Güncelleme Tarihi:
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği’nin (İMİB) davetlisi olarak bir grup gazeteci, Mardin’in Mazıdağı ilçesinde yer alan ETİ Bakır Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisleri’ni ziyaret etti.
Maliyeti yaklaşık 1.2 milyar dolar olan ve bin 500 kişiye istihdam yaratan tesiste incelemelerde bulunan Rüstem Çetinkaya, başta çevre örgütleri olmak üzere akademi dünyası ve sivil toplum kuruluşları ile bir araya gelip madencilik konusundaki endişeleri gidermek istediklerini söyledi.
İYİ VE KÖTÜ MADENCİLİK AYRILSIN
Yaklaşık bir yıl önce Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) başta olmak üzere 17 çevre derneğine açık mektup ilettiklerini söyleyen Çetinkaya, “Madencilikle ilgili doğru bilinen yanlışları ve endişeleri gidermek için bilgi paylaşımına açık olduğumuzu söyledik ama aldığımız tek yanıt altın, gümüş, krom, çinko, bakır, kobalt, alüminyum, kurşun, nikel, grafit, demir cevherini kapsayan dördüncü grup madencilik faaliyetlerinin ne şartta olursa olsun durdurulması gerektiği oldu. Oysa sürdürülebilirlik dahil yeni nesil çevreci yatırımlar için bu madenlere şiddetle ihtiyaç var” dedi. Maden sektörünün doğa karşıtı gibi gösterilmesinden rahatsızlık duyduklarını söyleyen Çetinkaya, derneklere çağrısını yineledi: “Endişeleri giderip doğru bilgileri paylaşmak için TEMA Vakfı, çevre örgütleri ile akademi dünyasıyla da konuşmak istiyoruz. Madencilik konusunda doğruları anlatmak istiyoruz. İletişim ve denetimler artsın ki iyi ve kötü madencilik ayrılsın.”
‘MADENLERE SAHİP ÇIKILMALI’
Gelecekte madenlere olan ihtiyacın daha da artacağını, bu nedenle hammadde konusunda tam bağımsızlık için madenlere sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün insan hakları ve iklim değişikliği konusunda örnek gösterilen Kuzey Avrupa ülkeleri, en çok madencilik teknolojisi üreten ülkeler. Biz de madencilikte bu adımı atmazsak, 2050 yılında petrole değil madene bağımlı hale geliriz. Biz diyoruz ki, ‘Bunu çevreyle uyumlu bir şekilde yapabiliriz’. Yeraltı kaynakları tüm ülkeler için çok değerli ancak Türkiye maden konusunda zengin olmasına rağmen çıkarılan madenler yeterli gelmiyor. Bunu başarabilirsek 2022’de 6.5 milyar dolar olan ihracatımızı 30-40 milyar dolar seviyelerine çıkarabiliriz.”