Güncelleme Tarihi:
MCDONALD’S’ın tüm dünyada 20 yıldan beri faaliyet gösteren kahve zinciri ‘MCCafe’, Türkiye’de isim engeline takıldı. Singapur’lu bir şirketin Türkiye’deki poşet kahve markası ‘Mac Coffee’, McCafe ile ses benzerliği olduğu için, McDonalds’a ait zincirin Türkiye’de kendi ismiyle açılmasına izin vermedi. McDonald’s’da çareyi zincirin Türkiye’deki adının ‘McD Cafe’ olmasına karar verdi.
Anlaşırsak orjinale döneriz
Bu benzerlik nedeniyle kendi markalarını Türkiye’de tescil ettiremediklerini söyleyen McDonald’s Türkiye Genel Müdürü Dilek Başarır şunları söyledi: “Biz de duyduğumuz şok olduk ama ne yazık ki yapacak bir şey yok. Ses benzerliği engeline takıldığımız marka zaten uzun yıllardır Türkiye’de satış yapıyormuş. Şimdi hem kendileriyle hem de patent enstitüsü ile görüşmelerimiz sürüyor. Bu konuyla Mcdonald’s merkez ilgileniyor. Süreç, henüz bir sonuca bağlanmış değil. Bir süre McD Cafe ismiyle gidecek. Eğer ki ilerleyen zamanda anlaşma olursa, orjinal ismine döneriz” diye konuştu.
54 milyon dolar yatırım
Başarır, ilk ‘McD Cafe’yi Sabiha Gökçen Havalimanı Dış Hatlar Gidiş Terminali’nde açtıklarını belirterek, “McD Cafe’nin bize en büyük avantajlarından birisi gelen müşterilerin daha uzun sürelerde restoranda kalmasını sağlayacak olması. 2012 yılı içinde 10 tane restorantımızın içine kahve zinciri konseptimizi kuracağız. 3 milyon dolarlık bir yatırım gerekiyor” dedi. Türkiye genelinde 179 mağazası olan McDonalds, 2013 yılında uygun olan restonlarına McD Cafe açmayı planlıyor. Bu da toplamda 54 milyon dolara yakın bir yatırım anlamına geliyor.
Oturma süresi
Restorana gelen müşterilerin, oturma süresinin dünya ortalamasıyla paralel olarak Türkiye’de de 28-30 dakika aralığında olduğunu kaydeden Dilek Başarır, kahve zinciri sayesinde bu süreyi uzatıp müşterilerde tam anlamıyla bir restoran imajı yaratmak istediklerini söyledi. Başarır, “Fast food restoranlarına gelen tüketiciler, hızlı tükettikleri için psikolojik olarak hızlı kalkma ihtiyacı duyuyordu. Şimdi tüm kahve çeşitlerinin olduğu bir konsepti getirerek, dünyadaki başarısını Türkiye’ye taşımak istiyoruz” dedi.
6 ayda 17 restoran açıp rekor kırdık
MCDONALDS’ta son 1 yıllık süreçte büyük değişimler olduğunu hatırlatan Dilek Başarır, şunları söyledi: “Yılın ilk 6 ayında 17 restoran açılışı yaparak, McDonald’s Türkiye tarihindeki rekor açılış sayısına ulaşmış olduk. Şimdi hedefimiz hiç olmadığımız şehirlere girmek. İlk 6 ayda yüzde 30 satış büyümesi gerçekleştirdik. 193 olan restoran sayımız yıl sonu itibariyle 210’a çıkmış olacak. Her restoran artı 30 kişilik istihdam demek. Bu yılı yüzde 20-25 aralığında bir büyüme ile kapatmayı hedefliyoruz. Geçen yıl 200 milyon dolar olan ciroyu da bu yıl 255 milyon dolara çıkaracağız. 2013’te büyümemizi yüzde 30’lara çekmek istiyoruz. Yeni restoran açılışları ve McD Cafe’nin faaliyete geçecek olması bu büyümeyi de beraberinde getirecektir.”
Mevzuat AB’ye uyumlu
TÜRK Patent Enstitüsü Markalar Daire Başkanlığı Şube Müdürü Hürriyet Özdemir, Türkiye’de marka, patent ve lisans konusundaki mevzuatın Avrupa’dakine çok yakın olduğunu belirterek, “Telaffuz konusu, geri çevirme nedenlerinin başında geliyor. En çok bu konuda sorun yaşıyoruz. Bununla ilgili yüzlerce dosya var. Tanınmış, iyi bilinen markalar da var bunların arasında. McDonald’s’ın başvurusunda da aynı durum yaşandı. Aynı sektörde, benzer, çağrıştırıcı bir isim olduğu için izin verilmemiştir. Her ülkenin mevzuatı farklıdır ama genelde uygulama bu çerçevede işler” dedi.
Tabakta verseydik obezite konuşulmazdı
FAST Food gıdaların obezite hastalığı riskini artırdığına yönelik tartışmaların satışları etkilemediğini söyleyen McDonald’s Türkiye Genel Müdürü Dilek Başarır, “Biz eğer ki hamburger köftesini bir servis tabağına koyup, yanına da garnitürlerini hazırlasaydık kimse ‘McDonald’s obezite yapıyor’ demezdi. Toplumda böyle bir algı oluşmuş durumda. Ne yazık ki hamburger köftesi iki ekmek arasına konunca toplumda ‘obezite yapar’ algısı oluşuyor. Biz ürünlerimizin yüzde 98’ini yerli tedarik ediyoruz.”
Audi, Türkiye’de Odea ismini aldı
MCCAFE’nin Türkiye’de orjinal markası ile faaliyet gösteremeyecek olması, bu konudaki tek örnek değil. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan Türkiye’de bankacılık yapmak üzere lisans alan Lübnan merkezli Bank Audi, uzun yıllardır Avrupa’da Fransa ve İsviçre olmak üzere, Suriye, Mısır, Tunus gibi birçok ülkede Bank Audi adını kullanarak bankacılık faaliyeti yürütüyor. Ancak banka Türkiye’de Alman otomobil markası Audi ile aynı adı taşıdığı için Bank Audi adıyla bankacılık faaliyeti yürütme izni alamadı. Bu konudaki yasal süreç devam ederken, Bank Audi Türkiye’de kuracağı bankanın, Odea Bank adı ile faaliyetine başlamasına karar vermişti.