OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 09, 2002 00:00
Türk makina imalatı sektörü 1999-2001 dönemi ihracatında, yıllık yüzde 22.1 artış oranı yakalayarak büyük bir başarı öyküsüne imza attı. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından hazırlanan''Makina imalatı sektöründe iş mükemmelliği ve elektronik iş stratejileri'' başlıklı rapor, basın toplantısıyla açıklandı. Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gündüz Ulusoy tarafından koordine edilen ve Makina İmalatçıları Birliği (MİB) ile Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) desteğiyle 163 şirketi kapsayan araştırma sonucu hazırlanan raporda, Türkiye'nin ihracata dayalı büyüme modelini benimsemesinin makina imalatı sektörü üzerindeki olumlu etkilerine dikkat çekiliyor. Söz konusu modelin sektör çapında uygulanması için sektör dışında oluşturulacak makroekonomik reform ve önlemlerin, üretkenlik artışları ile desteklenerek pekiştirilmesinin sürekli büyüme için zorunlu bir koşul olduğu vurgulanıyor. Çalışmada, makina imalatı sektöründe sürdürülebilir rekabet gücünden beslenen büyüme için sürekli bir üretkenlik artışının sağlanması gerekliliği üzerinde durulurken, bu amaçla verimlilik, teknoloji ve yeni ürün geliştirme ile pazarlara erişim olmak üzere 3 alan üzerinde odaklanılması zorunluluğunun altı çizildi. Raporda, makina imalatı sektöründe gerek çalışan başına düşen ücretin, gerekse çalışılan saat başına ücretin imalat sanayi geneline göre yüksek olduğuna işaret edildi. BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ Rapora göre, makina imalatı sektörü 1999-2001 dönemi ihracatında bir başarı öyküsü gerçekleştirdi. Bu dönem içinde, Türkiye'nin toplam ihracatının ortalama yıllık artış oranı yüzde 8.4 iken, makina imalatı sektörü ihracatta yıllık ortalama yüzde 22.1 büyüme yakaladı. Fakat aynı dönemde ithalat da sürekli ihracatın üzerinde oldu. Bu gözlem, iç pazarın da ihracatını sürekli artıran makina imalatı sektörüne önemli bir büyüme potansiyeli sunduğuna işaret ediyor. 1998 yılında iç pazar talebinin ancak yüzde 20'si iç üretim ile karşılandı. Rapora göre, makina imalatı sektörü ihracata yönelişini aksatmadan sürdürmeli ancak iç pazar içindeki payını artırmanın da yollarını araştırmalı. Raporda, makina imalatı sektörünün AB ile olan dış ticaretinde Gümrük Birliği'nin olumsuz bir etkisi olmadığı vurgulandı.        ''TÜRK İNSANI MAKİNE YAPIMINA YATKIN''  Makina İmalatçıları Birliği (MİB) Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Silahtaroğlu, raporun tanıtımında yaptığı konuşmada, sektörün, gelişmiş ülkelerde yüksek teknoloji kullanması ve yüksek katma değer üretmesi nedeniyle en çok değer verilen sektörlerin başında geldiğini söyledi. Türkiye'de de makine imalat sektörünün çok hızlı bir gelişim içinde olduğuna dikkat çeken Silahtaroğlu, ''Esasen Türk insanı makine yapımına yatkındır. Sektörümüzün tamamı KOBİ nitelğindeki firmalardan oluşmaktadır, ancak bilgi birikimleri ve kalifiye insan gücü istihdamı üst seviyededir'' diye konuştu. Silahtaroğlu, sektörün sorunlarının Türkiye'nin genel sorunların çok farklı olmadığına işaret ederek, şunları kaydetti: ''Kendine özgü sorunumuz, sektörün ithalatının yüksekliği ve ihracatın ithalatı karşılama oranının düşüklüğüdür. Tüm çabalara karşı2001 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 28'dir. Son 10 yılda
döviz kurunun özellikle düşük tutulması, kısa vadeli dövize yüksek getiri sonucu yurtiçi pazar tamamen ithalata bağımlı hale gelmiştir. Ayrıca yatırımların dış
kredi ile finans edilmesi, kredi veren ülkelerin kendi makinalarını şart koşmaları sonucu makina imalatçıları yurtiçinde çok ciddi haksız rekabete uğramışlardır ve sektör bu sıkıntılara karşı kendini yurtdışına yöneltmiştir.'' Taleplerinin öncelikle döviz kurunun bundan sonraki dönemde bilinçli olarak düşük tutulmaması ve reel faizlerin dünya standartlarına yakın rakamlara oturmasının temin edilmesi olduğunu belirten Silahtaroğlu, önümüzdeki 20 yılı kapsayacak yüksek teknoloji kullanımına ve yüksek katma değer üretimine ağırlık veren yeni bir ar-ge mevzuatının da gerekli olduğunu vurguladı.   Prof. Dr. Gündüz Ulusoy da, makina imalat sektörünün 1990 yılında 3.2 milyar
dolar olan ithalatının geçen yıl 5.4 milyar dolara çıktığını, AB'nin ithalattaki payının azaldığını kaydetti. Ulusoy, yine 1990 yılında 176.4 milyon dolar olan sektör ihracatının geçen yıl 1,583 milyar dolara ulaÅŸtığını ve ihracatta AB'nin ağırlıklı olduÄŸunu bildirdi.   TTGV Ä°stanbul Ofisi Sorumlusu Refik Ãœreyen ise, vakfın ÅŸimdiye kadar 200 milyon doları aÅŸan 250 projeyi desteklediÄŸini bildirdi. Â
button