümetler de değişebilir. Ancak kanun gereği sendikalar toplu pazarlık yapmaya devam edeceklerdir” denildi.
Bakan Şahin’in sendikaların “seçime kadar eylem yapacağız” sözüne alındığı belirtilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
“Bu sözden ‘sendikalar siyaset yapıyor’ sözünü çıkartmaktadır. Sayın Bakan’ın, toplu görüşme sürecinde sendikalarla karşılıklı uzlaşılan unsurları kabul etmemesi ve ücret konusunda hiçbir pazarlığın yapılmaması, tek taraflı ‘ben her şeyi yaparım’ edasıyla ‘buyurun bürokratlarla görüşün’ demesi memuru memurla karşı karşıya getirmek istemesi ve karşılıklı uzlaşılan konuları da daha sonra kabul etmemesi durumunda sendikalar ne yapacaktır. Kendisiyle anlaşmak istemeyen, haklarında iyileştirme yapmayan memurları açlığa mahkum eden, üstelikte ‘açlıktan ölen memur var mı’ diyerek dalga geçen bir hükümete ve onu temsil eden Bakana ne demelidir. Ne demesi gerektiğini hükümete mi sormalıdır?... Kendisini açlığa mahkum eden Bakana, Hükümete, memur; ‘iyi yapıyorsunuz çok yaşayın mı’ diyecek?”