Lüksün devlerinde vitrine girdi, sıra ABD ve Çin’e geldi

PARİS Moda Haftası’nda düzenleyeceği defile için harıl harıl çalışan Arzu Kaprol, 3 yıl önce Aymarka ile gittikleri işbirliğini hatırlatarak, “Türkiye’de daha güvenli hissettikten sonra enerjimi yurtdışına ayırabildim. Türkiye’de Arzu Kaprol 6 mağazaya ulaştı. Çoğalmasını isterim” dedi. Yaklaşık 2 yıl önce Paris Moda Haftası’nda yer alınca dünyada da dikkat çekmeye başladığını belirten Kaprol, “Uluslararası pek çok önemli gruptan talep geldi. Paris’te Montaigne Market’te varız. Londra Harrods’a girdik. 2012 ilkbahar-yaz koleksiyonunun sevkiyatını çoktan tamamladık” diye konuştu.
Harrods’ın Türk lokumu
Harrods’ta 7 Aralık’tan bu yana satılan Arzu Kaprol koleksiyonuna, mağazanın özel dergisinde de yer verildi. Arzu Kaprol’ün çok da hoşuna gitmeyen, ‘Türk lokumu’ başlığı atılan yazıda Kaprol için “Yıldızı yükseliyor, yükseliyor” ifadesine yer verildi. Kaprol, Ortadoğu’da ise Dubai Bloomingdale’de ve Harvey Nichols Riyad’da çoktan koleksiyonlarının satıldığını vurguladı.Arzu Kaprol, Pret a Porter (hazır giyim) ve Arzu Kaprol Atelier (haute couture) olmak üzere iki koleksiyona sahip. Gelecek sezon Harvey Nichols Hong Kong, Atelier koleksiyonunu istiyor. Arzu Kaprol, “Sırada Çin ve Amerika var” diyerek dünyaya kısa sürede yayılacağının sinyalini verdi.
Dolce & Gabbana’da
Milano’da Dolce & Gabbana mağazasında koleksiyonunun satılmasıyla ilgili olarak Arzu Kaprol, “Sadece Milano Via Spiga 2’deki mağazada tasarımcılara küçük reyonlar ayırılmış. Arzu Kaprol onlardan biri oldu. Stefano Gabbana, Milano’daki showroom’da beğenip istiyor” dedi. Arzu Kaprol markalı ürünlerin 2011 yılında 4.5 milyon TL ciro elde ettiğini belirten Arzu Kaprol, Ortadoğu’dan yoğun talep aldıklarını söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ortadoğu’dan hem korner için teklifler geliyor hem de mağaza açmak için. Ben mağazacılık için erken olduğunu düşünüyorum. Beyrut merkezli lüks department store Aishti’de yakında satılmaya başlıyor. Sadece Beyrut’ta 3 tane mağazası var. Türkiye’deki mağazaları yeniden şekillendirip, Atalier ile yenilenip müşteri algısını artırdıktan sonra Ortadoğu’da mağazalar zincirine sıcak bakıyorum.”

Paris Moda Haftası’nda 4’üncü kez defile yapacak

BU yıl 4’üncü kez, 7 Mart’ta Paris Moda Haftası kapsamında defile düzenleyen Arzu Kaprol, “Paris Moda Haftası yurtdışı organizasyon olunca anlamlı. Bizim koleksiyonumuz için şubat ayından itibaren satışlar başladı. Aslında kimse gelip defileden koleksiyon beğenmiyor. Satın almacıların çoğu daha önce seçiyor. Defileler daha çok şov amaçlı” diye konuştu. Dünyada moda haftalarının her birinin başka bir işlevi olduğunu hatırlatan Kaprol, şöyle konuştu: “Londra yeni gelenler için, Milano daha ticari olabilmek, New York daha çok Amerika operasyonuyla ilgili. Paris’te ise yer alacak tasarımcıları Fransa Moda Federasyonu, Hazır Giyim Federasyonu ve Haute Couture Federasyonu ortak karar ile seçiyor. Çok Fransız bir durum açıkçası. Ne parayla, ne satış operasyonuyla girebiliyorsun. Bu yüzden ‘kreatörlerin’ moda haftası olarak anılır. İçinde tasarım yoksa, defile sonunda tasarımcı yürümüyorsa kabul edilmiyorsun.”

Coca-Cola ile stüdyoyu kurdu dev bir grupla anlaşmak üzere

SÜRDÜRÜLEBİLİR iş modeline inandığını, Network ile işbirliğinin 10 yılı geride bıraktığını belirten Arzu Kaprol, Coca-Cola ile 3 yıllığına planladıkları ve daha da sürmesini arzuladıkları projeyi şöyle anlattı: “Bundan bir yıl önce konuşmaya başladık. Paris’te defile yapmaya başlayınca İstanbul’daki zamanımı nasıl değerlendirebiliriz diye düşündük. Studio Kaprol by Coke Design olarak vitrinlere girecek. Şu anda bunun için büyük bir grupla da anlaşmak üzereyiz. Gelecek yıl bu proje üniversitelere girecek. Mimari, grafik, aksesuvar, vs. yani neredeyse bütün tasarıma açık. Mart ayında Mimarsinan, Marmara ve İstanbul Teknik üniversitelerinde konferans ve workshoplar olacak. Diğer üniversite öğrencilerine de açık. Üniversitelerden bu etkinliklerle bulduğumuz yetenekli kişileri aramıza katmak istiyoruz. Bu proje celebrity (yıldız) tasarımcı değil, yıldız ekipler yaratmanın peşinde. Ekip olarak bir arada olmayı vurgulayan bir proje.”