Güncelleme Tarihi:
Uluslararası Arabulucular Derneği Başkanı Mehmet Akuğur, mali sıkıntı içinde bulunan şirketlerin alacaklılarıyla anlaşabilmesi ve borçların yeniden yapılandırılması konusunda arabuluculuğun alternatif bir çözüm olduğunu bildirdi.
Akuğur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, finansal sıkıntı içinde bulunan şirket ve işletmelerin önünü açmak ve borçların yeniden yapılandırılması için dünyada yaygın olarak kullanılan arabuluculuk yönteminin Türkiye'de de gündeme gelmeye başladığına işaret etti.
Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde 667 sayılı KHK ile iflas erteleme başvurularının durdurulduğunu ve şirketlerin bu nedenle ya iflas etmek ya da anlaşmak zorunda kaldığını belirten Akuğur, alacaklı konumundaki bankalarla finansal kiralama ve faktoring şirketleri için de bunun önemli bir sorun oluşturduğunu dile getirdi.
Akuğur, uzun süren davalar yerine uyuşmazlıkların kısa sürede çözüme kavuşturulmasının hedeflendiği arabuluculuğun bankacılık işlemlerinde henüz seyrek olarak kullanıldığını ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Mesela kur artıyor, döviz borçları var, şirketlerin bunları bu kurla ödemesi çok zor. Şirketler, arabulucu vasıtasıyla bankalarla hatta birden fazla banka varsa 'banka konsorsiyumu' adını verdiğimiz kuruluşlarla bir araya gelip bu borçlarını kısa vadeden orta ve uzun vadeye çekme imkanı yakalayabilirler.
Bu durum bankalar için de avantajlı çünkü bu anlaşmalar damga vergisi içermiyor. Diğer taraftan arabulucuyla yapılan anlaşma ilam hükmünde. Yani şirket, mahkeme kararında olduğu gibi buna riayet etmezse anlaşma icra fonksiyonunu yerine getirebiliyor. Bu anlaşmaya imza atan şirket de borçlarını ödeme konusunda samimiyetini göstermiş oluyor. Bu borcuna sadık kalabileceğinin iyi bir göstergesi."
Dünyada özellikle ekonomik kriz dönemlerinde yoğun olarak kullanılan arabuluculuk yönteminin, 2008 krizinde iflas sürecine giren büyük yatırım bankalarındaki uyuşmazlığın çözümünde de kullanıldığını dile getiren Akuğur, Yunanistan ve İspanya'da da aktif olarak uygulanan arabuluculuğun Türkiye'de uygulanmasının önünde hukuki bir engel olmadığını dile getirdi.
Akuğur, şöyle konuştu:
"Şirketin kendisi veya mahkeme, alacaklılarla görüşme için arabulucu atayabiliyor. Bunun en güzel örneği İspanya'da var. KOBİ, mali anlamda sıkıntı içindeyse ticaret sicile başvuruyor ve arabulucu istiyor. Tüm süreci arabulucu yönetiyor. Türkiye'de bunun önünde kanunen hiçbir engel yok. Bütün bankalar ve finansal kuruluşlar bunu uygulayabilir."
Dünya Bankası'nın da mali hacze düşmüş şirketlerin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili arabuluculuğu tavsiye ettiğine dikkat çeken Akuğur, bu yöntemin finansal anlamda OHAL süreciyle birlikte kullanılmaya başlandığını ifade etti.
Akuğur, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu an şirketler, iflas erteleme alamıyor. Alamadığı için çok ciddi sıkıntı içerisinde, doğrudan iflasa gidiyorlar. Arabuluculuk onlar için bir çözüm. OHAL döneminde iflasın ertelenmesi kalktığı için şirketler ya iflas edecek ya haciz tehdidi altında kalacaklar. Şu anda uygulanmakta olan arabuluculuk sistemi, bankacılıktaki bu sorunun çözümü için müthiş bir umut ışığı oldu. Nadir olarak uygulayanlar var. Çok bilinen bir durum değil. Finans kurumları haberdar olsa bunu uygulamaktan vazgeçmeyecekler."