Güncelleme Tarihi:
Ölen madencilerden Mehmet Tokat'ın eşi Zeynep Tokat, faciada hayatını kaybeden eşinin 8 saat çalışıp 1 saat yemek molası verdiğini belirterek, "Savunduklarınız bizim eşlerimize kömürü ekmeğe dürdürüp de yedirdiler. Gelen ekmeğin içinden kömür karası çıkıyordu" dedi. Ermenek'in Pamuklu Köyü'nde Has Şekerler Madencilik Şirketi'ne ait linyit ocağını geçen 28 Ekim günü, eski ocakta biriken suyun basması sonucu 18 işçi mahsur kaldı. 38 gün süren arama çalışmalarında 18 işçinin cesetleri farklı zamanlarda ocaktan çıkartıldı.
16 KİŞİ YARGILANIYOR
Soruşturmayı yürüten Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı 168 sayfalık iddianameyle Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. İddianamede yer alan tutuklu sanıklar Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar, Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey ve aynı şirketin teknik nezaretçisi Ali Kurt ile tutuksuz sanıklar Ermenek Cenne Linyit Madencilik şirketi işletme müdürü Mehmet Zeybek ve Has Şekerler Madencilik şirketinin daimi nezaretçisi maden mühendisi Yavuz Özsoy'un da bulunduğu 14 sanık 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar hapis istemiyle; madenin barut biriminde görevli işçi N.Ö. 'yetkisi olmadığı halde belgelere imza atmak', puantör Mustafa Ayan da faciayı 'bildirme yükümlülüğünü ihlal' suçlamasıyla yargılanmaya başlandı.
SANIKLARIN VE MAĞDURLARIN İFADELERİ ALINDI
Ölen madencilerin aileleri ile 1-2 yaşlarındaki çocuklarının da bulunduğu 62 kişinin şikayetçi olarak yer aldığı davanın ilk gününde 168 sayfalık iddianame okundu. İlk duruşma ailelerin, 3 tutuklu sanığa tepki göstermesi nedeniyle gergin anlar yaşandı. Duruşmanın ikinci gününde ise tutuklu sanıklar ile tutuksuz olarak yargılanan Ermenek Cenne Linyit Madencilik Şirketi İşletme Müdürü Mehmet Zeybek, 1990-2011 yılları arasında Ermenek Cenne Linyit Kömür İşletmeleri'nde çalışan ve tutuksuz yargılanan Şerafettin Zeybek, kazanın ardından olayı bildirmediği iddiasıyla 'Bildirme yükümlülüğünü ihlal' suçlamasıyla yargılanan Has Şekerler Madencilik Şirketi'nde puantör olarak çalışan Mustafa Ayan ile mağdurların bir kısmının ifadeleri alındı. Duruşmada bulunan madenci ailelerinin bir kısmı da mağdur olarak ifadelerinin verdi.
DURUŞMA ÜÇÜNCÜ GÜNÜNE GİRDİ
Üç gündür devam eden duruşmanın bugünkü oturumuna mağdurların ifadelerinin alınması ile başladı. Sabah saat 09.00'da başlayan duruşmada ilk ifadeyi veren faciada hayatını kaybeden Mehmet Tokat'ın eşi Zeynep Tokat, suçluların hepsinden şikayetçi olduğunu belirterek, faciada hayatını kaybeden eşinin başka bir ocakta çalışamayacaklarını söyleyerek patronların tehdidi ile işe başladığını öne sürdü.
BİR DAKİKALARI BİLE BOŞ GEÇMİYORDU
Patronların tazminatları vermeyecekleri şeklinde tehditlerinin devam ettiğini ifade eden Zeynep Tokat şöyle konuştu:
"Eşim 3 ay işsiz kaldı ve maaşlarını bankaya yatırmadılar. Bunlar zevklerini sürerken bizim eşlerimizin sigara parası bile yoktu. Şimdi bize gelmişler davadan vazgeçin diyorlar. Madem bu kadar paraları çoktu, üç ay neden paralarını vermediler. Şimdi bize para teklif ediyorlar. Soma yasasından sonra çalışma saatleri 6 saate düştü. Yemeklerini biz evden yapıyorduk. Kömür karasının içinde ekmek yediler eşlerimiz. Eşim bir dakikalarının bile boş geçmediğini, tuvalete bile çıkamadıklarını söylüyordu. Devlet kanunun arkasında niye durmadı? 6 saat dediler 8 saat çalıştı eşim. Bunların bakanlarına kadar tutun da hepsi suçlu. Neydi bu anlaşmanız soruyorum patronlar. Neden cevap vermiyorsunuz. Esas mağdur biziz, onlara devlet bakıyor diyormuşsunuz. Ben size bana yapılan bütün yardımı vereyim. Hatta benim eşimin kömürden kazanıp yaptırdığı evi de vereyim. Siz bize canlarımızı geri verin."
KÖMÜRÜ EKMEĞE DÜRDÜRÜP YEDİRDİLER
Eşinin 8 saat çalışıp 1 saat yemek molası verdiğini belirten Zeynep Tokat, "Savunduklarınız bizim eşlerimize kömürü ekmeğe dürdürüp de yedirdiler. Gelen ekmeğin içinden kömür karası çıkıyordu" dedi.
PARA TEKLİFİ İDDİASI
Daha sonra ifadesi alınan ölen madencilerden Hüseyin Gültekin'in ablası, faciada hayatını kaybeden Tezcan Gökçe'nin eşi Ayşe Gökçe de bir madenci eşinin davadan vazgeçmesi için para teklifinde bulunduğunu ileri sürerek, "Ben de senin hiç kocandan utanman yok mu dedim. Benim çocuklarım babasını sorup duruyor. Babam mama almaya mı gitti diyorlar. Devletten şikayetçiyim. Bize bakmadılar. Recep Gökçe'ye sağdan soldan para geldi. Bize ne verdiler. Türkiye'nin her yeri benim olsa da gözüm yok. İki tane canım yok benim şimdi. Paramparça olmuş. Bunlar ütülü ütülü giyinip gelmişler buraya. Benim kocam da ütülü giyinmesini bilirdi. Bak biz nasıl geliyoruz. Sen beni arasaydın alıverirdim o sondaj aletini sana" diye konuştu.
"EVLATLARIMIZI SU KUYUSUNA ATTILAR"
Maden faciasında hayatını kaybeden İsmail Gürses'in annesi Ayşe Gürses ise, "Siz evlat acısı yaşadınız mı? Bizim ciğerimiz yandı. Allah kimselere vermesin bu acıyı. Bu acı neymiş siz de görün. Benim evladım gitti. Neden oldu. Neden yemeklerini içerde yediler. Bunlar ütülü masalarda ütülü gömleklerle yemek yerken, bizim evlatlarımız kömür içinde yiyorlardı. Torba yayasından sonra devlet neden arkasında durmadı. Bunlar evlatlarımızı su kuyusuna attılar. Bizim evlatlarımız varken neden o inekler, patpatlar verilmedi" dedi.
"OĞLUM OCAĞA GİTTİ DÖNÜŞÜ OLMADI "
Maden faciasında hayatını kaybeden Osman Çoksöyler'in babası Mükremin Çoksöyler, yemekler dışarıda yenmiş olsaydı hiç kimsenin hayatını kaybetmeyeceğini vurguladı. Ölen İsa Gözbaşı'nın babası Eli Gözbaşı ise, "Oğlum ocağa gitti dönüşü olmadı. Önceki vardiyalarına su çıktığını söylemişler ama mühendis devam edin demiş. Ben bunların hepsinden şikayetçiyim" dedi.
"ÇİZMESİ BİLE YOKTU"
Madende yaşamını yitiren Uğur İlhan'ın babası Hasan İlhan da oğlunun ayağında çizme bile olmadığını belirterek eve, elbiseleri dizine kadar ıslak geldiğini anlattı. Denetleme olacağı zaman eşinin tehlikeli yerleri kapattıklarını kendisine söylediğini ifade eden Kamil Yaman'ın eşi Aysun Yaman ise yemeklerini dışarıda yemiş olsalardı kurtulabileceklerini belirtti.
Gözünün yaşının kuruduğunu belirten ölen Osman Çöksöyler'in annesi Zeynip Çoksöyler ise "Çocuklarımız tuvaletlerini yaptıkları yerde yemek yiyorlardı. Yazık değil mi şimdi bizim gelinlerimize, torunlarımıza. Benim gözümün yaşı kurudu. Hepsinden davacıyım. Onların çocukları cezaevine görüşe gidecekler. Biz mezara gidiyoruz. Adalet mi bu?" dedi.
"ONLARA KEFEN BİLE NASİP OLMASIN"
Madende ölen İsa Gözbaşı'nın annesi Nazmiye Gözbaşı da sondaj makinesi olmamasına tepki gösterdi. Gözbaşı, "Madem sondaj makinesi yoktu. Paraları da yoktu. Bizim evlatlarımıza birer maaşlarınızdan vazgeçin makineyi alalım deselerdi de hepsi hayatta olsaydı. Bizim çocuklarımız şehit gitti. İnşallah onlara kefen bile nasip olmasın" dedi.
"KARDEŞİM BU GİDİŞ ÖLÜM GETİRECEK DEMİŞTİ"
Faciada yaşamını yitiren Uğur İlhan'ın ablası Mümine Eren de kardeşine her gün sigara parasını kendisinin verdiğini belirterek, "3 ay maaş vermediler. Her gün sigara parasını ben verirdim. Kardeşim 'Abla ocağın durumu hiç iyi değil. Bu gidiş ölüm getirecek' dedi. Bakanlığa mektup yazdılar ama bunlar sakladılar. Hepsinden şikayetçiyim" dedi.
İfade veren diğer mağdurlar da şikayetçi olduklarını dile getirdi