Amsterdam'daki temaslarına devam eden Bakan Şimşek, Hollanda Genç İşadamları Federasyonunu ziyaret ederek, Türk işadamlarıyla sohbet etti.
Şimşek, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Hollanda'daki Türk işadamlarıyla da gurur duyduklarını, Türk işadamlarının, bulundukları ülkelere yük olmaktan çok, katma değer yaratarak ekonomiye katkıda bulunduklarını söyledi. “Hollanda'nın da sizlere müteşekkir olması, sizleri teşvik etmesi, ön plana çıkarması lazım” diyen Şimşek, kendilerinin Türkiye'deki yaklaşımının da bu yönde olduğunu ifade etti. Geçmişte Türkiye'de işadamlarına, iş, aş üretenlere bazı yıllar farklı şekilde bakıldığını ifade eden Bakan Şimşek, kendilerinin bu anlamda da değişim yarattığını dile getirdi.
Türkiye'nin her ülke için yatırımda cazip bir ülke haline geldiğini belirten Maliye Bakanı, şöyle konuştu:
“2002 yılında 230 milyar
dolar olan toplam milli gelir, kriz öncesi 740 milyar dolarlara çıktı. Kriz döneminde biraz düştü ama bu yıl tekrar eski seviyesine çıkıyor. Türkiye, büyük iç piyasaya sahip bir ülke. Çok dinamik bir özel sektörümüz var. Türkiye, yükselen bir piyasa. Uzun vadede Türkiye'nin getirisi, buralardan çok daha yüksek olacak. Önümüzdeki 40 yıl da bunun böyle olacağına ilişkin hem güçlü faktörler var hem de bu yönde çalışmalar var. Türkiye'ye, küresel krize rağmen 1 lira koyduysanız, kazanırsınız.
Bakın, size THY örneğini vereceğim. 2002 yılında petrol fiyatları 20 dolar civarındaydı. THY iç hatlarda tekeldi ve bilet fiyatları da bugüne göre çok yüksekti. Ama THY zarar ediyordu. Biz geldik, 'bu yanlış' dedik. İç hatları rekabete açtık. Bizim dönemimizde petrol fiyatları 147 dolarları dahi buldu ama THY bugün, dünyanın en büyük havayollarından birisi. Avrupa'da 4'üncü sırada.
Bu işler, slogan atarak, demagoji yaparak olmaz. Biz, farklı düşünüyoruz. İkinci, üçüncü nesil reformlar yaptık. Türk hukuk sistemi, bazı önemli açılımları, ekonomik reformları durdurmasa, Türkiye'yi tutmak çok zor. Türkiye'yi o hale nasıl getirmişler, gerçekten anlamak mümkün değil. Her zaman doğru politikalar ve doğru vizyon gerekli.”
İŞADAMLARINA ÖNERİLERMaliye Bakanı Şimşek daha sonra, Türk işadamlarına çeşitli önerilerde bulundu. “Şu an durumunuz iyi, kazanıyor olabilirsiniz. Ama devran hep böyle sürmez” diyen Şimşek, bu nedenle işadamlarının her zaman işlerini gözden geçirmeleri gerektiğini söyledi. Piyasa ve rekabet şartlarının her zaman dikkate alınmasını isteyen Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aile şirketleri de olsanız az da olsa kurumsallaşın. Bir olun, beraber olun. Türkiye'de özellikle 'küçük olsun, benim olsun' anlayışı çok yaygındır.
KOBİ'lerle ilgili 2 yıl önce bir kanuni düzenleme gerçekleştirdik. Birleşmeleri teşvik ettik. Ama birleşen yok, şikayet var. İleriye yönelik büyük düşünün. En büyük işadamlarının birçoğu küçük atölyelerde işe başlamış. E mail grupları kurun. Bu profesyonelliktir. İş fırsatlarını e mail gruplarıyla iletin ya da Türkiye aleyhine haksız makaleler, eleştiriler mi var. En güzel tepki sivil toplum kuruluşlarıyla verilir. İnanın kim olursa olsun, bu tür davranışlar sonucu en ideolojik saplantıda olan biri de kendine çeki düzen verir. Burada önemli olan iletişim. İşadamı dediğin sadece telefonla görüşen değildir. İşini sürekli telefonla halletmez. Burada verimlilik önemli.”
“ALMANCI GELMİŞ, ŞUNU YOLALIM”Bu arada, sohbet toplantısında işadamları, Türkiye'deki bazı anlayışlardan yakındı. Bir işadamı, “Türkiye'ye bir Almancı gelmiş, şunu yolalım” şeklinde bir bakış açısı bulunduğunu, kayıt dışılığın da verimliliği bozduğunu ifade etti.
Bakan Şimşek de, bu konularda bazı yanlış yaklaşımlar olduğunu, ancak bu konudaki cehaletin azaltılmasının zaman aldığını söyledi. “Akıllı bir işadamı, 'ben şuna bir kazık atayım' diye bakmaz” diyen Şimşek, bu yanlış anlayışın diğer ülkelerde de bulunduğunu dile getirdi. Şimşek, şöyle konuştu:
“Burada bir kandırılan var, bir de kendini kandırtan. İşadamı dediğin basiretli olacak, güven verecek. Türkiye'de de mutlaka, kötü, yanlış içinde olanlar vardır. Burada ülke geliştikçe daha iyi bir eğitim, daha iyi iş ahlakı, daha rekabetçi bir yapı ortaya çıkacak. Bu da bu tür sorunları azaltacak.
Burada haksız rekabet de sorun tabii. Haksız rekabeti de rekabet ortamını iyileştirerek önleyebilirsiniz. Kayıt dışılık da bunun bir boyutu. Haksız rekabet, işin bir tarafında devletin olduğu durumlarda da olur. Bunun için muazzam bir özelleştirme gerçekleştirdik. Türkiye bundan kazandı, kişiler kazandı.”
KREDİ KARTLARIBir başka Türk işadamı da, Maliye Bakanına, Türkiye'de bankaların kapı kapı dolaşıp
kredi kartı dağıttıklarından şikayet etti.
Bakan Şimşek, vatandaşın bu konuda hesabını, kitabını iyi yapması gerektiğinin altını çizdi ve kredi kartının ek gelir imkanı yaratmadığını, sadece bir enstrüman olduğunu belirtti. Şimşek, şöyle devam etti:
“Bizim, bankaların bu konudaki uygulamalarını uluslararası normlara göre düzenleme görevimiz var. Bu konularda da gerekli adımlar atıldı. Bu iş karlı bir iş. Bankalar da bu yüzden o riski alıyor. Son 4-5 yılda, diyelim enflasyon yüzde 6-7 ile 10 arasında gidip geldi. Faizler de yüzde 6,5 ile 10-11 arasında değişiyor. Kredibilitesi yüksek olanlar bu ortamda yüzde 8 ile kredi bulabilir. Eskiden faiz yıllık yüzde 20 iken bankalar kredi kartına aylık yüzde 5 faiz uyguluyordu. Ama vatandaşın burada akıllı olması lazım. Bazen popülist politikalar da var. Muhalefet olsun, başka yerlerde olsun görüyoruz. Mağdur v.s. Adam çek vermiş çekini ödememiş. Burada mağdur olan kim? Malı veren, çekin karşılığını bulamayan adamdır. Ama bizde bazen bu karıştırılıyor. Kredi kartlarında da Türkiye'deki düzenlemeler makuldur.”