Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2001 02:03
Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, 2002'de matrah, stok ve sicil affını içeren düzenlemelerin mutlaka yapılacağını açıkladı. Vergi adaletinin olmadığını söyleyen Yılmaz, ‘‘2003'te ‘gerçek' Mali Milat olacak düzenlemeler yapılmalı’’ dedi.
Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, 2002’de matrah, stok ve sicil affını içeren düzenlemelerin mutlaka yapılacağını açıkladı. 2002 yılı başında geçilecek Mali Milat'ın ‘gerçek bir mali milat olmasını sağlayacak’’ düzenlemelere ihtiyaç bulunduğunu söyleyen Yılmaz, yeni düzenlemeleri yaparken, 1998'deki uygulamaların gözönünde bulundurulması gerektiğini kaydetti.
Ankara Ticaret Odası (ATO)'nca düzenlenen ‘‘Vergi ve İhracat Rekortmenleri Ödül Töreni’’ nde konuşan
Yılmaz, şöyle dedi:
‘‘Enflasyon muhasebesine geçilmesi, aynı zamanda vergilerin de oran olarak düşürülerek tabana yayılmasının sağlanması gerekiyor. Türkiye'de vergi adaleti ancak böyle bir süreç içerisinde yapılacak olan düzenlemelerle sağlanabilir. Hükümet olarak mevcut durumun adaletsizliğinin farkında olduğumuzu, bunu giderecek çalışma içerisinde olduğumuzu, böyle bir mutabakatı da esasen sağlamış olduğumuzu ifade etmek istiyorum.’’
Ekonomide, siyasette ve idarede topyekün bir yeniden yapılanmaya gidilmesi gerektiği söyleyen Yılmaz, bundan sonraki seçimlere yeniden yapılanma çalışmaları tamamlanarak girilmesi gerektiğini kaydetti.
Ekonomide makro dengelerinin oturmaya başladığını, gelecek yıldan itibaren de istihdamın ve üretimin beklenenden daha üst seviyeye çıkacağını anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
YATIRIMCI KAÇARSA
‘‘Böylece yabancı yatırımcı da Türkiye'ye daha sıcak bakacaktır. İşler bu şekilde devam ederse, hesaplanabilir risk alan yabancı yatırımcılar için Türkiye bir cennet olacaktır. Ancak gerekli düzenlemeler yapılmazsa, yatırımcılar kaçırılırsa o zaman karşılaşacağımız kriz atlattığımızdan büyük olacak.’’
Konuşmasında özelleştirme konusuna da değinen Yılmaz, özelleştirme uygulamalarının üç yıl içinde tamamlanması gerektiğinin altını çizerek, ‘‘Özelleştirme İdaresi geçici bir kurum olduğunu bilmeli ve belli bir sürede fonksiyonlarını tamamlamalıdır. Kaynak israfına neden olan kurumlar kapatılmalı, bazılarının bölge müdürlükleri kapatılmalıdır’’ diye konuştu.
‘Milli mutabakat’ın önemine değinen Yılmaz'ın değerlendirmeleri şöyle:
IMF'SİZ KARAR ALABİLELİM :
Eğer milli mutabakat sağlamak istiyorsak birbirimizi suçlamaktan vazgeçelim. Kısır çekişmeleri artık bir tarafa bırakalım. Çünkü bugün Türkiye ekonomisi için herşey bitmiş değildir. Belki bazı tedbirlerin alınması için geç kalınmıştır, ama henüz herşey geçmiş değildir. Birbirimizi suçlayarak değil, somut projeleri konuşarak biran önce sonuç alacak hamleleri yapmak zorundayız. Milletin ve devletin ayakta kalması için elzem olan düzenlemeleri geciktirmeden, başka hiçbir kurum ve kuruluşun, IMF'nin, şunun bunun tavsiyesine bırakmadan kendimiz bazı kararları almak cesaretini ve becerisini artık göstermeliyiz.
BU ÇARPIK YAPIYLA DEVAM EDİLEMEZ:
Türkiye'de kamunun ekonomi üzerindeki yükü her geçen gün biraz daha artmaktadır. Türkiye‘nin bu çarpık yapı ile daha fazla yoluna devam edebilmesi mümkün değildir. Yapılması gereken ilk şey bu gerçeği kabul etmektir. Kamuda verimliliği artırmanın, kamuyu ülke ekonomisine bir yük olmaktan kurtarmanın birinci öncelik olduğunu kabul etmek zorundayız. En az vergi toplamada gösterilen gayret kadar kamu harcamalarını kısmada da gayret göstermek zorundayız. Bunu yapmazsak devletin iki yakasını biraraya getirmesi mümkün değildir.,
12 YILDA YÜZDE 200 ARTIŞ:
1987 ile 1999 yılları arasında Türkiye‘de kamu harcamaları yüzde 200 arttı. Bu dönemde milli gelir artışı ise yüzde 100. Böyle bir bu durum karşısında hiçbir ekonominin ayakta kalması mümkün değildir. 1992-2000 döneminde kamunun biriken tasarruf açığının 1992-2000 döneminde Gayrisafi Milli Hasıla‘nın yüzde 72'sine ulaştı. Ancak aynı dönemde özel sektör, yüzde 45’lik bir tasarruf fazlasına sahiptir. Yani özel sektörün tasarruf fazlası devleti finanse etmektedir.
Yılmaz’dan rekortmenlere ödülAnkara Ticaret Odası (ATO) tarafından belirlenen vergi rekortmenleri ve ülkeye en fazla
döviz getiren kişi ve kuruluşlar ödüllerini aldı. En çok gelir vergisi ödeyen Rahmi
Koç, en çok kurumlar vergisi ödeyen N.V. Turkse Perenco Ankara Şubesi oldu. Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, siyasi parti temsilcileri, Ankara Valisi Yahya Gür ve bazı bürokratların katıldığı ödül töreninde daha sonra başkentte en çok vergi ödeyen gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri ile ihracat, nakliye ve proje-müteahhitlik alanlarında ülkeye en fazla döviz kazandıran kuruluşlara plaketleri verildi.
IMF, taahhüt mektubu istemediBaşbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, IMF'nin 10 milyar dolarlık yeni stand-by için Niyet Mektubu'nun yanısıra hükümetten bir de taahhüt mektubu istediği yolundaki haberleri yalanladı. Yılmaz, ‘‘IMF böyle bir istekte bulunmadı’’ dedi.