Güncelleme Tarihi:
Bu ilke kararına göre, Türk işçinin, örneğin Irak’ta istihdam edilmesi durumunda Irak Hukuku, Rusya’da istihdam edilmesi durumunda Rusya Hukuku, Türkmenistan’da istihdam edilmesi halinde ise Türkmenistan Hukuku uygulanacak. Ancak bu ilke kararı uygulamada sıkıntılar yaratmaya başladı. İş davaların görüldüğü iş mahkemelerinde görevli hakimler açısında mevzuat sıkıntısı yaratmaya başladı.
FARKLI BAŞVURULAR
İstanbul Bakırköy’deki bir iş mahkemesi, Irak’ta çalıştırılan bir Türk işçinin davasında “Adalet Bakanlığı’na müzekkere yazılarak Irak Hukukunun İş Hukuk mevzuatına ilişkin var ise yeminli tercümeli evraklarının mahkemeye gönderilmesine” karar verdi. Ankara’daki bir iş mahkemesi ise Türkmenistan’da çalıştırılan bir işçinin davasında “Türkmenistan iş hukuku mevzuatı ve tercümesine sunmak üzere gelecek celseye kadar süre vermesine” hükmetti. Bir başka iş mahkemesi de Rusya’da çalıştırılan bir Türk işçinin davasında “Rusya’da bireysel iş sözleşmesinde çalışılan ülkenin Rusya olduğu anlaşılmakla taraf vekillerine Rusya iş hukuk mevzuatı ve tercümesine sunmak gelecek celseye kadar süre vermesine” hükmetti.
Avukat Ezgi Çetin alınan ilke kararının iş mahkemelerinde kaosa ve yargılamanın uzamasına neden olduğunu savunarak özetle şunları söyledi: “Bir hakimin dünya üzerindeki tüm ülkelerin ilgili mevzuatına hakim olması mümkün değildir. Kaldı ki, Türk hukuku uygulandığında dahi işçilik alacaklarının hesaplanmasında bilirkişilik kurumuna sıklıkla başvurulmaktadır. Dolayısıyla alınan ilke kararı gereği yabancı ülkelerin mevzuatlarının uygulanması konusunda da bilirkişilik kurumuna başvurulacak ise de Türk bilirkişilerin de aynı şekilde yabancı ülkelerin mevzuatına hakim olması beklenemez. Yabancı ülke mevzuatı kavramından yalnızca o ülkenin konuyla ilgili mevzuatını değil, o ülkede benzer bir uyuşmazlığın çözümünde yararlanılan kanun, yönetmelik, içtihat gibi tüm yasal kaynakları anlamamız gerektiği kanaatindeyiz. Bu da yabancı ülke hukukunun etkin bir şekilde uygulanabilmesini neredeyse imkansız hale getirecektir.”
'HAK KAYIPLARINA NEDEN OLABİLİR'
Avukat Şefika Palaska da uygulamanın hak kayıplarına neden olacağını iddia ederek, “Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti gibi işçilik alacaklarının hak kazanma koşulları, hesaplanma biçimleri ve zaman aşımı süreleri her ülkeye göre farklılık göstermektedir. Örneğin ülkemiz mevzuatı gereği bir işçi bir iş yerinde 1 tam yıl çalıştıktan sonra iş akdi kıdem tazminatına hak kazanarak sonlandığında, 1 tam yıl için 30 günlük giydirilmiş brüt ücreti tutarında kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Aynı işçinin yine Türkiye’deki bir şirket nezdinde fakat bu kez bu şirketin Libya’da bulunan bir iş yerinde çalışmış olması halinde ise işçinin kıdem tazminatı her tam 1 yıl için 15 günlük ücreti tutarında olacaktır. Bu durumda işçinin hak kazanmış olduğu kıdem tazminatı en az yarı oranında azalmış olacak ve işçi ekonomik olarak ciddi bir hak kaybına uğrayacaktır” dedi.