Güncelleme Tarihi:
Maden sektörü ihracatı yılın ilk iki ayında, 2020'nin aynı dönemine göre yüzde 25 artışla 768 milyon 745 bin dolar oldu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nden (TİM) yapılan açıklamaya göre, üretim, istihdam ve ihracat odaklı çalışan maden sektörü Türkiye'nin toplam ihracatına verdiği katkıyı aralıksız sürdürüyor. Sektör ihracatı yılın ilk iki ayında yüzde 25 artışla 768 milyon 745 bin dolar olarak hesaplandı. Aylık bazda ise yüzde 47 artışla 415 milyon 562 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi.
Doğal taş sektörü ihracatı, yılın ilk iki ayında 2020'nin aynı dönemine kıyasla yüzde 7,4 artışla 278 milyon 941 bin dolar olarak hesaplandı. Aynı dönemde metalik madenlerde yüzde 64'lik artışla 271 milyon 794 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Endüstriyel mineraller ihracatı ise yüzde 10 artışla 155 milyon 249 bin dolar oldu.
Açıklamada konuya ilişkin görüşlerine yer verilen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Sektörler Konseyi Üyesi Rüstem Çetinkaya, "Genel ihracat bu dönemde her ne kadar artıda gözükse de, bu döneme ait verileri bir yıl öncesi ile karşılaştırmak çok rasyonel değil. Nedeni ise, dünyanın dengelerini alt üst eden yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ana ihracat pazarımız olan Çin'de geçtiğimiz yıl Avrupa'dan ve Türkiye'den yaklaşık üç ay önce belirmesi." ifadelerini kullandı.
Metalik madenlerde gerek birim fiyatların hızlı artışının gerekse hızlı talep ve stok dengesinin ters orantılı oluşması sebebiyle ciddi bir artış kaydedildiğini belirten Çetinkaya, şunları kaydetti:
"Sektörümüz, ana ihracat pazarlarından olan Çin’e yılın ilk iki ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 43 artışla 230 milyon 820 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bir diğer ana ihracat pazarımız olan ABD'ye ihracat yüzde 36 artarak 74 milyon 630 bin dolar oldu. İhracat pazarlarımıza ilişkin pozitif anlamda beklentilerimiz var ancak bu noktada Çin’i ayrı tutmak gerektiği kanaatindeyim. Burada halihazırda belirgin olmayan göstergeler ancak nisan itibarıyla netleşmeye başlayacak. İhracat performansımızın dünya ve Türkiye gündeminin normal bir akışta seyretmesi halinde yıl sonunda pozitif yönlü kapanacağını öngörüyorum."